27 Aralık 2019 Cuma

ZURNADAN UZUN HAVA..


            Herkes haklı da neden hala bir aymazın bitmeyen türküsü dinleniyor bu ülkede. Neden zurnanın son deliğini açık tutup, son nefesinizle uzun hava üfleyip duruyorsunuz hala. Nedendir bu denli abesle iştigale devamda ısrar. Bir aymazın türküsünü bitirmek bu kadar zor mu. Ee ne yaparsınız! Devletin bittiği yerde muhalefet de yok olunca, ne ki ulusun devreye girmesi şart olur. O zaman da ’sizi bize sayıyla mı verdiler’ der ki millet, bu da felakettir artık birileri için. Hele de bu milletin adı Türk milletiyse, görür yedi düvel kaosu o zaman.

            Demek ki işler artık bu yöne doğru yürüyor, rüzgâr bu yöne doğru esiyor. 17 yılın emsalsiz ihtikâr, soygun ve gaspıyla cukkalar bilinen ellerde toplanmış ve elan da toplanıyorsa, müspet bir algı yaratmaya odaklı ve bir şeyler yapmış olmaya çalışma gayreti farz olmuştur mutlaka. Tartışmalı Kanal projesi daha devam ederken, işte bir de üstüne aynı nedenle, büyük sloganlar ve görsel ihtişamla, bir oyuncak priz otosunu, Dünya harikası gibi lanse ederek, yeni bir oldu bitti veya kazan kazan algısı yaratılıyor.

            Bu arada Kanal sorununun en doğru perspektifle önemi, benim yazımdan sonra gündeme oturmuş olsa da inanın bir daha haklı çıkmak hiç bana keyif vermiyor. Aksine keşke bu yazıları yazmak zorunda kalmamış olsaydık diye düşünüyorum. Zira ülkemin gidişatı öyle sıkıntılı ve bunalım yaratıcı bir noktaya taşındı ki, ne yaptık da bu denli bir gaflet içine düşüp bu Başkanlı AKP belasını başımıza sardık diyoruz. Bu durumlara sebep olanlara bin bir bela okumakla da düze çıkılamayacağına göre, işi millete havale etmekten başka çare kalmıyor artık insana. Bilmem acaba yanılıyor muyum?

            İnsanların ve bileşkeleri olan ulusların en hümanist bağlamda güvenliği ve milli hassasiyetleri bünyesinde azami hak ve hukuka sahip olarak, huzur içinde bir Dünya kavramında buluşturulmalarını amaçlayan Birleşmiş Milletler örgütünün, üstlendiği büyük sorumluluğu bugün artık güven vermemektedir. Zira büyük Devletlerin münferit egoları buna engeldir.

O halde kendi mili bekamız doğrultusunda kendi huzurumuzu sağlamak için iş bizatihi kendimize yani aziz milletimize kalmaktadır. Huzurlu olmak içinse güven şarttır. Güven içinse en önemli etken, her bakımdan bağımsız olan askeri güçtür. Ordu millet olan Türk gücümüzün bugün tek eksiği ise Atatürk ilkelerinden ırak tutuluyor olması ve Atatürk hamurunda etkin liderinin olmamasıdır. Bilmem anavatanın ana derdi anlaşılır oldu mu?

O halde her şeylere rağmen kafalarımız yukarıda, göğüslerimiz ileride olarak, yeni yılımızı en içten duygularımızla kutlayalım ve helalleşelim dostlar; ki yüce Türk milleti olarak hakkımız olan iyi, güzel ve azametli günlerimize birlik ve beraberlik içinde yeniden kavuşmamız kaderimiz kalsın…


                                                                       Serendip Altındal



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder