Önce, bir iki göstermelik ‘van
minit’ ya da ‘omurgasız’ - nasıl eğrisi doğrusuna denk gelirse- mealinde, zart
zurt diyecek, esmesen de gürle misali, sonra da 45 kişilik meclis mutfağında
pişirdiğiniz(!) dolmayı afiyetle yutacaktır nasıl olsa. Tencereyi de, içinde
pişenden sorumlu tutacak en son şey, kendi kapağıdır. Görüldüğü üzere, alıştıra
alıştıra kendi vatandaşlarına yutturduklarını, misliyle de kendilerine
‘alıştıra
alıştıra’ sokuyorsunuz ya, sömürgeciler! Neme lazım, hakkınızı da
vermek gerekiyor hani.
Oportünist olduğunuz için, topunuz
Atatürk’ten yediklerinizi kusacak mideye sahip kafaları iyi teşhis ediyorsunuz.
Bu bağlamda da Atatürk’ün Türk Ulusunu, bu ‘teşhisin’ dışında tutmanız
gerektiğini, menfaatiniz icabı da iyi biliyorsunuzdur mutlaka. Çünkü günü
geldiğinde, kendisiyle şaka bile yapılamaz Türk Ulusu, yapılanın da hesabını
köküne kadar çıkarmasını iyi bilir esasen.
Hey gidi hey! Atatürk’ün saygın
meclisi ne durumlara düşürüldü. Başbakanlarından geçtikte, Cumhurbaşkanları bile
adam yerine konulmuyor artık bu ülkenin. Ne var ki, kişiler ve hükümetleri gibi,
dönemler de gidicidir. Gün ola harman ola, biraz daha bekleyelim bakalım, elbet
bizim günlerimiz de geri gelecek, bizim güneşimiz de tekrar parlayacaktır nasıl
olsa yakında.
Bir zamanlar dünyada çağ değiştiren,
Avrupanın geleneksel ve dinsel siyasi tarihini tarihe gömüp iktidarları,
burjuvazi ve halka devrederek, dünya siyasal tarihinde de devrim yaratmış bir
milleti, bugün anlaşılan bir iki tane Ermeni ibişi (kuklası) yönetmektedir. Bu
da kendileri adına nasıl bir yüz karası, trajikomik bir durum ya da tipik
‘komedi franses’dir. Ayrıca bu Sarkozy adlı Ermeni ibişinin, Fransız tarihinde
ölümsüzleşmiş, Türk’ün asalet, cesaret ve insani değerlerinin tadına varmış,
‘Türk’ü öldürürsün ama mağlup edemezsin’ diyen, Napolyon gibi bir atasından bile
hiç bir şey öğrenmediği anlaşılıyor.
Şimdi gelelim tavadaki patatesin
yanmış yüzüne ve 10 yıldır Cumhuriyet tarihinin bütün(!) icraatını yaptığını
iddia eden, gerim gerim kasılan iktidar
partisine:
Yandaş ihale ve atamalarınızla, eş
dost, akraba ortaklıklarınızla, vergi bile ödemeyen yeni haramzadeler
yarattığınız ve tarihinin borç batağına soktuğunuz ülkenizde, vatandaşın sırtına
yükleyerek, yaptırdık dediğiniz vasıfsız, kalitesiz, şişirme işler bile evlere
şenlik, onları dahi yüzünüze gözünüze bulaştırdınız. Pisliğinizi temizlemek,
borçlarınızı ödemek için gelecek iktidarın, arkanızda bıraktığınız bataklığı
tekrar kurutmaya belki de ömrü vefa etmeyecek. Unutulmasın ki, Osmanlının son
300 yılının birikmiş kapitülasyon borçlarını bile rahmetli İnönü, ancak 1945
lerde bitirebilmişti.
Şimdi adama sormazlar mı? Hangi
Demokratik, sosyal, adalet ve hukuk devleti oldunuzda(!) tarihe en başarılı(!)
iktidar veya 80 yıllık Cumhuriyet tarihinin yüz karası ‘haramiler sultası’ namı
ile geçmeye hak kazandınız diye. Ve sonunda en büyük herzeyi de yiyip, utanmadan
hiç de hak etmedikleri halde, ‘adam gibi adam’ atalarınızı, ‘soykırımcı’
yaptırdınız 2,5 Fransız Ermenisine. Ulan buna bile hiç vicdanınız sızlamıyor mu,
izansızlar.
Serendip Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder