Hayırdır paşa, yürekli, vicdanlı, ahde
vefa sahibi, adam gibi saf tuttuğun arkadaşların ve önlerinde de hazır olda
beklediğin komutanların, ne yazık ki senin gibiler sayesinde, bugün
hücrelerinde hiç de hak etmedikleri, Tanrı’nın değil ama ‘Vatikan İblisi’nin’
çizdiği melun ve sanal kadere zar atarken, senden gık çıkmıyor. Ama anayurdunun
erdem sahipleri, haklı sitemlerini ortaya koyunca, generalliğini hem de şerefli
ordu’nun Kurmay başkanlığını, birdenbire hatırlayıveriyorsun.
Ne o, yoksa bu serzeniş de tuluata
uydurulmuş başka bir senaryo olmasın veya ulufeni hak etmek adına, sahibinin
kapısında arada bir kükremen gereğini hissetmiş olmayasın sakın.
İyi de, yiğitlerine çuval
geçirilirken, günahsız arkadaşların yaka paça derdest edilirken, kendi namusunu
kaybetmiş birileri şerefli ordunun ırzına geçer ve kozmik odalarını tarumar
ederken, nerelerdeydin be paşa. Herhalde sen o zaman general falan değildin,
anlaşılan rütbeni de sana, yeni görevin gibi bir gecede uluf ediverdiler. Senin
hamurundan olanlara yakışan da budur, bravo paşa doğru yoldasın. Yeni görevin,
birlikte tıngırdadığınız tramvayın gidebileceği son durağa kadar cümlenize
hayırlı olsun şimdilik. Başka da ne diyelim ki, nasıl olsa nato mermer(!)
Anlaşılan rahmetli yüce Atatürk,
senin de bir yerlerini acıtmış olmalı. O halde söyleyiver paşa, sıra şimdi de,
Türk Ulusu’nun asal olan gerçek ve milli bayramlarıyla birlikte, dünya tarihinin
ilk’i ve teki olan İSTİKLAL MADALYAMIZI da mı yok etmeye geldi. Ama ben aziz
şehitlerimizin mezarlarından yükselen kemik seslerinin takırtısını duyuyorum.
Sen duymuyormusun? Herhalde kulaklarında da pamuk tıkalı olmalı aynı zamanda.
Ne var ki paşa, cennet, cehennem
bebelere balondur. Sende nasıl olsa saatin çaldığında, o anacıklarının ak
sütleri gibi alınları temiz yatan aziz şehitlerimizin katına inecek ve koyun’un
ak mı kara mı olduğunu göreceksin. Seni nasıl buyur edeceklerini biliyormusun. Ulufeni
dağıtan sahibinden, keşke bunun için de bir garanti belgesi alsaydın da, boşuna
gaza gelmemiş olsaydın bari. Okültik fantezilerin dışında, dünyanın milyonlarca
yıllık yaşına rağmen, oralardan gelipte bize gerçek olan GERÇEĞİ belgeleyebilen
bir Âdemoğlu henüz çıkmadı.
O tarafta aslında benim gibi seni de
neyin beklediğini sende bilmiyorsun. Bırak bizi kandırma numaralarını da, imana
gel bari paşa. Yalnız senin de herkes kadar bir şansın var, sonunda bugünkü
sahibinle de, öyle veya böyle aynı katta muhtemelen buluşacaksınız. Eee artık
orada muhteremlere bir kolaylık düşünürsün herhalde. Bari bu en son şansını iyi
kullan, hiç olmazsa kalan - o da varsa - son onurunu kurtarırsın belki.
Yalnız vazgeçilemez bir hususu da hatırlatmak
gerekirse, sana her şeye rağmen görevini hatırlatan Türkeli’nin tüm ADAM
evlatlarının, öbür tarafa göçerken de, senin endişe ve vicdan muhasebeni beraberlerinde
götürmeyeceklerine, ismin gibi inanabilirsin.
Serendip
Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder