24 Aralık 2011 Cumartesi

KİME SAYGI, KİME SEVGİ..

           Sen özgün düşünceye saygı duymayacaksın ama milletten kendi absurd düşüncene saygı bekleyeceksin şerefsiz. Biz de senin gibisine, ‘annen güzel mi’ diye sorarlar. Ama hempan olan başımızda ki meslektaşının sana bunu soramayacağını kestirmek zor değil. Hele korkusundan Silivri’ye kapattığı Perinçek oturuyor olsaydı da kendi koltuğunda, sen o zaman görseydin, ananın püsküllü perçemini ‘Sarıkız’ pardon Sarkozy efendi. Ama kendi naturanda ki adamlardan, sana zarar gelmeyeceği de kesindir.
            Önce, bir iki göstermelik ‘van minit’ ya da ‘omurgasız’ - nasıl eğrisi doğrusuna denk gelirse- mealinde, zart zurt diyecek, esmesen de gürle misali, sonra da 45 kişilik meclis mutfağında pişirdiğiniz(!) dolmayı afiyetle yutacaktır nasıl olsa. Tencereyi de, içinde pişenden sorumlu tutacak en son şey, kendi kapağıdır. Görüldüğü üzere, alıştıra alıştıra kendi vatandaşlarına yutturduklarını, misliyle de kendilerine ‘alıştıra alıştıra’ sokuyorsunuz ya, sömürgeciler! Neme lazım, hakkınızı da vermek gerekiyor hani.
            Oportünist olduğunuz için, topunuz Atatürk’ten yediklerinizi kusacak mideye sahip kafaları iyi teşhis ediyorsunuz. Bu bağlamda da Atatürk’ün Türk Ulusunu, bu ‘teşhisin’ dışında tutmanız gerektiğini, menfaatiniz icabı da iyi biliyorsunuzdur mutlaka. Çünkü günü geldiğinde, kendisiyle şaka bile yapılamaz Türk Ulusu, yapılanın da hesabını köküne kadar çıkarmasını iyi bilir esasen.

            Hey gidi hey! Atatürk’ün saygın meclisi ne durumlara düşürüldü. Başbakanlarından geçtikte, Cumhurbaşkanları bile adam yerine konulmuyor artık bu ülkenin. Ne var ki, kişiler ve hükümetleri gibi, dönemler de gidicidir. Gün ola harman ola, biraz daha bekleyelim bakalım, elbet bizim günlerimiz de geri gelecek, bizim güneşimiz de tekrar parlayacaktır nasıl olsa yakında.
            Bir zamanlar dünyada çağ değiştiren, Avrupanın geleneksel ve dinsel siyasi tarihini tarihe gömüp iktidarları, burjuvazi ve halka devrederek, dünya siyasal tarihinde de devrim yaratmış bir milleti, bugün anlaşılan bir iki tane Ermeni ibişi (kuklası) yönetmektedir. Bu da kendileri adına nasıl bir yüz karası, trajikomik bir durum ya da tipik ‘komedi franses’dir. Ayrıca bu Sarkozy adlı Ermeni ibişinin, Fransız tarihinde ölümsüzleşmiş, Türk’ün asalet, cesaret ve insani değerlerinin tadına varmış, ‘Türk’ü öldürürsün ama mağlup edemezsin’ diyen, Napolyon gibi bir atasından bile hiç bir şey öğrenmediği anlaşılıyor.

            Şimdi gelelim tavadaki patatesin yanmış yüzüne ve 10 yıldır Cumhuriyet tarihinin bütün(!) icraatını yaptığını iddia eden, gerim gerim kasılan iktidar partisine:

            Yandaş ihale ve atamalarınızla, eş dost, akraba ortaklıklarınızla, vergi bile ödemeyen yeni haramzadeler yarattığınız ve tarihinin borç batağına soktuğunuz ülkenizde, vatandaşın sırtına yükleyerek, yaptırdık dediğiniz vasıfsız, kalitesiz, şişirme işler bile evlere şenlik, onları dahi yüzünüze gözünüze bulaştırdınız. Pisliğinizi temizlemek, borçlarınızı ödemek için gelecek iktidarın, arkanızda bıraktığınız bataklığı tekrar kurutmaya belki de ömrü vefa etmeyecek. Unutulmasın ki, Osmanlının son 300 yılının birikmiş kapitülasyon borçlarını bile rahmetli İnönü, ancak 1945 lerde bitirebilmişti.

            Şimdi adama sormazlar mı? Hangi Demokratik, sosyal, adalet ve hukuk devleti oldunuzda(!) tarihe en başarılı(!) iktidar veya 80 yıllık Cumhuriyet tarihinin yüz karası ‘haramiler sultası’ namı ile geçmeye hak kazandınız diye. Ve sonunda en büyük herzeyi de yiyip, utanmadan hiç de hak etmedikleri halde, ‘adam gibi adam’ atalarınızı, ‘soykırımcı’ yaptırdınız 2,5 Fransız Ermenisine. Ulan buna bile hiç vicdanınız sızlamıyor mu, izansızlar.

                                                                                                          Serendip Altındal


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder