Vaktaki
Başkan oldu, bir süreliğine daha mı kurtaracak kendi ve birilerinizin nazik
bedenini. Sonra yaşam denilen büyük oyunun bitiş düdüğü çaldığında ve artık
Başkanınızın başınızın üstündeki koruyucu şemsiyesi de olmayınca, dıral dedenin
düdüğü gibi kalıvereceksiniz orta yerde, sizler, kale arkasında ki AKP takımı.
Aranızda ki tescilli vatan hainleri asılacak nasıl olsa bu ülkede.
Kalanlarınıza da yazılacak genel faturanın sarkan bakiyeleri kuşkusuz, o halde
uyanın ulan artık.
Bakın MHP bile sizden uyanık çıktı.
Baktılar ki bugüne kadar AKP’nin patinaj zinciri olmaktan öte akıllı bir
icraatı olmayan Bahçeli ile birlikte yola devam ederlerse, 5 ayda yarı yarıya fire
verdiklerine göre ikinci kümeye düşecekler, hemen istifalara başlayarak kendisini
silkeleyip, yönetimde yalnız bırakarak, genel kurultaya gitme doğrusunu da yakalayıverdiler.
Onların
sizinki gibi bir kaç gün askıda teşhir edilmek gibi bir kaygıları da olmadığı
halde, yine de sizden önce doğru yolu buldular. Siz seyredip oturun daha. Herhalde
reisinizin ve oyun arkadaşlarının makûs kaderlerine ortak olmak istiyorsunuz
anlaşılan. Almanlar der ki; “Mit gegangen mit gehangen”, “birlikte yürüdük
birlikte asıldık”. Ki ne kadar da doğru, o zaman denecek bir şey de kalmıyor
zaten.
Hele de içinizde ki mümin geçinenler,
bırakın cenneti cehennemi, o meşhur teneşir tahtasını bile bulamayacaklar
sonunda. Aslında kurşuna dizilmeleri gerekenler de gelenek ve görenekler
doğrultusunda, ibretlik suçlular kategorisinde - ki vatana ihanet böyle
suçlardandır – asılarak ibret olması için birkaç gün de askıda teşhir
edilirler. Dolayısı ile açın artık gözlerinizi. Çünkü mermi namluya sürüldü artık.
Sonra da söylemedin demeyin bana…
Bu güzelim laik Cumhuriyetten kopup,
Bedevinin kıçına takılır, dinle devleti de bir araya paketlerseniz, cenazeyi yıkayıp
gazına da katlanırken, onu kaldırmakta size düşecektir elbette;
Erdin
mi muradına
Bak
güzelim ülken
Oldu
sana Arabistan
Derdinden
de anlamaz
Ümüğünü
sıkmadan
Birde
Atatürk olmadan
Şimdi
otur da çöz düğümü bakalım
Tayyip
Sultan
Anla
artık tutmuyor dikişler
Demek
ki
Kurusıkı
sallamakla da çözülmezmiş bu işler…
Başkanlık ve darbesiz yeni anayasa ihtirasının
esası, Erdoğan’dan itibaren aktif kadronun ibrik taşıyıcısına kadar, bir gün
yüce yargı önünde hesap verme ve avantalardan olma korkusunun tavan yaptığı yandaş
cemaatin, yüreğindeki basıdan oluşan halüsinasyondur. Ve Erdoğan’a, saray âlemlerinde
aralarındaki iğrenç ilişkilerin ahlak duvarlarını baltaladığı çakma danışmanları
tarafından, sürekli olarak verilen ve başını yiyecek olan tavsiyeler ise hep bu
doğrultudadır.
Yani
Başkanlık ihtirası sadece Erdoğan’a ait değildir. Himayesinde ki Kraldan fazla Kralcıların da
bunda etkisi tamamlayıcıdır. İşte bir de işin bu tarafı var tabii. Her şeyden
önce de bu arazın teşhis edilmesi gerekir. Bana göre artık gerisi de tatavadır.
Amerikalı da bu durumun farkındadır ve B planına da geçmiştir bile çoktan. Ne
ki sürekli varsanımlar altındaki aymaz biraderler, bunun bile farkında değildirler
ve hamileri ABD’den yeşil renkli sıcak(!) destek beklentisi içindedirler hala.
Oysa yeni bir Hükümetin kurulur
kurulmaz ilk bilmesi gereken hususların başında, geçmiş tarihi Hükümet yanlışlarının
da sorumlusu olduğudur. Şayet ayni yanlışlara devam ederse, bunu misliyle öder.
Yani yargıda ceza erteleme, suçun tekrarında ise katıyla ödetmek gibi bir durumdur
bu anlayacağınız. Öyle ya, neticede zorla iktidar yapılmadınız. Öyleyse, bu
riski de taşımalısınız. Siz mecliste oturup, kaymaklı ödeneklerinizi, yok
haline rağmen onun cebinden alırken, yoksa bu riski de sokaktaki vatandaşınız
mı taşıyacak zannediyordunuz.
TBMM
Bütçe konuşmalarında Kılıçdaroğlu, çok doğru bir tespitle, AKP Hükümetinin
içerde ve dışarıda Hükümet erkini kaybettiğini söyledi. Eksik bıraktığını da
biz tamamlayalım. Erkin aslında sarayda oturanda olması, sakın bu açmazın da
ana nedeni olmasın. Herhalde göstermelik AKP Hükümetinin otonom(!) Başbakanı
olan Davutoğlu bu soruyu cevaplamalıdır.
AKP
iktidarının 14 yılda ülkeye verdiği hasarın kayıplarını yerine koymak, asla
yeni bir Cumhuriyet sürecine daha gereksinim duymaz. Sen sadece başındaki
Bedevi Hükümetinden kurtul ve milli eğitimi kaldığı yerden Köy Enstitüleri
disiplini içinde tekrar eline al. Çok değil 10 sene içinde yeni kuşaklarını
tekrar evirip millileştirerek, bütün enkazı çöpe süpürmüş olursun nasılsa, hiç merak
etme.
Çünkü
sonsuz devinim nedeniyle gelecek kuşaklar, nasıl olsa birbirini hep
tazeleyecekler ve buldukları kazuratı hep ortadan kaldıracak ya da şimdi olduğu
gibi üstüne tüy bile dikeceklerdir. Ne ki bütün mesele otokontroldedir. İşte
bunu asla elinden kaçırmamalısın. Yoksa o zaman da birileri seni kontrole başlar
ki şimdi olduğu gibi. Emperyalist, mandalarında boşuna mı önce milli eğitimi
manipüle ediyor sanıyorsun. Şehirlere dağlardan inenler bile bir süre sonra
nerelerden geldiklerini unutuveriyorlar, sana bile içinde büyüdüğün doğanı
öğretmeye kalkıyorlar, bunun dahi farkında değil misin?
Sözün
özü; değişim eskisinden de köklü ve kalıcı olarak kısa bir sürede yeniden
sağlanacaktır kuşkusuz. En fazla 20 yıl içinde bütün bu KARAKP dönemi, tarihin
atıklar mezarlığında yerini almış olacak ve yeni Türkiye dimdik ayakları
üstünde yeniden yükselecektir. Çünkü doğru kullanılan zaman, hep yaptığı gibi
bütün yaraları kısa sürede tekrar kapatarak, ölüm yatağında ki hastayı bile yeniden
ayağa kaldıracaktır, hiç kuşkunuz olmasın.
Bunları söylüyoruz diye de sakın
kusurumuza bakmayın. Atatürk’ün ebedi yanacak olan kor ateşi bir kere içimize
düşmüş ve hep doğru yolu da aydınlatıyor önümüzde, ne yapalım. 14 yıl önce
birileri bana, kişiliği hakkında da açılış
reklamını yapıp, adam gümbür gümbür geliyor demişlerdi. Bende onlara, o zaman giderken
o da Kemalist olup öyle gider demiştim. Bunu da birkaç defa dile getirmiştim
yazılarımda. Şimdi korkarım öyle olması da kurtaramayacak artık onu. Olmaz öyle
şey diyen var mı? Haydi, varmısın buna da bahse. Bak ne dediysek oluyor bu
ülkede. Ona göre…
Serendip
Altındal