12 Ekim 2007 Cuma

CANLI YAYIN..

            Hepinize merhaba,

            Dün size yolladığım aşağıdaki mesaja, bugün bir yorum ekleyip görüşümü sizlerle paylaşmak bana farz oldu.
            Cinselliği kadın ile erkek arasında tek taraflı bir inşaat sektörü gibi gösterip kadını bir tarla, erkeği de inşaatçı addeden zihniyetlerden, önce çocuklarımızı korumak zorundayız. Aşağıda bahsi geçen kadın tipi aslında kadınlık adına büyük bir karalamadır. Başta kadınlar ve bütün aklı başında tecrübeli erkekler bu durumun istisna bile olamayacağını çok iyi bilirler. Aslında pasif gibi görünen kadın, istediği zaman, istediğini erkekten istediği gibi de alır. Erkeğin ruhu bile duymaz veya her şeyi kendi hallediyor zanneder. Yeterki kadın erkeğini sevsin, saysın. Seven kadın, zaten onu arzu da eder. Demek ki önce kadının sevgisini hak etmesi gerekiyor. İşte o zaman mesele de hallolmuştur. Başka şeylere de gerek yoktur artık. Erkeğin tatmin işi ise daha da basittir aslında.
            Eeee ne kalıyor ki geriye. İşi bu kadar abartmamak lazım. Şimdi konumuz burada uzun cinsiyet dersleri vermek değildir. Aşağıda bahsi geçen durum, gayet açık ve her geçen gün sayıları artan icraatlardan biridir ve açıkça ‘ohaaa’ dedirtecek cinsten ve özellikle çocuklarımıza yapılan bir edepsizliktir. İşte beni bu tarafı ilgilendirdiği için, bu icraatların kapalı olan arka tarafını irdelemek ihtiyacını duydum. Öncelikle biz anne, baba, dede ve büyük annelere düşen görevde bu olmalıdır. Bu zihniyetlerle, elimiz ve dilimizden geldiği kadar mücadele etmeliyiz.
            Yukarda bahsettiğim işin, görünmeyen kara yüzünü gelin birlikte irdeleyelim.

1. Birileri büyük paralar ödeyerek, her şeye razı çaresiz insanları, reyting adına
    Kullanmaktadır.
2. Bu birilerinin arkasında esas kaynağı oluşturan ve olası büyük rantın
    Hesabını yapan başka birileri kimlerdir.
3. Meslek eğitimini bile doğru dürüst veremediğimiz çocuklarımızın, cinsel
    Eğitimlerini mükemmel sağladığımızı kim düşünebilir.

            İşte böylesi bir ortamda benim garip vatandaşımın özellikle erkek olanlarını (erkekler doğaları gereği daha saftırlar) maniple etmek kolaydır. Kadınları maniple etmek kolay değildir. Kadınlar doğaları gereği, gerçek olanı daha doğuştan bilir ve hissederler.
            Şimdi şöyle düşünebiliriz. Benim, özellikle ‘Viagra ve emsali uyarıcıları’
imal eden, pazarlayan çok uluslu bir şirketim olsa, böyle toplum tam
istediğim müşteri portföyümü oluşturmazımıydı?. Böylece 2 No.lu sorunun
cevabı da kendiliğinden ortaya çıkmıyor mu? Ne dersiniz.
            Bir anne, baba, dede ve büyük anne olarak sadece görüşlerimi belirtmek
istemiştim. Aman dikkat edelim ve çocuklarımızı maniple ettirmeyelim. Zira emperyalist acımasızdır ve tanrısı paradır.

                                                                                  Serendip Altındal



Canlı yayında akıl almaz diyalog “Her gün en az bir defa yapacak erkek arıyorum” Yüksel Aytuğ yazdı.. 09.11.2007 11:59 Birazdan anlatacaklarım bir sitcom’dan ya da tiyatrodan alınmamıştır. Geçen hafta Flash TV’de yayınlanan, Yalçın Çakır’ın sunduğu Acı Umut adlı televizyon programındaki konuşmaların dökümüdür. Stüdyodaki yaşlı adam, karısının evi terk etmesinden yana dertli. Israrla eşinin geri dönmesini istiyor. Telefonda ise Bulgaristan’daki karısı var. ADAM: Sen benim namusumsun. Seni çok seviyorum. Her şeyi affedeceğim, ne olur dön...
YALÇIN ÇAKIR: Bak abla, adam yalvarıyor. Niye bu adamı üzüyorsun, dön gel.
KADIN: Yalçın abi, ne kadar yalvarırsa, yalvarsın. Tedavi olmazsa dönmeyeceğim, dönmem...
Y.Ç.: Nesi var abla bu adamın?
KADIN: Yapamıyor be abicim, yapamıyor... Ben istiyorum, onda bir şey yok...
Y.Ç.: Ne yapamıyor ablacığım?
KADIN: (Bip sesi)... Anlasana be abicim, ben yanıyorum, ben istiyorum, onda bir şey yok.
ADAM: Sen benim namusumsun. Dön, her şeyi halledeceğim.
KADIN: Neyi halledeceksin be? Sen bir şey yapamazsın. Hem ben senin nereden namusun oluyorum?
İnsan namusunu yapar be!..Y.Ç.: Abla sen kaç yaşındasın?
KADIN: 52
Y.Ç.: Abla, 52 yaşında insan bu kadar önem verir mi bu işe be abla?..
KADIN: Yalçın Abi yoksa sen de bunun gibi misin? Bütün Türk erkekleri böyle be... Burada Bulgar
erkekleri var, vallahi her gece yapıyorlar be...Y.Ç.: Abla sen beni karıştırma... Burada konu sizsiniz... Bak adam yalvarıyor. Tedavi olacağım diyor,
dön gel...KADIN: Tedavi olsun gelirim. Bakarım, her gece yaparsa kalırım, yoksa dönerim. (Adam bu arada
karısının dönmesi için yalvarmaya devam ediyor)Y.Ç.: Abla sırf bu iş için adam terk edilmez, abla...
KADIN: (Bip sesi) ....meyen adamı ben ne yapayım be abicim? Boşanacağım. Bulurum ben beni yapacak bir adam...
Y.Ç.: Ya abla ne kadar önemliymiş bu iş senin için...
KADIN: Yoksa senin için önemli değil mi be abi?
Y.Ç.: Tabii tabii önemli ama daha önemli şeyler var. Hem bak sen 52 yaşındasın...
KADIN: Ne olmuş 52 yaşındaysam? Söylüyorum be abicim, ben yanıyorum. Ben istiyorum yaa... Ya beni her gün yapar ya da dönmem...
Y.Ç.: Yahu abla bu iş her gün her gün olur mu be? Bak bu adam da 57 yaşında.
KADIN: Ben bilmem... Her gün en az bir defa yapacak be abi. Yoksa dönmem. (Adam yana yakıla yalvarmaya devam eder)
KADIN: Boşuna yalvarma, tedavi ol... Gelip bakacağım, yapabilirsen kalırım. Yoksa dönerim. Ben, beni her gün yapacak erkek arıyorum...
 Program bu minvalde yaklaşık 45 dakika sürdü. Program sunucusunun finalde bu olan bitenin “canlandırma” olduğunu açıklamasını bekledim. Yalçın Çakır tam tersini yaptı: “Vallahi de billahi de bu karakterler ve olay gerçektir. Bize başvuran kişiler arasından seçilmişlerdir. Hiçbir şey kurmaca değildir...”Şaştım ki ne şaştım... O anı, “Türk televizyonculuğunun çivisinin çıktığı an” olarak notlarıma kaydettim. SABAH