1 Kasım 2012 Perşembe

ANLAMASA DA OLUR..

            Amerikada kasırga varmış para babasının umurunda mı? O olsa olsa elektriği kesilip de şovunu seyredemeyince kasırganın farkına varmıştır muhtemelen. Bu arada ölen insanlar da varmış kimin umurunda. Hem kimmiş bunlar. Çoğunluğu, zenginle fakir arasında oluşan ‘kara delikte’ yaşayan çulsuz ve mekânsızlar. Yani Amerika’nın zengin mahallesinde, insan olduğu var sayılmamış; ama açıkta ve sahipsiz kaldıkları için kasırgadan telef olunca da, insanlıkları lütfen hatırlanmış ve ölen listelerinde belki de isimleriyle yer alabilmiş insancıklardır. Ne yazık ki aynı ülkede hiçbir sosyal güvenliği olmayan bu insanlar, her afette artan sayılarda telef olmaya da devam ederler.
            Bir yanda hudutsuz servetlerinin doruğunda, kâşanelerinde sefa süren bir azınlık, diğer yanda açlık, mekânsızlık ve çaresizliğinden kurtuluşu uyuşmakta bulan narkososyaller(!) topluluğu. İşte zirvede olduğunu düşündüğünüz Amerikanın, asal gerçeği budur. Üstelik bu sütü bozuk ve hep de aç olan zirvede ki azınlığın gözü, şimdi de bizim ekmeğimizde ve yurdumuzun varlık değerlerindedir. Vatan müktesebatımızın, şerefli tarihimizin ve varlık nedenlerimizin ise bu şerefsizlerin gözünde hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Esasen kendi babasının bile kim olduğunu bilmeyen, milleti olmadığı için devlet geçmişi de olmayan, asosyal kampus toplumundan, başka da ne beklenir ki.

            Dünya harplerinden uzakta kalan Amerika için, dünün gelişmiş ülkelerini yerle bir eden dünya savaşları, aslında bilakis yapıcı da olmuşlardır. Ötekiler savaşırken, sessiz ve derinden uluslar arası pazar payını yükseltmiş, harplerin karaborsacısı olarak servetine servet katarak neticede, bugünlerin bir numaralı sivil toplumlar düşmanı emperyalist kimliğine dönüşmüştür. Ne var ki, gerek strüktürü ve büyüyen güçleri, gerekse de giderek kendisini kuantimize eden bilimsel gerçeği ile bugünün dünyası, öyle bir noktaya geldi ki, artık bütün güçler son derece dikkatli oynamak zorundadırlar, insan doğasının vazgeçilmezi olan tarihi harp oyununu.
            Hele de bu güçlerin en sevilmezi, en çok düşmanı olanı ve dünya selameti adına ilk önce ipi çekilmesi gerekeni olan Amerikalı, diğerleri bir defa ise kendisi iki defa düşünmek zorundadır. İşte bizatihen de durumunun farkındadır. Zira yeni bir dünya savaşında, eski harp fırsatçısı kimliğin arkasına saklanamayacağının ve başına neler gelebileceğinin çok iyi bilincindedir, siz onun sattığı havaya bakmayın. Aslında Anadolu-Ortadoğu parkuruna demir atmaya kalkması da bundan sonraki mevcudiyeti adına boşuna değildir. Sımsıkı sarıldığı son ümididir belki de; ama yanlış ata oynamaktadır.

            Gerçekte Türk seçimi doğrudur; fakat Kürt payandası, yeni Osmanlı, yumuşak İslam ve anti laik hem de şeriat özlemcisi AKP kurgusu yanlıştır. Bundan sonra Ortadoğu’da yaşamının ya da en azından kabul görürlüğünün gerçekleşmesini hesaplıyorsa, biran evvel Kürtçülük maskaralığından ve anti laik AKP belasından kurtulmak ve ne yapıp yapıp, bundan sonra daha da zor olsa bile, Türk vatanının gerçek sahibi olan Milliyetçi kanadı arkasına almak zorundadır. Yoksa Atatürkçü, laik Cumhuriyetçi Türk Milletini karşısında bulacaktır ki, işte bu beladan çıkışı da yoktur. Amerikalı, Kürt partisi AKP enigmasıyla, 89 yıllık Atatürkçülük doktriniyle kemikleşmiş Türkiye Cumhuriyetinde, hiçbir geleceğinin olamayacağını artık anlamak zorundadır.
            Türk’ün toprağında Türk dostu kalabilmek için, açık kartla oynamak ve Türk’ü arkadan vurmamak gerekir. Zira sana nereden dalacağını kestiremezsin. Eski Amerikalı daha akıllıydı çünkü onlar bile bu gerçeği kabul etmemenin, abesle iştigal etmek olduğunu daha o zaman anlamışlardı. İşte kendi sonunun başında ki küreselci Amerikalı, bir an önce bu gerçeği anlamak ya da anlamak zorundadır artık. Şayet 29 Ekimde, gaz tüpüne(!) çevirdiği tufeyli AKP-Polisinin karşısında, bütün olanaklarının kesilmesine odaklanıldığı halde, dimdik ayakta bireylik bayramını kutlayan Türk Milletinin şamarından hala bir şeyler anlayamamışsa, bundan sonra kendi kuyusunu kazacağı süreçte de anlayamayacak demektir.

            Dedenin de tarihini yazmış olan Türk’le denk değilsin, haddini bil Amerikalı. Tarihinde geleneğinde yok. Sadece parayla da adam olunmuyor, şecere de lazım insana. Dünya tarihi ile birlikte başlayan kendi şerefli geçmişi, dünyanın bugünkü büyüklerinin(!) oturduğu her bölgesinde, birbirinden büyük devletlerle bezenmiş Türk Varlığını, göz ardı etmeye kalkma. En azından baban gibi akıllı ol. Dünya lideri Atatürk boşuna Türk değildi. Unutma ki şayet böyle olmasaydı, Türk yine var olurdu bu dünyada; ama ne kendisi ne de Türkiye Cumhuriyeti bugün var olabilirdi.
            Tanrın da, Şeytanın da Türk’tür bunu da sakın unutma. Ve onu karşısına alan ne hikmetse direkt bizatihen veya endirekt bir şekilde hep helak olmuştur. Bu tarihi gerçeği araştırırsan sende göreceksin Amerikalı. Anlayacağın askeriyle uğraşılmasını Tanrı da istemiyor herhalde. Kuvvetle muhtemeldir; şayet bir gün yıldızlara gidebilirsen oralarda da karşına eski Türk medeniyetlerinden ipuçları çıkarsa sakın şaşırma. Yani bizim Orhan Veli gibi oralarda da karşına her an deniz(!) çıkabilir, şimdiden haberin olsun. Gerçekleri araştırıp doğrulara varabilirsin iyi de; ama unutma sadece bilip düşünmekle olmuyor, onları benimsemek, özümsemekte kazım ki, insana ‘Akıllı’ denebilsin.
            Babalarınız anlaşılan sizlerden akıllıydılar ki işlerine Pentagon’u bulaştırmadılar. Sizler herhalde, ya o babaların çocukları değil ya da paralel evrenden filan inmiş olmalısınız şimdi bulunduğunuz yerlere, zira bu dünyanın işlerinden hiç haberiniz yok. Dikkatli olunda elinizle kendi piminizi çekip bizimde başımızı yakmaya kalkmayın topraklarımızda. Biz nasıl olsa yolumuza yine devam ederiz de, çünkü bu Türk’ün tanrısal yazgısıdır; ama sizler yok olursunuz. Türk’e karşı değil de Türk olmaya bakın. İstersen sana da bir kimlik verebiliriz Amerikalı ki, bir gün buna çok ihtiyacın olacaktır. Türk herkesi anlar ve her ortama da zekâsıyla sorunsuz uyabilir. Ne var ki, kendisini anlamak zordur. Onu ancak kendisi de Türk olan anlar. Türkelinde Türk’e karşı olmaksa resmen uçukluktur, başını mermere çarparsın sonunda. O halde Türkelinde yıkıcı değil, yapıcı ol ki sende ayakta kalabilesin.

            Sözün özü: Türk’ün her başı sıkıştığında kendi içinden yeni bir banisi her zaman çıkar, yani hep kendi kıçını kendisi kurtarmıştır ve bu bağlamda kimseye de ihtiyacı yoktur. Bu her zaman da böyle olacaktır. Bunu senin kafan almasa da olur Amerikalı!

                                                                                  Serendip Altındal




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder