Oysa bunların çoğunluğunun – ki her toplumda istisnalar da vardır - anlayamadığı,
neden açık kimliklerini bile kullanamadıkları ve neden AKP li oldukları ya da
menfaatleri gereği olmak zorunda oldukları halde, bunu açıkça söyleyebilmekten
imtina etmek zorunda kaldıklarıdır. Sanki de iktidarda CHP varmış gibi, onunla
yatıp onunla kalkıyorlar, neden bu kadar korku acep. Diğer yanda beğenmedikleri
CHP li, her zaman sapına kadar Atatürkçü, Milli
Birlikçi, Ulusalcı ve de CHP li olduğunu göğsünü gere gere her ortamda
hala söyleyebiliyor, kimliğini çekincesiz her halükarda açıklayabiliyor. İşte
arada ki müthiş fark da burada yatıyor.
Ayrıca bu adamlar kendilerine
sormalıdırlar. Neden kimlik sorunu yaşıyorlar, kaçak güreşiyorlar. Neden açık
seçik ve yüzleri kızarmadan kendilerini temsil etmeye yürekleri yetmiyor. Ve
alınlarını gere gere biz AKP’liyiz diyemiyorlar acaba? Bunlar gibi daha çok
neden var. Tüm bu nedenlerin cevaplarını açık yüreklilikle veremediklerine,
hele battıkça da hiç veremeyeceklerine bakılırsa, cevapların ağırlığı altında ziyadesiyle
ezildikleri kendiliğinden anlaşılıyor. Lakin diğer yandan da pişkin bir
yüzsüzlükle sallamaya devam ediyorlar ne hikmetse, oysa karşılığında
Sultanlarından bırakın ulufeyi, boncuk bile alamıyorlar ve de birlikte yok olup
gidecekleri halde.
Senin sanal istatistiklerin
yüksekmiş(!) sen tek parti iktidarıymışsın falan filan, cart curt, geçiniz. Seninkiler
daha şimdiden, MHP ile tekrar iktidar olabilmenin hesaplarına geçtiler. MHP ile
dansları da bundandır. Sen hala, Sam amcamız nasıl olsa arkamızda deyip dur.
İyi de bakalım nereye kadar ve onlar ne diyecek bu işe, kendi etekleri yakında
tutuştuğunda. Zaten o zaman çıkacak ya, koyun ak mı kara mı ortaya, göreceğiz.
Gaddafiyi harcayan aynı parmaklar, heriflerin,
yandaşları olan Libya elçilerini bile daha yeni hallaç pamuğu gibi
tiftiklemediler mi? Ayrıca, Asala eşkıyalarının harcadığı, daha kanları kurumamış
güzide elçilerimizin taziyelerini okudularda mı, birde bize karşı utanmadan hala
sanal Ermeni kartını oynayan şerefsizlerin, ‘böl,
yönet, soy’ tetikçisi cia piçleri adına ağıt yakıyor bizim kocabaşlar. Hem
de sıra kendilerine gelmişken. Bunu anımsatsak bize, ‘protokol
gereği’ diyeceklerdir muhtemelen, protokole göre de ‘insan mı oldular’ şimdi heriflerin gözünde. Ne
alakası varsa. Yoksa alnımızda sahiden enayimi yazıyor.
Ben şahsen yüz yüze görüştüğüm
böyleleri arasında, açıkça AKP li olduğunu söyleyebilenine henüz rastlamadım,
hele de son günlerde. İşte bu hazretler bunu da bir türlü anlayamıyor ya da kabul
etmek istemiyorlar anlaşılan. Oysa bizler açık kimliğimizle hep buradayız,
adreslerimiz belli, yazıp söylediklerimizin altında hep imzalarımız var. Onları
ara ki bulasın, kaçak güreşip, arkadan vurup, Baş İmamları gibi esip gürleyip
sonra da üç maymunları oynuyorlar, sanki erketeci kendileri değillermiş gibi.
Yani anlayacağınız, tek marifetleri
köçeklik ve bunu da iyi beceriyorlar doğrusu. Öyle kıvırıyorlar ki iki ayaküstünde,
inanın bazen nasıl başları dönüp de düşmüyorlar diye sorası geliyor insanın. Hazretler! Hele durun biraz yahu! Bu kadar da kıvırtılmaz
ki! Hani böylelerine zenne diyorlardı galiba!
§ MAİDE SURESİ: 42 Yalana iyice
kulak verirler, haramı tıka-basa yerler. Sana geldiklerinde, ister
aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen
sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Ama aralarında hükmedersen, adaletle
hükmet. Allah, adaletle hükmedenleri/adaleti ayakta tutanları sever. §
Bizde bu kılavuzu karga olanlara, vakta
ki bizi beğenmeseler de, adil olduğumuzdan yukarıdaki
sureyi ithaf ederek âmin diyoruz, yolları
açık olsun. Çünkü her ne kadar anlamasalar da aslında kuvvetle ihtiyaç
hissedecekleri bu olacaktır yakında, nasıl olsa.
Yukarıda ki sureye neden ihtiyaçları
olduğunu daha iyi açıklar ümidiyle, bir zamanlar onlardan birisi olan
Abdüllatif Şener’in son konuşmalarından bir alıntıyı aşağıya koyuyor, yorumu da
okuyucuya bırakıyorum. Görülüyor ki, Sayın Şener de, neden ‘günah çıkartmak’ zorunda olduklarını açıkça beyan
ediyor.
§ "Başladığı
gibi gidiyor! Başlangıcında biz de olduğumuz için bazı günahlarına ortak olduk,
bazılarına direndik. Ortak olduğumuz günahlar için gece gündüz tövbe istiğfar
etmemiz gerekir. Aklımıza geldikçe de tövbe ediyoruz o dönemle ilgili.” (Abdüllatif Şener - Sözcü) §
Serendip
Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder