13 Eylül 2013 Cuma

HANGİ TEKERRÜR..

Dünya geneliyle kıyaslandığında, Hazar’dan Karadeniz’e, kaşık kadar bir Kafkasya da bile sayısız millet(etnik) yapısının yaratıldığını(devşirildiğini), Avarlar, Darginler, Kumıklar diye anılan ana grupların altında yaklaşık 41 adet mantar gibi alt kimlik oluşturulduğunu da görürsünüz. Yapılan son sayımlarda, üç kişiden bile bir etnik grup oluştuğu görülüyor.

Tabii bunu ne kadar ciddiye aldığınıza bağlı artık. Beyaz Rusya’nın (Çarlık Rusyası) kurulmasından çok daha eski dönemlerden beri tek budun olan, gelişen teknolojiyle birlikte medeniyet yaşı çok daha da derinlere inecek olan ve çok büyük imparatorluklar kuran, Rusya’nın bugünkü topraklarının eski sahipleri de olan Türkler, Rusya’nın kurulduğu dönemlerde, artık büyük imparatorlukları çözülmüş beylikler halinde yaşıyorlardı.
Önceleri hem Osmanlıya karşı bir duvar örmek, hem de kâbusları olan büyük Türk korkusuyla, içlerindekilerin karşı ayaklanmalarını önlemek ve onları tek merkezden yönetebilmek için, Türklerin sayılarını fazla büyütmemek amacıyla onları defalarca tehcirler ve soy kırımlara uğratarak dış dünyanın bile tanımadığı etnik gruplara ayrıştırmışlardır. Mesela Adige (Çerkez) ve Abhaz  (Abaza) topluluklarının büyük bir kısmı, Çarlık dönemi sonlarında 1876 Osmanlıya sürülmüşler ve Rusya’da kalan mallarına da el konulmuştur.
Hele Stalin zamanının Sovyet ordularının, yüzde 65’inin ağırlıklı olarak Müslüman olan Türklerden teşkil edildiğini düşünecek olursanız, bir karşı ayaklanmaya kalkacak Türklerin yaratacağı korkunun ne boyutta olacağını tespit eder, böl ve yönet politikasının önemini daha da iyi anlarsınız.

Şayet, neden ışığının söndürüldüğünü iyice öğrenmeniz gereken, gerçekçi ve rahmetli Necip Hablemitoğlu’nun bugün ne hikmetse piyasadan çekilmekte olan eserlerinden “Kırımda Türk Soykırımı” adlı yapıtını da okuyabilirseniz, hele de Kırım Türklerinin nasıl Tatar denen aslı olmayan bir ırka dönüştürüldüğünü ve yurtlarından sürülen Kırım Türklerinin lideri İsmail Gaspıralı'yla zorunlu olarak kuracağınız empatiyle de, bu konularda ufkunuzun bayağı genişlediğini hissedeceksiniz.
Tehcir, etnik grup yaratmak, genosit gibi kavramlar insanoğlu için sadece son çağın emperyalist hastalıkları değildir. İnsan tarihiyle birlikte başlamışlardır aslında. Aynı bağlamda taraflı tarafsız objektif aydınların genel tespitine göre, insanlık tarihinin başlangıcında nasıl ki tek budun(kavim) Türkler kabul ediliyorsa, Adigeler, Abhazlar, Kürtler ve sayısız diğerlerinin Türk olmadıklarına(!) bakılırsa, Uzaydan veya da paralel Evrenden gelmiş olmalarını kabul etmek zorunda kalacağız demektir. Neyse ki hiç olmazsa Avarların Oğuz Türkleri olduğunu, her ne kadar zorlansalar da Ruslar da kabul ediyor. Akrabaları olan diğer adı geçenlerin kimler olduklarını ise onlara sormak gerekiyor.
Bu sayılanlar bugün hayatta kalan etnisitedir, tarih içinde birçoğu da telef olup gitmiştir. Oysa hepsinin atası, birçok objektif Avrupalı, Amerikalı aydınların da tüm bulgulara dayanarak kabul ettiği gibi Türk’tür. Çünkü aklın yolu bir, özü matematiktir. İnsan beyni budur. İşletirsen hiç olmazsa altında kalırsın; ama işletmezsen diğer ataların gibi altında sende yok olursun. Aslında etnik gruplara ayrılmak, kendisine ayrıcalık vermek isteyen benmerkezci insanoğlunun da işine gelmiştir. Çünkü insan olmak bir avantaj ise de,  diğer yanda insanoğlu, Şeytan-Tanrı ikileminden ötürü dezavantaj da olabiliyor ne yazık ki.

Türk atalı olma gerçeğinizden de hicap değil, bilakis kıvanç duymalısınız. Budunlar tarihine, temeli emperyalist bölücülük ve tehcir olan çakma ulusların medeniyetleri zırvasına, özü zihin olan matematiği bir kanara koyup, başka gözle bakma şansım da, niyetim de yok esasen. Bugün başınızdakilerin nasıl, nereden geldikleri yorumunu kendilerine bırakın. Ama bacadan düştükleri kesindir. İşte bacadan düşen de hep tarihte olduğu gibi yine, kapıdan kovulacaktır nasıl olsa.
Kaynağı insan olunca, beylik verdiğinde değil budunu, anasını, avratını bile satanlar hep bulunacaktır her dönemde nasıl olsa. Önce başınızda ki mevcutlara bakın, yeni gelişmeleri de çok dikkatle izleyin, tarihi daha iyi anlayacaksınız. Sizler Türkiye’mizin en değerli varlıklarısınız. Ancak hep parladıkça önünüzü görebileceğiniz için, bir geleceğiniz olacaktır. Şayet sönerseniz önce günün, sonra da tarihin karanlığında yok olursunuz, sakın unutmayın.
Şimdi kapatın gözlerinizi; ama zihin gözlerinizi açık tutun. Seyredin önünüzde resmigeçit yapan Oğuz, Temun, Atilla, Cengiz, Osman, Atatürk gibi sayısız yiğitlerimizin muhteşem ordularını. Arada yakaladıklarınıza sorun, böyle nerelere doğru gittiklerini, alacağınız cevapları bende çok merak ediyorum. Acaba kendi güncellerini nasıl yorumlarlardı. Ve acaba yüzlerimiz kızarırmıydı onları dinlerken.

 Gençlerimize şimdi özel olarak bir iki öneride bulunalım o zaman:
Herhangi bir etnik guruba ait olduğunuzu düşünüyor olabilirsiniz, unutmayın ki büyük büyük babanız ve anneniz Türk’tür. Hem de bu iş Âdemle Havyaya kadar da uzanıyor haberiniz olsun. Dolayısıyla da bunu sizlerden çok daha önce bilmiş olan dahi Atatürk’ünüzün yolundan asla ayrılmayın. Çünkü tek doğru onun yoludur. Aslında bunu anlamak için, etrafınıza yorumlayarak veya daha alıcı bir gözle bakmanız da yeterlidir. O zaman kendi fazlalıklarınızı daha iyi tespit edebileceksiniz gibi geliyor bana. Bilmem haksızmıyım?
Şimdi bu gerçeğin dışında kalan tüm mistik ve ezoterik kurgularınızı, fantezilerinizi, bazı yanlış bilgilerinizi bir kenara bırakın, dört elinizle Türk kimliğinize sımsıkı sarılın ve sadece onu yüceltin ki, birlikte siz de yücelin. Çünkü bu, gelecekte var olabilmeniz için tek nedeniniz olacaktır gençler.

·         Sadece Türk olmak ve elinizde olanı yaşatmakla ancak özgün ve özgür başı yukarıda bireyler olabilir ve öylede kalabilirsiniz.
·         Emperyalist tufasına gelmeyin, bölünerek emperyalist piçlerine emzik olmayın.
·         Yol yakınken bu asalınızı pekiştirin. Acabaya, çaresizliğe benliğinizde asla yer vermeyerek özgüven yoksunu kalmayın.
·         Çok iyi bilin ki özgüveniniz, başınızın üstünde taşıdığınız bayrağınızla özdeştir. Yani biri olmazsa diğeri de olmaz.
·         Gezilere devam edin, sabırlı; ama daha da kararlı olun. İhtilalı yola çıkardınız artık ve ihtilal önce kendi öz evlatlarının canını yakar. Bunu da sineye çekin; ama sonuç arzu ettiğiniz ve yüreğinizi huzura erdirecek olan mutlak zaferdir.
·         Ve asla unutmayın ki; tarih sadece aptallar için tekerrürdür.

Serendip Altındal



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder