30 Aralık 2011 Cuma

YENİ YILINIZ HOŞ GELSİN..

            Batının dini, seküler ekonomiye nasıl ahenkle paketlediğini, ya da adına istismar denemeyecek ustalıkla(!) nasıl kullandığını, bütün dünyaya her yıl tipik olarak gösterdiği, 25 Aralıktan itibaren yılbaşını da içine alan, yeni bir NOEL dönemi kutlanıyor tüccar Batı dünyasında.
            Yine milyarlarca Dolarlar, Avrolar, hediye paketleri, kutlamalar, çeşitli dini organizasyonlar ve vakıflar adına havalarda uçuşuyor. Çokuluslu firmalar, küresel sömürü aracı çeşitli devşirme okullarını, vakıf ve organizasyonları desteklemek adına, devletlerinden vergi iadesi kılıfıyla geri alacakları bağışlarla, birbirleriyle yarışıyorlar.
            Tüccar Batının NOEL’İ, ayrıca Hıristiyan olmayan dış dünyaya da pazarlaması ve dış dünyadan belki de daha fazla kazanması, nasıl bir ‘show business’, nasıl bir ‘make money’dir. Ve tarafsız bakıldığında, fenomenal demek zorunda olduğumuz nasıl bir derslik, ‘malını pazarlama’ becerisidir bu.
            Ötede insanlar yaşamak için birbirlerinin lokmasını kaparken, doymak bilmez, beceri(!) sahibi, pazarlamacı ve insan maskeli bu aç sırtlanlar, yokluk ve çaresizlikle boğuşan diğer insanların sırtından, şimdi de Noel adına kitaba(!) uydurarak çarptıkları yeni destelerini istifliyor ve utanmadan aç gözleriyle yeni avlar için de yeni tuzaklar kuruyorlar.
            Oysa bizim Arap baharının patlayan yeni tomurcukları, eğrelti otu(!) sanal Müslümanlarınsa, kendi ağlanacak hallerine bakmadan, atıp tutmayı, asıp kesmeyi bir kenara bırakıp, kazanacakları çok dersler var bu öğretilerde.

            Bu arada etrafta, sanalından gerçeğine, her kategoriden(!) insanın, girmek için kapısında birbirini çiğnedikleri, aslında Cehenneme zebani olabileceklerin bile içine kapağı atmaya çalıştığı Cennetin de, artık suyunun çıktığı, içerde yastık kavgalarının başladığı, sakinlerinin birbirine düştüğü ve birbirlerini huzuru bozmakla suçladığı söylentileri dolaşıyor. Hâlbuki ‘ateşin olduğu yerden duman çıkar’ tezine rağmen, hakkında hiçbir dedikodu duyulmayan ve kapısında izdiham da olmayan Cehennemde ise, zorunlu sakinlerin huzur içinde oldukları, işlerinse yolunda olduğu anlaşılıyor.

            Tüm bu düşüncelerle 2011’i tarihe yollarken, her şeyden önce 2012 yılının bizlere, kış ortasında Arap baharı, yaz ortasında Eskimo kışı getirmemesini temenni ediyoruz.
         Ama en içten duygularımızla yeni yılınızı kutluyor, bütün aile bireylerinizle birlikte sizlere, yeni yılınızda sağlık, mutluluk, esenlikler ve rüzgârlarınızın da gideceğiniz yöne esmesini diliyoruz.

                                                                                                Serendip Altındal


            

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder