Herkes haklı da neden hala bir aymazın bitmeyen türküsü dinleniyor bu ülkede. Neden zurnanın son deliğini açık
tutup, son nefesinizle uzun hava üfleyip duruyorsunuz hala. Nedendir bu denli
abesle iştigale devamda ısrar. Bir aymazın türküsünü bitirmek bu kadar zor mu. Ee
ne yaparsınız! Devletin bittiği yerde muhalefet de yok olunca, ne ki ulusun
devreye girmesi şart olur. O zaman da ’sizi bize sayıyla mı verdiler’ der ki
millet, bu da felakettir artık birileri için. Hele de bu milletin adı Türk
milletiyse, görür yedi düvel kaosu o zaman.
Demek ki işler artık bu yöne doğru yürüyor,
rüzgâr bu yöne doğru esiyor. 17 yılın emsalsiz ihtikâr, soygun ve gaspıyla
cukkalar bilinen ellerde toplanmış ve elan da toplanıyorsa, müspet bir algı
yaratmaya odaklı ve bir şeyler yapmış olmaya çalışma gayreti farz olmuştur
mutlaka. Tartışmalı Kanal projesi daha devam ederken, işte bir de üstüne aynı nedenle,
büyük sloganlar ve görsel ihtişamla, bir oyuncak priz otosunu, Dünya harikası gibi
lanse ederek, yeni bir oldu bitti veya kazan kazan algısı yaratılıyor.
Bu arada Kanal sorununun en doğru
perspektifle önemi, benim yazımdan sonra gündeme oturmuş olsa da inanın bir
daha haklı çıkmak hiç bana keyif vermiyor. Aksine keşke bu yazıları yazmak
zorunda kalmamış olsaydık diye düşünüyorum. Zira ülkemin gidişatı öyle
sıkıntılı ve bunalım yaratıcı bir noktaya taşındı ki, ne yaptık da bu denli bir
gaflet içine düşüp bu Başkanlı AKP belasını başımıza sardık diyoruz. Bu durumlara
sebep olanlara bin bir bela okumakla da düze çıkılamayacağına göre, işi millete
havale etmekten başka çare kalmıyor artık insana. Bilmem acaba yanılıyor muyum?
İnsanların ve bileşkeleri olan
ulusların en hümanist bağlamda güvenliği ve milli hassasiyetleri bünyesinde
azami hak ve hukuka sahip olarak, huzur içinde bir Dünya kavramında buluşturulmalarını
amaçlayan Birleşmiş Milletler örgütünün, üstlendiği büyük sorumluluğu bugün artık
güven vermemektedir. Zira büyük Devletlerin münferit egoları buna engeldir.
O
halde kendi mili bekamız doğrultusunda kendi huzurumuzu sağlamak için iş
bizatihi kendimize yani aziz milletimize kalmaktadır. Huzurlu olmak içinse güven
şarttır. Güven içinse en önemli etken, her bakımdan bağımsız olan askeri
güçtür. Ordu millet olan Türk gücümüzün bugün tek eksiği ise Atatürk
ilkelerinden ırak tutuluyor olması ve Atatürk hamurunda etkin liderinin olmamasıdır.
Bilmem anavatanın ana derdi anlaşılır oldu mu?
O
halde her şeylere rağmen kafalarımız yukarıda, göğüslerimiz ileride olarak,
yeni yılımızı en içten duygularımızla kutlayalım ve helalleşelim dostlar; ki
yüce Türk milleti olarak hakkımız olan iyi, güzel ve azametli günlerimize birlik
ve beraberlik içinde yeniden kavuşmamız kaderimiz kalsın…
Serendip
Altındal