4 Aralık 2019 Çarşamba

KAYITSIZLAR..

            Bir şekilde ayrımcılık her zaman vardır bu dünyada. Lakin bana göre asıl ayrımcılık, büyümüş insanlarla büyüyememiş yani hep çocuk kalmış insanlar arasında olandır. Konuya bu perspektifle baktığımızda, bugün çocuk yani büyüyememiş erginler tarafından yönetilmekte olduğumuzu anlamakta hiç zorluk çekmeyiz.

            Çünkü böyle insanlara laf anlatmak ve onlar tarafından kabul görmek bir hayli zor hatta imkânsızdır. Çünkü böylesi çocuk yetişkinler öğrenme özürlüdürler de aynı zamanda. O yüzden de çocuk kalmışlardır ya zaten. Bu nedenle de bunlara bir şeyler öğretebilmek için, çok iyi yetiştirilmiş pedagog öğretmenler gerekir.

Bugünkü eğitim sisteminde böyle bir program da yer almadığından ve nasıl olsa bu insanlardan üst seviyelerde siyasetçi de olabildiğinden; ‘okuyup ta ne olacağız, siyasetçi olup oturduğumuz yerde nemalanmak varken’ gerekçesiyle okumamış, okumak istememiş ya da okulunu terk etmiş gençlerin sayısında anormal artışlar vardır. Çünkü başlarındaki çocuksu ve vasıfsız iktidar, son derece kötü bir örnektir bu bağlamda.

            Ayrıca böylelerini eğitmek için, bilgiden de fazla sabır, sükûnet, sosyal kimlik, duygusal yaklaşım ve kusursuz bir sosyal iletişim yapısı, eğiticide olması gereken vasıfların başında gelir. O halde iktidarın savruk, dağınık, ikircikli ve çocuksu kimliğini, aklı başında vasıflı ve sorumluluk sahibi bir siyasi kimliğe dönüştürebilmek üzere, sayılan vasıflarda eğitimci muhalefet kadrolarına da şiddetle ihtiyaç vardır.

Hatta her muhalefet Partisinde bu kategoride, İktidara gerektiğinde doğruyu ikna ederek öğretecek, vasıflı eğitim kadroları olması gerekir. Çünkü Siyaset de bir bilimdir ve eğitimli Siyasetçiyle yapılması zorunludur. Özetle de Meclis, dingonun ahırı değildir.

            İstanbul’un malında, mülkünde daha başından beri gözü olan AKP iktidarının, büyük rantı elinden kaçırdıktan sonra artık gözüne uyku bile girmez oldu. Şimdi ne yapıp yapıp İmamoğlu’nu engelleyerek, bugüne kadar afiyetle yedikleri büyük rantın, yeniden gerçek sahiplerinin, yani halkın eline geçmemesi ya da en azından o ranta ortak olabilmeleri için ne mümkünse yapacak olduklarını, Reislerinin ağzıyla bir kere daha teyit etmiş oldular.

            İşte bu durum endişe vericidir. Çünkü bu açıkça demektir ki:

AKP İktidarı küllen, milletin menfaatleriyle ters ilişki içinde olduğunu bir kere daha itiraf, daha doğrusu da açıkça beyan etmiştir. O zaman da bu durum, mevcut dosyalarını kabartan yeni bir anayasa ihlal suçu değil de nedir. Sormak gerekir; AKP Hükümeti bu fütursuzluğu ve yüce Türkiye Cumhuriyeti Devletini her fırsatta ısrarla yok saymayı, kimden cesaret alarak siyaset üslubu haline getirmiştir…

                                                                       Serendip Altındal




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder