ABD,
seçimlere OHAL ile gitmeyin diyerek Demokrasi faziletlerinden yeni örnekler
vermeye kalkıyorsa; bilelim ki sadece kendisinin anladığı çakma demokrasinin arkasında
yine pusuya yatmış demektir. Öyle ya kendisine boşuna BOP eş başkanlığı misyonu
yüklemedikleri Erdoğan’ın, her ne pahasına Başkanlıkla birlikte Türkiye
Cumhuriyeti’nin tapusunu dahi neredeyse emperyalist varlığı adına eline geçirecek
olması, yedi düvelle bir arada başaramadıkları SEVR oldubittisini, ülkemin
üstüne tek başına giydirmesi bağlamında, Erdoğan’dan beklentilerinin de ötesi
değil de nedir.
Bu sebeple de aldatmayalım
birbirimizi demek, herhalde en akıllı söylem olur bizler için. Nitekim Seçim
sonunda beklenen gerçekleşirse; Ortadoğu, Avrasya ve aşağı Asya’yı kontrol edebilecek
teknolojik, eko siyasi ve istihbarı geniş bir alanda kurulacak ABD+İsrail
kökenli bir koridorun, çakma Kürdistan yaftası altında oluşmasını beklemek, tüm
etki altında kalacak ülkeler hesabına hiç de hayalcilik olmayacaktır. Eh ondan
sonra artık, İpekyolu ve Dolar’ın sıfırlanması projelerinin de yeni bir Bahara
ertelenmesi kaçınılmaz olur artık.
Suriye’nin Kuzeyindeki zeytin dalımızın
yapraklarını kıpırdatacak, muhtemelen de seçim sonrasına kadar, Fırat’ın
Doğusuna kadar uzanan hiçbir esintinin olmayacağı, işte tam da bu nedenle
beklenmelidir artık. Ki yeni Türkiye manda Devletinin de temelleri atılabilsin.
Bu hesaba göre de Erdoğan Başkanlığı eline alınca, müptezel biraderlerin
çantasında ki keklik olacaktır nasılsa.
İşte şimdi de Bahçeli’nin danışıklı ön
bildirgesi ve Erdoğan’ın 10 dakikada verdiği ve hemen de terminlediği(!) Okeyi
ile de BOP ’un son perdesi, fiilen başlamış oluyor artık. O halde sıkı durun,
bilhassa da siz muhalefet. Belki de sonuncusunu yaşayacağınız seçim antetli
tarihi soyguna hazırlıklı olun o zaman. Bakalım nasıl başaracaksınız görelim.
Duyarlı ve ahde vefa sahibi vatandaşlar elbette kendilerine düşeni nasılsa
yapacaklardır. Onların hiç olmazsa reylerine, AB ve ABD de çoktan yasaklanmış
olan ve bugüne kadarda defaten aksini yaşadığınız SECSİS ile tekrar nasıl sahip
olabileceksiniz? Haydi, hayırlısı olsun bakalım. İnşallah aldanıyor oluruz.
Son Referandum soygununda hala
gözünüz açılmadığına göre, bu vatandaş sizlere nasıl güvenecektir. Çünkü hep aynı
filmi izlemekten artık bizar olduk kardeşler. Ya bırakın bu işleri, bu sefil
paryayı ya da bu defa sahip çıkın kimliklerinize de şaşırtın bizi artık. İktidarda
kalabilmek için her şeyi benimsemiş olanlardan birisi de bu baskın seçimi,
‘Kurtuluş Savaşı’ olarak betimlemiş. Ne var ki kendi adına düşünmekle, teşbihte
hata yapmış.
Doğrudur gerçekten de Kurtuluş
Savaşı gibidir durum. Her ne kadar eşanlamda olmasa da. Lakin Türk Ulusunun, ırzına,
namusuna bile göz dikmiş emperyalist haramiler beslemesi, manda Devleti
misyoneri AKP iktidarından kurtuluşudur aslı bu savaşın, biline. Köşeye sıkışan
Harami gibi de ya hep ya hiç ruhsal depresyonu altında oldukları nedeniyle de, suçluluk
korkusu sarmıştır her yanlarını artık. Dolayısıyla da her kötülüğü yapmaya
müsaittirler ve dikkatle takip edilmelidirler.
Aynı bağlamda söylemeden geçmeyelim.
Ve muhalefet Lideri Kılıçdaroğlu neden Cumhurbaşkanlığına adaylığını koymuyor
diye de sitem etmeyelim. Çünkü yıllarını Devlet memurluğunda geçirmiş ve
çoğumuzdan fazla Devletine hele de o en üst makama saygısı fazla bir insan
olduğu kesindir. İnsan, dürüst, ahlaklı ve vicdanlı olunca da yanlıştan, hata
yapmaktan korkacak demektir. O halde kendi kumaşında olan bir insan da,
Cumhurbaşkanlığı adaylığını kendisi değil; ama partisi ve vatandaşlarının
tensibiyle koymak zorunda olduğunu da elbette düşünecektir kuşkusuz. Bana göre
bizim de bu düşünceye saygı duymamız ve empati oluşturmamız gerekir. Bırakalım öyleyse
kararını kendisi versin.
Çocuk kalplerini de unutmayan ve o kalplere Dünya tarihinin ilk
çocuk bayramını armağan eden insan Atatürk’e, derin minnet içeren saygılarımı
yolluyor ve torunlarım adına da hepinizin bayramını kutluyorum sevgili
çocuklar.
25 Haziran’dan itibaren, üstüne
zorla giydirilmeye çalışılan ve kendisini tarihin çöplüğüne gömmeye hazırlanan
kara çarşaftan, onu paramparça ederek kurtulacağına inandığım yüce Türk
Ulusunun, şanına çok yakışan bu çok özel HUZUR – ki çocuk huzurdur - Bayramını
da kutlarım. Bakın Avrasya’ya, Asya’ya Türk’ün yaşadığı hiçbir yerde bağnaz ve kara
çarşafı yoktur. Bütün mendeburların ve mendeburluğun yuvası haline emperyalist
tasallutuyla getirilmiş Ortadoğu’nun kontrolü yeniden; ama bu defa laik ve
Cumhuriyetçi Türk’ün himayesine geçmelidir ki huzur bulsun…
Serendip Altındal