22 Nisan 2018 Pazar

HUZUR BAYRAMI..


            ABD, seçimlere OHAL ile gitmeyin diyerek Demokrasi faziletlerinden yeni örnekler vermeye kalkıyorsa; bilelim ki sadece kendisinin anladığı çakma demokrasinin arkasında yine pusuya yatmış demektir. Öyle ya kendisine boşuna BOP eş başkanlığı misyonu yüklemedikleri Erdoğan’ın, her ne pahasına Başkanlıkla birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusunu dahi neredeyse emperyalist varlığı adına eline geçirecek olması, yedi düvelle bir arada başaramadıkları SEVR oldubittisini, ülkemin üstüne tek başına giydirmesi bağlamında, Erdoğan’dan beklentilerinin de ötesi değil de nedir.

            Bu sebeple de aldatmayalım birbirimizi demek, herhalde en akıllı söylem olur bizler için. Nitekim Seçim sonunda beklenen gerçekleşirse; Ortadoğu, Avrasya ve aşağı Asya’yı kontrol edebilecek teknolojik, eko siyasi ve istihbarı geniş bir alanda kurulacak ABD+İsrail kökenli bir koridorun, çakma Kürdistan yaftası altında oluşmasını beklemek, tüm etki altında kalacak ülkeler hesabına hiç de hayalcilik olmayacaktır. Eh ondan sonra artık, İpekyolu ve Dolar’ın sıfırlanması projelerinin de yeni bir Bahara ertelenmesi kaçınılmaz olur artık.

            Suriye’nin Kuzeyindeki zeytin dalımızın yapraklarını kıpırdatacak, muhtemelen de seçim sonrasına kadar, Fırat’ın Doğusuna kadar uzanan hiçbir esintinin olmayacağı, işte tam da bu nedenle beklenmelidir artık. Ki yeni Türkiye manda Devletinin de temelleri atılabilsin. Bu hesaba göre de Erdoğan Başkanlığı eline alınca, müptezel biraderlerin çantasında ki keklik olacaktır nasılsa.

            İşte şimdi de Bahçeli’nin danışıklı ön bildirgesi ve Erdoğan’ın 10 dakikada verdiği ve hemen de terminlediği(!) Okeyi ile de BOP ’un son perdesi, fiilen başlamış oluyor artık. O halde sıkı durun, bilhassa da siz muhalefet. Belki de sonuncusunu yaşayacağınız seçim antetli tarihi soyguna hazırlıklı olun o zaman. Bakalım nasıl başaracaksınız görelim. Duyarlı ve ahde vefa sahibi vatandaşlar elbette kendilerine düşeni nasılsa yapacaklardır. Onların hiç olmazsa reylerine, AB ve ABD de çoktan yasaklanmış olan ve bugüne kadarda defaten aksini yaşadığınız SECSİS ile tekrar nasıl sahip olabileceksiniz? Haydi, hayırlısı olsun bakalım. İnşallah aldanıyor oluruz.

            Son Referandum soygununda hala gözünüz açılmadığına göre, bu vatandaş sizlere nasıl güvenecektir. Çünkü hep aynı filmi izlemekten artık bizar olduk kardeşler. Ya bırakın bu işleri, bu sefil paryayı ya da bu defa sahip çıkın kimliklerinize de şaşırtın bizi artık. İktidarda kalabilmek için her şeyi benimsemiş olanlardan birisi de bu baskın seçimi, ‘Kurtuluş Savaşı’ olarak betimlemiş. Ne var ki kendi adına düşünmekle, teşbihte hata yapmış.

            Doğrudur gerçekten de Kurtuluş Savaşı gibidir durum. Her ne kadar eşanlamda olmasa da. Lakin Türk Ulusunun, ırzına, namusuna bile göz dikmiş emperyalist haramiler beslemesi, manda Devleti misyoneri AKP iktidarından kurtuluşudur aslı bu savaşın, biline. Köşeye sıkışan Harami gibi de ya hep ya hiç ruhsal depresyonu altında oldukları nedeniyle de, suçluluk korkusu sarmıştır her yanlarını artık. Dolayısıyla da her kötülüğü yapmaya müsaittirler ve dikkatle takip edilmelidirler.

            Aynı bağlamda söylemeden geçmeyelim. Ve muhalefet Lideri Kılıçdaroğlu neden Cumhurbaşkanlığına adaylığını koymuyor diye de sitem etmeyelim. Çünkü yıllarını Devlet memurluğunda geçirmiş ve çoğumuzdan fazla Devletine hele de o en üst makama saygısı fazla bir insan olduğu kesindir. İnsan, dürüst, ahlaklı ve vicdanlı olunca da yanlıştan, hata yapmaktan korkacak demektir. O halde kendi kumaşında olan bir insan da, Cumhurbaşkanlığı adaylığını kendisi değil; ama partisi ve vatandaşlarının tensibiyle koymak zorunda olduğunu da elbette düşünecektir kuşkusuz. Bana göre bizim de bu düşünceye saygı duymamız ve empati oluşturmamız gerekir. Bırakalım öyleyse kararını kendisi versin.


            Çocuk kalplerini de unutmayan ve o kalplere Dünya tarihinin ilk çocuk bayramını armağan eden insan Atatürk’e, derin minnet içeren saygılarımı yolluyor ve torunlarım adına da hepinizin bayramını kutluyorum sevgili çocuklar.  

            25 Haziran’dan itibaren, üstüne zorla giydirilmeye çalışılan ve kendisini tarihin çöplüğüne gömmeye hazırlanan kara çarşaftan, onu paramparça ederek kurtulacağına inandığım yüce Türk Ulusunun, şanına çok yakışan bu çok özel HUZUR – ki çocuk huzurdur - Bayramını da kutlarım. Bakın Avrasya’ya, Asya’ya Türk’ün yaşadığı hiçbir yerde bağnaz ve kara çarşafı yoktur. Bütün mendeburların ve mendeburluğun yuvası haline emperyalist tasallutuyla getirilmiş Ortadoğu’nun kontrolü yeniden; ama bu defa laik ve Cumhuriyetçi Türk’ün himayesine geçmelidir ki huzur bulsun…
                                                                       
                                                                              Serendip Altındal



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder