Bir
şekilde ayrımcılık her zaman vardır bu dünyada. Lakin bana göre asıl ayrımcılık,
büyümüş insanlarla büyüyememiş yani hep çocuk kalmış insanlar arasında olandır.
Konuya bu perspektifle baktığımızda, bugün çocuk yani büyüyememiş erginler
tarafından yönetilmekte olduğumuzu anlamakta hiç zorluk çekmeyiz.
Çünkü böyle insanlara laf anlatmak ve
onlar tarafından kabul görmek bir hayli zor hatta imkânsızdır. Çünkü böylesi çocuk
yetişkinler öğrenme özürlüdürler de aynı zamanda. O yüzden de çocuk
kalmışlardır ya zaten. Bu nedenle de bunlara bir şeyler öğretebilmek için, çok
iyi yetiştirilmiş pedagog öğretmenler gerekir.
Bugünkü
eğitim sisteminde böyle bir program da yer almadığından ve nasıl olsa bu
insanlardan üst seviyelerde siyasetçi de olabildiğinden; ‘okuyup ta ne olacağız,
siyasetçi olup oturduğumuz yerde nemalanmak varken’ gerekçesiyle okumamış, okumak
istememiş ya da okulunu terk etmiş gençlerin sayısında anormal artışlar vardır.
Çünkü başlarındaki çocuksu ve vasıfsız iktidar, son derece kötü bir örnektir bu
bağlamda.
Ayrıca böylelerini eğitmek için, bilgiden
de fazla sabır, sükûnet, sosyal kimlik, duygusal yaklaşım ve kusursuz bir
sosyal iletişim yapısı, eğiticide olması gereken vasıfların başında gelir. O
halde iktidarın savruk, dağınık, ikircikli ve çocuksu kimliğini, aklı başında vasıflı
ve sorumluluk sahibi bir siyasi kimliğe dönüştürebilmek üzere, sayılan vasıflarda
eğitimci muhalefet kadrolarına da şiddetle ihtiyaç vardır.
Hatta
her muhalefet Partisinde bu kategoride, İktidara gerektiğinde doğruyu ikna
ederek öğretecek, vasıflı eğitim kadroları olması gerekir. Çünkü Siyaset de bir
bilimdir ve eğitimli Siyasetçiyle yapılması zorunludur. Özetle de Meclis,
dingonun ahırı değildir.
İstanbul’un malında, mülkünde daha
başından beri gözü olan AKP iktidarının, büyük rantı elinden kaçırdıktan sonra
artık gözüne uyku bile girmez oldu. Şimdi ne yapıp yapıp İmamoğlu’nu
engelleyerek, bugüne kadar afiyetle yedikleri büyük rantın, yeniden gerçek sahiplerinin,
yani halkın eline geçmemesi ya da en azından o ranta ortak olabilmeleri için ne
mümkünse yapacak olduklarını, Reislerinin ağzıyla bir kere daha teyit etmiş oldular.
İşte bu durum endişe vericidir. Çünkü
bu açıkça demektir ki:
AKP
İktidarı küllen, milletin menfaatleriyle ters ilişki içinde olduğunu bir kere
daha itiraf, daha doğrusu da açıkça beyan etmiştir. O zaman da bu durum, mevcut
dosyalarını kabartan yeni bir anayasa ihlal suçu değil de nedir. Sormak
gerekir; AKP Hükümeti bu fütursuzluğu ve yüce Türkiye Cumhuriyeti Devletini her
fırsatta ısrarla yok saymayı, kimden cesaret alarak siyaset üslubu haline
getirmiştir…
Serendip
Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder