29 Ekim 2017 Pazar

VARLIK BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN..


            § Milletimiz, kesin ve gerçek kurtuluşa kavuşabilmek için iki ilkeye dayanmanın farz ve şart olduğunu anladı; büyük ve açık görüşlerle anladı. O ilkelerden birincisi, Misak-ı Milli’nin (Milli. Ant) ifade ettiği temel ruhtur. İkincisi, Anayasa'mızın tespit ettiği değiştirilmesi mümkün olmayan gerçeklerdir. Misak-ı Milli, milletin tam bağımsızlığını sağlayan ve bunu sağlayabilmek için ekonominin de gelişmesini engelleyen bütün nedenleri bir daha ve kesinlikle geri gelmemek üzere ortadan kaldıran bir kanundur.
Anayasa, Osmanlı İmparatorluğunun, Osmanlı Devletinin öldüğünü idrak ve ifade eden ve onun yerine yeni Türkiye Devletinin geçtiğini ilan eden bir kanundur ve bu devletin hayatının da egemenliğin kayıtsız şartsız milletin sorumluluğunda kalması ile mümkün olacağını ifade eden bir kanundur. Egemenliğin kayıtsız şartsız milletin sorumluluğunda kalabilmesi için, halkın geleceğini bizzat kendisinin idare etmesi esasını şart kılan bir kanundur. "Artık Türkiye halkı için tek temsilci, yasama ve yürütme yetkilerine sahip olan kendi meclisidir, Türkiye Büyük Millet Meclisidir." diyen bir kanundur...
            Türkiye Büyük Millet Meclisi ve bunun hükümetinin milletten aldığı direktif, tam bağımsızlık ve kayıtsız şartsız milli egemenlik ilkelerine dayanarak memleketi bayındırlaştırmak ve milleti zengin, varlıklı ve mutlu kılmaktır.
Mustafa Kemal Atatürk 1923


            İşte yukarıdaki Kemalist olgunluğun ifadesiyle, hazmederek sahiplenmek zorunda olduğumuz ve bizatihi sahibinin sesinden tüm nimetleriyle emanet aldığımız CUMHURİYETİMİZİN ve egemenliğimizin, ebede kadar baki kalması temennisiyle, varlık Bayramınızı kutlarım.

         Aynı bağlamda, kendi varlık nedenleri de olan bu bayram, zorunlu olarak yüce Atatürk’ün huzurunda sap gibi kutladığını düşünenlere de kutlu olsun…

                                                                       Serendip Altındal




            

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder