10
Kasımda bizde yanındaydık yüce rahmetlimizin. Saatlerce sağanak halinde
yağan yağmur altında bekledikten sonra, nihayet kabir’e doğru yola çıkabildik.
Mozeleum’a yaklaştığımızda, bana doğru neşreden ilk frekanslarını yakalayıverdi
telepati antenlerim.
Diyordu ki:
Çok şükür Allahıma ki, bana sizi prangalarınızdan
kurtarıp, ebediyete kadar başınız yukarda, üstünde özgürce yürüyeceğiniz
yolunuzu aydınlatmayı nasip etti. Bundan sonrası artık size kalıyor. Bana
yakınıp durmayın. Bundan sonra ben sadece manevi yoldaşınız olarak yanınızda
olabileceğim. Muhteşem tarihinizle aslan gibi bir milletsiniz, herhalde artık
ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz diye düşünüyorum. Kötü hava şartları ve
sizi engelleyen bunca olumsuz nedene rağmen çoluk çocuk, kadın, erkek, yaşlı,
genç burada olduğunuza bakılırsa, siz de hala ümit var demektir. O halde
yolunuz açık olsun sevgili yurttaşlarım, aziz müktesebat yoldaşlarım. Kim
tutabilir ki sizi.
Kabrinden aldığım bu telepatik yayını, olduğu gibi ortaya
koysam mutlaka bana ‘Kaçırmış’ diyeceklerdi. Bu yazdıklarımı lisanımünasiple
yakınımdakilerle, sanki kendim söylüyormuş gibi paylaştım. Ve onlarında haklı
teyitlerini aldım. Şimdi bana sakın gülmeyin. Şayet böyle yapmasam, verilmesi
gerekli olan ana mesaj güme gitmezmiydi. Anlam değerini yitirmez’miydi sizce
de. Anten ve telepatik yayın, işin teşbih yanıdır ki, onda da kusur aranmaz.
Öyleyse soralım şimdi artık. Şayet yüce rahmetlimiz bir an
için ayaklarının üstünde doğrulabilseydi, acaba bize bunları söyler’miydi yoksa
söylemez’miydi. ‘Söylerdi’ diyenler, gerçek
Kemalist ve Atatürkçü, laik Cumhuriyetçi vatandaşlar olarak sınavı doğrudan
geçerlerdi sanıyorum. ‘Söylemezdi’ diyenlere ise
birlikteliklerine binaen teşekkürlerimizi yinede iletirken; ama Atatürk’ü
maalesef hiç tanıyamadan buralara gelmişler diyecektik.
Belki de
tıpkı, Bedeviler için; “Onlar da Müslüman” diyenlere karşın, Hz. Muhammedin
‘Hayır onlar biatkârdır, imankâr değil, Müslüman sayılamazlar’ dediği gibi. Yani
inancı tümleyen imanın da olması gerekiyor, Kemalizm’in özünde. Milli iman’a
varmak için de, İslam’ın Kuran’ı gibi, Nutuk’u
önce okuyup, Atatürk’ü dört dörtlük yorumlamak sonra da özümsemek gerekir.
Şayet buna rağmen Kemalist olamamışsanız, bilin ki mutlaka biryerlerde eksik
bir şeyler bırakmış ya da hata yapmışsınız demektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder