28 Aralık 2017 Perşembe

KUTSANMAK..

           Nasıl ki aldatıldım demekle akıllı olduğunu ispat edebilmen mümkün değilse; unuttum demekle de bir şey bildiğine kimseyi ikna edemezsin. Öyle ya aklın yoksa neyi bileceksin de unuttum diyebileceksin. Çünkü unutmak için dahi ilk önce, DOĞRU GİDEN SAAT GİBİ geri kalmayan bir akla ihtiyaç vardır. Hele de madik yemişsen, bu parmak yemekden de daha berbat bir durumdur.

            Esasen akıl saatlerinin geri kaldığını teyit edercesine, diğerleri gibi acele fırlattıkları son KHK ile artık sokak savaşları da meşru hale getiriliyor. Yani yassı sivri, keskin demirlerle, delikli ve gürültücü olanlarının çoluk çocuğun elinde çevirdiği topaçlara dönüşeceği günler yakındır. Kimin kimi harcayacağı, dostun, düşmanın bilinmeyeceği ve dış misyonerlerin istediği gibi de durumun bir sivil savaşa dönüşümü tasarımdadır. Böylece 15 Temmuz darbesi bahanesiyle tamamlanan OHAL’in, bundan sonraki varlığı da meşruiyet kazanmış olacaktır.

            Tam Esad’la anlaşacağı söylenen Erdoğan’ın durup, durup Turnayı gözünden vuran Trump jargonlu çıkışı ve suratındaki çaresizlik ifadesiyle – ki yine Okyanus ötesinin baskı alanı içinde olduğu ifadesidir bu - ‘Esad teröristtir’ beyanı, artık bu gelgitli saçmalığa ne diyeceğini bilemeyen Rusya’yı iyice güven endişesi içine sokmuş olmalıdır.

Nitekim aynı bağlamda S-400’leri bize ancak 2020 yılında vermeyi taahhüt etmesinin nedeni, seçim sonrası ortaya çıkabilecek Erdoğan’sız ve bu silahların kendilerine karşı kullanılmayacağı güvencesi olacak milli ve Kemalist bir Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti beklentisi olabilir mi acaba?

            Bu arada, iktidarda kalamayacağı kesinleşen birilerinin, bir gün yüce yargı önünde hesap vermektense Ege Adalarını sattığı gibi vatanın geri kalanını da satarak, onu böleceği ve bir federal bölümünde, avenesiyle birlikte yine iktidarda kalmak adına her şeyi göze alacak hesaplar içinde olduğu bellidir. Bellidir de, buna Türk Ulusunun daha ne kadar tahammül edebileceği; işte o belli değildir…


            Emperyalist ABD Devlet katmanlarını, yandaşlarını, Dünya genelindeki tüm beslemelerini ve eşleklerini, salt erdemsizlikleri nedeniyle içine düştükleri kozmopolit keşmekeşten, helak olmadan sıyrılabilmeleri için, kendilerine de ışığı göstererek ‘yurtta sulh, cihanda sulh’ erdemini öğretecek bir Atatürk’e ihtiyaçları vardır. Herhalde onlarda bu gerçeği çoktan anlamış olmalıdırlar. Çünkü mevcut kafalarıyla bu yerkürede gelecekleri kalmamıştır artık.

            Bu bağlamda da ABD&PKK son yapılanmasının, bizim ve içinde olduğumuz Ortadoğu haritamızın, yakın gelecekte yeni bir belası olacağı kesinleşirken, bu olgunun, senaristlerinin de sonunu çabuklaştıracağı beklenmelidir. Çünkü ABD ve yardakçısı Harami çetelerine karşı ataklar da zorunlu hale gelmiştir artık.

Nedeniyse, beklemekle savunma yapılamayacağı ve taarruzun en iyi savunma aracı olduğu gerçeğiyle de, düşmanın savunmaya zorlanacağıdır. Ve savunmadaki de elbette, bizimkini almaktan önce kendi canını vermemeye çalışmak zorunda kalacak demektir.


            Her iki seçmenden birisinin Merkel’in artık bırakmasını istediği Almanya da gelecek günler neyi gösterecektir, beklemek lazım. AB lideri Almanya’nın da muğlak durumuyla iyice kararan AB gökyüzü, yeni bir yapılanmadan berrak bir semayla çıkabilir mi? Hele de Kudüs oylamasının ABD’yi yalnızlaştırarak AB ülkeleri için de yeni umutların yeşerdiği bir dönemde. Ne ki Merkel gibi yumuşakçaların Alman siyasetinden ayrılmasıyla, pusu da bekleyen Kurtlara kapı aralanır mı? İşte bunu da yakın günler gösterecektir.

            Şayet bu kapı aralanır da, Almanya liderliği yine kalın kabuklu Nazi ekstremistlerin eline geçerse ne olur? Acaba yine Dünya liderliğini de kapmak adına alelacele yeni bir Dünya harbi tetiklenebilir olur mu?

            İşte bu beklentilerin yeni gerçeğimiz olmaması ve hezeyanlara dönüşmemesi temennisiyle; Ülgen Dedenizin (Noel Baba) yeni Güneş yılınızda, her şeyin gönlünüzce olmasını sağlamasını, yeni yılda doğacak Güneşinizin, sizinle birlikte bütün sevdiklerinizi ve yüce Türk Ulusumuzu erdem ışığıyla yıkamasını, hepimizi başlarımızdan topuklarımıza kadar kutsamasını, canı yürekten temenni ediyorum…

                                                                       Serendip Altındal


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder