Bir yanda hudutsuz servetlerinin
doruğunda, kâşanelerinde sefa süren bir azınlık, diğer yanda açlık, mekânsızlık
ve çaresizliğinden kurtuluşu uyuşmakta bulan narkososyaller(!) topluluğu. İşte
zirvede olduğunu düşündüğünüz Amerikanın, asal gerçeği budur. Üstelik bu sütü
bozuk ve hep de aç olan zirvede ki azınlığın gözü, şimdi de bizim ekmeğimizde
ve yurdumuzun varlık değerlerindedir. Vatan müktesebatımızın, şerefli
tarihimizin ve varlık nedenlerimizin ise bu şerefsizlerin
gözünde hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Esasen kendi babasının bile kim
olduğunu bilmeyen, milleti olmadığı için devlet geçmişi de olmayan, asosyal kampus
toplumundan, başka da ne beklenir ki.
Dünya harplerinden uzakta kalan
Amerika için, dünün gelişmiş ülkelerini yerle bir eden dünya savaşları, aslında
bilakis yapıcı da olmuşlardır. Ötekiler savaşırken, sessiz ve derinden uluslar
arası pazar payını yükseltmiş, harplerin karaborsacısı olarak servetine servet
katarak neticede, bugünlerin bir numaralı sivil toplumlar düşmanı emperyalist
kimliğine dönüşmüştür. Ne var ki, gerek strüktürü ve büyüyen güçleri, gerekse
de giderek kendisini kuantimize eden bilimsel gerçeği ile bugünün dünyası, öyle
bir noktaya geldi ki, artık bütün güçler son derece dikkatli oynamak
zorundadırlar, insan doğasının vazgeçilmezi olan tarihi harp oyununu.
Hele de bu güçlerin en sevilmezi, en
çok düşmanı olanı ve dünya selameti adına ilk önce ipi çekilmesi gerekeni olan
Amerikalı, diğerleri bir defa ise kendisi iki defa düşünmek zorundadır. İşte bizatihen
de durumunun farkındadır. Zira yeni bir dünya savaşında, eski harp fırsatçısı kimliğin
arkasına saklanamayacağının ve başına neler gelebileceğinin çok iyi
bilincindedir, siz onun sattığı havaya bakmayın. Aslında Anadolu-Ortadoğu
parkuruna demir atmaya kalkması da bundan sonraki mevcudiyeti adına boşuna
değildir. Sımsıkı sarıldığı son ümididir belki de; ama yanlış ata oynamaktadır.
Gerçekte Türk
seçimi doğrudur; fakat Kürt payandası, yeni Osmanlı, yumuşak İslam ve anti laik
hem de şeriat özlemcisi AKP kurgusu yanlıştır. Bundan sonra Ortadoğu’da
yaşamının ya da en azından kabul görürlüğünün gerçekleşmesini hesaplıyorsa,
biran evvel Kürtçülük maskaralığından ve anti laik AKP belasından kurtulmak ve
ne yapıp yapıp, bundan sonra daha da zor olsa bile, Türk vatanının gerçek
sahibi olan Milliyetçi kanadı arkasına almak zorundadır. Yoksa Atatürkçü, laik
Cumhuriyetçi Türk Milletini karşısında bulacaktır ki, işte bu beladan çıkışı da
yoktur. Amerikalı, Kürt partisi AKP enigmasıyla, 89
yıllık Atatürkçülük doktriniyle kemikleşmiş Türkiye Cumhuriyetinde,
hiçbir geleceğinin olamayacağını artık anlamak zorundadır.
Türk’ün toprağında Türk dostu
kalabilmek için, açık kartla oynamak ve Türk’ü
arkadan vurmamak gerekir. Zira sana nereden dalacağını kestiremezsin. Eski
Amerikalı daha akıllıydı çünkü onlar bile bu gerçeği kabul etmemenin, abesle
iştigal etmek olduğunu daha o zaman anlamışlardı. İşte kendi sonunun başında ki
küreselci Amerikalı, bir an önce bu gerçeği
anlamak ya da anlamak zorundadır artık. Şayet 29 Ekimde, gaz tüpüne(!)
çevirdiği tufeyli AKP-Polisinin karşısında, bütün olanaklarının kesilmesine odaklanıldığı
halde, dimdik ayakta bireylik bayramını
kutlayan Türk Milletinin şamarından hala bir
şeyler anlayamamışsa, bundan sonra kendi kuyusunu
kazacağı süreçte de anlayamayacak demektir.
Dedenin de tarihini yazmış olan
Türk’le denk değilsin, haddini bil Amerikalı. Tarihinde geleneğinde yok. Sadece
parayla da adam olunmuyor, şecere de lazım insana. Dünya tarihi ile birlikte
başlayan kendi şerefli geçmişi, dünyanın bugünkü büyüklerinin(!) oturduğu her
bölgesinde, birbirinden büyük devletlerle bezenmiş Türk Varlığını, göz ardı
etmeye kalkma. En azından baban gibi akıllı ol. Dünya lideri Atatürk boşuna Türk değildi. Unutma ki şayet böyle
olmasaydı, Türk yine var olurdu bu dünyada; ama ne kendisi ne de Türkiye
Cumhuriyeti bugün var olabilirdi.
Tanrın da, Şeytanın da Türk’tür bunu
da sakın unutma. Ve onu karşısına alan ne hikmetse direkt bizatihen veya
endirekt bir şekilde hep helak olmuştur. Bu tarihi gerçeği araştırırsan sende
göreceksin Amerikalı. Anlayacağın askeriyle
uğraşılmasını Tanrı da istemiyor herhalde. Kuvvetle muhtemeldir; şayet
bir gün yıldızlara gidebilirsen oralarda da karşına eski Türk medeniyetlerinden
ipuçları çıkarsa sakın şaşırma. Yani bizim
Orhan Veli gibi oralarda da karşına her an deniz(!) çıkabilir, şimdiden haberin
olsun. Gerçekleri araştırıp doğrulara varabilirsin iyi de; ama unutma sadece
bilip düşünmekle olmuyor, onları benimsemek, özümsemekte kazım ki, insana ‘Akıllı’ denebilsin.
Babalarınız anlaşılan sizlerden
akıllıydılar ki işlerine Pentagon’u bulaştırmadılar. Sizler herhalde, ya o
babaların çocukları değil ya da paralel evrenden filan inmiş olmalısınız şimdi
bulunduğunuz yerlere, zira bu dünyanın işlerinden hiç haberiniz yok. Dikkatli
olunda elinizle kendi piminizi çekip bizimde başımızı yakmaya kalkmayın
topraklarımızda. Biz nasıl olsa yolumuza yine devam ederiz de, çünkü bu Türk’ün tanrısal yazgısıdır; ama sizler yok
olursunuz. Türk’e karşı değil de Türk olmaya bakın. İstersen sana da bir kimlik
verebiliriz Amerikalı ki, bir gün buna çok ihtiyacın olacaktır. Türk herkesi
anlar ve her ortama da zekâsıyla sorunsuz uyabilir. Ne var ki, kendisini
anlamak zordur. Onu ancak kendisi de Türk olan anlar. Türkelinde Türk’e karşı
olmaksa resmen uçukluktur, başını mermere çarparsın sonunda. O halde Türkelinde yıkıcı değil, yapıcı ol ki sende ayakta
kalabilesin.
Sözün özü:
Türk’ün her başı sıkıştığında kendi içinden yeni bir banisi her zaman çıkar,
yani hep kendi kıçını kendisi kurtarmıştır ve bu bağlamda kimseye de ihtiyacı
yoktur. Bu her zaman da böyle olacaktır. Bunu senin
kafan almasa da olur Amerikalı!
Serendip
Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder