Kendim adına da bu konuda, bizatihi
olarak yurt dışı ve içinde çalışmış, 40 yılın üstünde bilgi ve deneyim
birikimine sahip bir Bilişim profesyoneli olarak, neler söyleyebileceğimi
tahmin dahi edemezsiniz.
Ne var ki, Internet’i son
dönemlerde, özgün düşünce sahibi, ne yaptığını bilen adını şerefle taşıdıkları
bir kimliğe sahip olanlardan ziyade, kimliği olmayan, başkalarının hesabına
düşünen ve yaşayan, özgün düşünceden yoksun ve biat kültüründe olanların, günahsız
insanlara, fitne ve fesatlarıyla fütursuzca zarar vermek adına daha fazla kullandıkları
görülmektedir.
Hele de bunların arasında yeni
türler(!) var ki, onlar sadece Atatürkçü, Milliyetçi, Misak ı Millici, şerefli
Türk aydınlarına ve evlatlarına musallat oluyorlar. Aslında hiç tanımadıkları bu
insanlar hakkında, sayısız emsallerinde de görüldüğü üzere, uçuk, kaçık, özünde
kendi bunalımlarını, çaresiz zavallılıklarını yansıtan sapkın fantezileriyle,
gerektiğinde nasıl münasip(!) görüyorlarsa, akıl, mantık, din, iman, ahlak ve
bilim kurallarını da yok sayan kurgular oluşturuyorlar.
Bunları yaparken de, vatanlarını
sevmek ve ahde vefa sahibi olmaktan başka suçları(!) olmayan saygın insanlara
zarar vermek bağlamında, sömürgeci uşağı kimliklerini kullanıyorlar. Bu
gibilerin tüm bu abuk icraatlarının, hiçbir tutulacak yanı olmayan çıktılarını,
‘Internet parazitlerinin’ larvaları olarak
kabul edebilirsiniz.
Bizim bazı(!) hukukçu diye geçinen
gugukçularda ne hikmetse(!), bu larvaları ciddiye alırken, her geçen gün daha
da bir ufalıyorlar(!) ve yakın bir gelecekte kulaklarından tutulup, Türkiye
Cumhuriyeti Barosundan atılacakları güne doğru koşar adım ilerliyorlar.
Herhalde, günahsız olduğu bilinen,
saygın insanlar hakkında düzmece kurgularla oluşan karalamalara, balıklama
atlayan bir savcının iyi niyeti ve tarafsızlığından, kendi öz babası bile
şüpheye düşer ve oğlunu gugukçu olarak sıfatlandırırdı sanıyorum. Çünkü
ben kendi adıma, onurunu yitirmiş ve ayağa düşmüş kendi oğluma böyle derdim ve kendimin
yapamayacağı şeyi de asla karşımdakinden beklemem. Mülahazayı derinleştirince
de, böylelerinin gelecek mesleklerinin, muhtemelen limon satıcılığı veya
esnaflık filan olacağı anlaşılıyor.
Türkiyemizde AKP hükümeti ile
başlayan bu parazit salgınının, bir Atatürkçü, Misak ı Millici ve Kuvvacı
olarak bize de bulaşması kaçınılmazdı. Maalesef ben de ismini dahi duymadığım
fantezi ürünü sanal ve ezoterik bazı cemiyetlere aza yapılmaktan başlayarak,
felsefe, üslup, kelam ve kimliğimle uzaktan bile ilgisi olmayan uçuk
fantezilerin altında, kimlik adımın kullanıldığını görüyorum. Kendi adıma da,
herhalde beni akıllarınca onore(!) etmek istiyorlar diye düşünüyorum.
Hâlbuki sadece bu yazıyı okuduğunuz ve
her zamanda ‘ÖNEMLİ DUYURU’ başlığı altında bulacağınız, ‘blog’ sayfamın
dışından başka adreslerde, makalelerini neşretmeyen ve açık kimliğiyle de altlarına
imzasını koyma medeni cesaretine sahip bir insanım. Kendi özümün dışında ikinci
bir kimliğe, bugüne kadar asla ihtiyacım olmadığı gibi bundan sonra da
olmayacaktır.
Şayet olmuş olsaydı, o takdirde açık
ismimi kullanarak kendi kendimi tekzip edip çizmeyeceğimi(!) ve kendileri gibi
de bunu bile düşünemeyecek kadar kafasız olamayacağımı, ayrıca kimliğini dahi
açıklamaya cesareti olmayan böyle sapı siliklere, pirim dahi vermeyeceğimi de bilmeleri
gerekirdi.
Bu yazımla bir kere daha beyan
ediyorum ki, Internet’te son günlerde fazlalaşan, ismim kullanılarak
oluşturulmuş hiçbir neşriyatla, uzaktan bile ilgi ve alakam yoktur. Ve bunları
yazanları da tanımadığım gibi kimlikleri hakkında da hiçbir bilgiye sahip
değilim.
Bütün açık kimliğimle imzaladığım,
görüş ve yorumlarımı oluşturan makalelerimi, sadece bu yazımı okuduğunuz ‘blog’
sayfamda neşrediyorum. Ancak bazı dostlar, sağ olsunlar centilmence, bana da
haber vererek yazılarımdan alıntılar yapıyorlar. Esasen bütün görüşlerimiz
ortak paylaşım için değil mi? Ayrıca alıntı ile intihal farklı şeylerdir ve
buna da etik gereği çok dikkat edilmelidir.
Dışarıya yolladıklarımın da yine bu sayfada referanslarını veriyorum
(Örnek: UNUTMAMAK ZORUNDAYIZ başlığı altında olduğu gibi).
Benim gibi her ahde vefa sahibi vatandaşımın
da başına gelebilecek bu keyfiyeti, bilgilerinize bir daha arz etmekten kendimi
mesul tutarken, başta bütün dostlarım, yakınlarım olmak üzere ve ayrıca diğer beni
tanıyan, tanımayan tüm sevgili okurlarıma da selam ve sevgilerimi yolluyor,
esenlikler diliyorum.
Serendip
Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder