Nasıl
ki aldatıldım demekle akıllı olduğunu ispat edebilmen mümkün değilse; unuttum
demekle de bir şey bildiğine kimseyi ikna edemezsin. Öyle ya aklın yoksa neyi
bileceksin de unuttum diyebileceksin. Çünkü unutmak için dahi ilk önce, DOĞRU
GİDEN SAAT GİBİ geri kalmayan bir akla ihtiyaç vardır. Hele de madik yemişsen,
bu parmak yemekden de daha berbat bir durumdur.
Esasen akıl saatlerinin geri
kaldığını teyit edercesine, diğerleri gibi acele fırlattıkları son KHK ile
artık sokak savaşları da meşru hale getiriliyor. Yani yassı sivri, keskin
demirlerle, delikli ve gürültücü olanlarının çoluk çocuğun elinde çevirdiği topaçlara
dönüşeceği günler yakındır. Kimin kimi harcayacağı, dostun, düşmanın
bilinmeyeceği ve dış misyonerlerin istediği gibi de durumun bir sivil savaşa
dönüşümü tasarımdadır. Böylece 15 Temmuz darbesi bahanesiyle tamamlanan OHAL’in,
bundan sonraki varlığı da meşruiyet kazanmış olacaktır.
Tam Esad’la anlaşacağı söylenen
Erdoğan’ın durup, durup Turnayı gözünden vuran Trump jargonlu çıkışı ve
suratındaki çaresizlik ifadesiyle – ki yine Okyanus ötesinin baskı alanı içinde
olduğu ifadesidir bu - ‘Esad teröristtir’ beyanı, artık bu gelgitli saçmalığa
ne diyeceğini bilemeyen Rusya’yı iyice güven endişesi içine sokmuş olmalıdır.
Nitekim
aynı bağlamda S-400’leri bize ancak 2020 yılında vermeyi taahhüt etmesinin
nedeni, seçim sonrası ortaya çıkabilecek Erdoğan’sız ve bu silahların
kendilerine karşı kullanılmayacağı güvencesi olacak milli ve Kemalist bir
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti beklentisi olabilir mi acaba?
Bu arada, iktidarda kalamayacağı
kesinleşen birilerinin, bir gün yüce yargı önünde hesap vermektense Ege
Adalarını sattığı gibi vatanın geri kalanını da satarak, onu böleceği ve bir
federal bölümünde, avenesiyle birlikte yine iktidarda kalmak adına her şeyi
göze alacak hesaplar içinde olduğu bellidir. Bellidir de, buna Türk Ulusunun
daha ne kadar tahammül edebileceği; işte o belli değildir…
Emperyalist ABD Devlet katmanlarını,
yandaşlarını, Dünya genelindeki tüm beslemelerini ve eşleklerini, salt
erdemsizlikleri nedeniyle içine düştükleri kozmopolit keşmekeşten, helak
olmadan sıyrılabilmeleri için, kendilerine de ışığı göstererek ‘yurtta sulh,
cihanda sulh’ erdemini öğretecek bir Atatürk’e ihtiyaçları vardır. Herhalde
onlarda bu gerçeği çoktan anlamış olmalıdırlar. Çünkü mevcut kafalarıyla bu
yerkürede gelecekleri kalmamıştır artık.
Bu bağlamda da ABD&PKK son
yapılanmasının, bizim ve içinde olduğumuz Ortadoğu haritamızın, yakın gelecekte
yeni bir belası olacağı kesinleşirken, bu olgunun, senaristlerinin de sonunu
çabuklaştıracağı beklenmelidir. Çünkü ABD ve yardakçısı Harami çetelerine karşı
ataklar da zorunlu hale gelmiştir artık.
Nedeniyse,
beklemekle savunma yapılamayacağı ve taarruzun en iyi savunma aracı olduğu
gerçeğiyle de, düşmanın savunmaya zorlanacağıdır. Ve savunmadaki de elbette, bizimkini
almaktan önce kendi canını vermemeye çalışmak zorunda kalacak demektir.
Her iki seçmenden birisinin
Merkel’in artık bırakmasını istediği Almanya da gelecek günler neyi
gösterecektir, beklemek lazım. AB lideri Almanya’nın da muğlak durumuyla iyice
kararan AB gökyüzü, yeni bir yapılanmadan berrak bir semayla çıkabilir mi? Hele
de Kudüs oylamasının ABD’yi yalnızlaştırarak AB ülkeleri için de yeni umutların
yeşerdiği bir dönemde. Ne ki Merkel gibi yumuşakçaların Alman siyasetinden
ayrılmasıyla, pusu da bekleyen Kurtlara kapı aralanır mı? İşte bunu da yakın
günler gösterecektir.
Şayet bu kapı aralanır da, Almanya
liderliği yine kalın kabuklu Nazi ekstremistlerin eline geçerse ne olur? Acaba yine
Dünya liderliğini de kapmak adına alelacele yeni bir Dünya harbi tetiklenebilir
olur mu?
İşte bu beklentilerin yeni gerçeğimiz
olmaması ve hezeyanlara dönüşmemesi temennisiyle; Ülgen Dedenizin (Noel Baba) yeni
Güneş yılınızda, her şeyin gönlünüzce olmasını sağlamasını, yeni yılda doğacak
Güneşinizin, sizinle birlikte bütün sevdiklerinizi ve yüce Türk Ulusumuzu erdem
ışığıyla yıkamasını, hepimizi başlarımızdan topuklarımıza kadar kutsamasını,
canı yürekten temenni ediyorum…
Serendip
Altındal