Son
kahır günlerinin analizi yapıldığında; Ankara’daki melun kitle katliamından
sonra bile Şehitlerin gelmeye devam etmesi, ulusal genetiği olmayan ve ülkemizdeki
sebep sonuç ilişkilerinin de ana nedeni olan emperyalist ABD ve hempaları
tarafından, ne denli provoke edilmekte olduğumuzu da ortaya koyması bakımından,
herhalde artık gözümüzü açmış olmalıdır.
O halde açıkgözle baktığımızda, Ankara’da
ki son katliamdan sonra Erdoğan’ın Obama ile yaptığı telefon münazarasının, aslında
çok açık bir kayıkçı kavgası olduğu da anlaşılmış olmalıdır. Çünkü ABD/Israil
ortak ürünü olan ve Türk Ulusuna karşın AKP Hükümetinin de kabullendiği Kürdistan
senaryosunun, arzu edilen parsayı toplayabilmesi için, Türkiye’nin Suriye’ye
girerken Rusya’yı da karşısına alması, tüm müstevliler için, hayallerin bile ötesindeki
ortak emperyalist temaşa zevkinin de son orgazmı olacak demektir. Yani bir dokunuşla
iki hasmı da saf dışı bırakmanın tarif edilemez lezzeti.
Şimdi bu indisleri yanyana
koyduğumuzda; ABD liderliğindeki emperyalist sırtlan sürüsünün her ne pahasına
olursa olsun Rusya ile Türkiye’yi tam cephe kapıştırarak uzayan ve gittikçe de
yayılacak olan bir savaştan, azami nemalanmak üzere ellerini heyecanla ovuşturdukları
ve aslında en son ümitlerinin de bu olduğu görülüyor.
Yalnız burada anlayamadıkları veya
idrak edemedikleri ise, böyle bir savaşın asla Türk Ulusunun savaşı olmadığı ve
olamayacağıdır. Çünkü Atatürk mayalı Türk Ulusunun “Yurtta sulh, cihanda sulh”
imanında olduğu, ancak ve sadece bir total nefsi müdafaa savaşına ilgi
duyacağıdır. Ve böyle bir meselede, sanki eblehmiş gibi Türk Ulusunu kullanmaya,
manipüle etmeye kalkan safdilleri, acı bir hüsranın bekliyor olacağıdır. Zira
asla beklentilerini karşılamayacak ve yayılma teamülü de olmayacak bu savaş,
vaktaki olsa bile, sadece kendilerine yönelecek ve kendi sonlarını
getirecektir. Esasen komşularıyla nedensiz savaşan hangi devlet ayakta
kalabilmiştir. Ki Türk Ulusu ise bu doğruyu bilen ulusların en başında gelir.
Şayet böyle olmadığını, Türk
Ulusunun yine total bir varoluş savaşı yapmak zorunda kalacağını var sayarsak
da, çok iyi biliyoruz ki yeni bir Sevr niyetine giren yedi düvel, savaşın ne
demek olduğunu, son kararını vermiş olan Türk Ordumilleti sayesinde, bir kere
daha öğrenecektir nasıl olsa yine.
Dün Halk TV’de ki bir açık oturumda,
Sayın Erol Mütercimlerin kendi adıma beş yıldız verdiğim konuşmasında
belirttiği gibi ve kendi yorumumla da, bu gidişin sonunda “siyaset sizinse, kiminle,
neden, ne zaman ve nasıl savaşacağımız da bizim işimiz” diyecek olan TSK’mızın,
gerekirse ve başka da çözüm kalmamışsa, Türk Ordumilleti adına da bir daha
atmak zorunda kalacağı haşmetli tokat, bir hayli can yakacaktır. Bu bağlamda
çıkarılacak ilk yasa da, kuşkusuz idam yasağının kaldırılması olacaktır. Ve
akabinde bu güne kadar Türk Ulusunun müktesebatıyla oynamaya kalkan bütün vatan
hainleri teker teker asılacaktır. Bunların kimler olabileceğini ise, işlek zekâlarınıza
havale ediyorum dostlar…
Bir
Kitabın kapağını açıp önsözünü, fihristini okumak bile o kitap hakkında fikir
verir bize. Şayet ilgimizi çekiyorsa da bütün kitabı okuruz neticede. O halde
konu vatansa ve fazla da vaktimiz kalmamışsa, kitabın fihristindeki konu
başlıklarından hedefli olarak ilgili sayfalara uzanmamız gerekecektir.
İşte
bu nedenle de tekil olayları didiklemeyi biz yine mevzuatçılara bırakalım ve
genele bakalım en iyisi ki, okuru da bıktırmayalım. Son seçimlerde kendilerinden
AKP ye oy çıkmaz dediğimiz Artvinliler, duyduğumuza göre büyük para
transferlerinden sonra, bizi sükûtu hayale uğratarak AKP den düşük yaptıkları nedeniyle
hiç beklemediğimiz bir anda ve milli ruhla, yeniden Türk Ulusu bireyleri
olduklarını hatırladılar ve milli kimliklerine dönerek bizi bir kere daha
şaşırttılar doğrusu. Ne ki orada da kadınlarımızın (amazonlar) ön cephede oluşu,
bizi yine hiç yanıltmadı şüphesiz. Çünkü Türk oğullarının (ön Türklerde oğullar
tabiri, aynı haklara sahip kız çocuklarını da içeriyordu) onlar olduğunu çok
iyi biliyorduk aslında.
Ve sürpriz bir şekilde yeni bir Gezi
ruhunun oluşmaya başladığı Artvin, şimdi dünya genelinde de ilgi odağı
olmaktadır. Bakalım işler nereye varacak sonunda. Oysa bu kadar zahmete,
kulağını tersten göstermeye gerek yoktu. Açlıktan gözü dönmüş kurt sürülerinin
bile başında hep bir lider sürükleyici vardır. Bu işlerin arkasında da doymak
bilmez, milletin abc sini sayan, ismi ne herzeyse, bir liboş karası varsa
kulağından tutup çekersen hesaba, diğerlerine de ibret olurdu aslında. Bilmem
anlatabildim mi?
Serendip
Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder