FETÖ
derinleşiyor deniyor. Oysa artık karaya vurması gerekmiyor muydu? Yoksa ‘FETÖ
bahane OHAL şahane mi’ kurtarıcı oldu yine. Baktılar ki muhalefet baş vermiyor,
‘aslında Referandumda vatandaşın HAYIR tokadını da yemiş kellemizi zor kurtarmıştık,
demek ki yolun sonu göründü artık. O halde FETÖ kurgusunun üstünde kalıp, çakma
darbeye devamla, muhayyel FETÖ tehdidini uzatmak ve baskıyı arttırmak, kontrolü
tamamen ele geçirebilmemiz için en akıllıca iş olacaktır’ demiş olmalılar.
Daha 16 Temmuz günü ‘kontrollü Darbe
yapıldı şimdi arkasından gelecek asıl darbeye hazırlanalım’ diye yazmıştım. Nitekim
anında OHAL ve KHK furyası patladı. Bakın gördünüz mü demiştim yakınlarıma
bile. Esasen onların kafa sallayarak beni teyit etmelerine de alışıktım her
zaman. Ne ki bu bana elbette yeterli olmazdı. Milletim uyanmalıydı aslında.
Çünkü
amaç FETÖ yaftalı muhalif avıydı. Üstüne birileri de çıkıp Amerika’yla harp
ediyoruz diyerek Erdoğan’a arka çıkıp bizi ihanetle suçlamadı mı? Acaba Trump
karşısında Erdoğan’ın, nasıl ona arkadan sallayan Merkel gibi sadece sırıtmak
zorunda kaldığını da görmedi mi bu adamlar. Nasıl savaştı ki bu. İnsan hiç
savaştığı bir ülkeye gider Başkanının elini sıkar mıydı?
Bugün
bütün aklı başında olanlar aynı noktada buluştular artık. Yahu bu kadar zor
muydu, bu apaçık ve acemice tasarlanmış kurguyu anlamak. Zaten yeterli akıl ve
izana sahip olunabilseydi, ABD ajanı AKP hiç iktidar olabilir miydi Bu ülkede.
Hangi birini yazalım, daha nasıl figan edelim ki; hadi canım geçiniz..!
Şırnak’ta görev uçuşu yapan askeri
bir Heli nasıl olur da düşerdi. Önce kazadır veya mermi almıştır ilk akla
gelen, olmadık zaman, mekân ve şartlarda seçme, güzide, bilhassa da emperyalist
terörü ile yapılan mücadelede başarılı olmuş bir askeri kadroyu, bir çırpıda saf
dışı bırakacak tesadüf sanrılı bir matematiksel algoritma, akla elbette başka
şeyler de getirir.
Mesela parçaların ve cesetlerin
neredeyse teşhis edilemeyecek şekilde ayrışması için, önceden kurulu ve uzaktan
kumandaya akuple bir patlayıcı daha önceden monte edilmiş ve kurnazca kaza
olduğu intibaı uyandıracak bir bölgeye yaklaştığında da Heli uzaktan
patlatılmış olabilir.
Tabii
böyle bir mekanizma ABD yetişmelerinin işi de olabilir. Ne ki bir PKK baldırı
çıplağının işi olmadığı da kesindir. Her ne ise, lakin böyle bir aparatı uçucuya
yerleştirmek için birlik tesisleri içinde, elini kolunu sallayarak dolaşan başka
yardımcılara da ihtiyaç vardır. İşte esas sorun da buradadır. Ve ne yazık ki
akla yine GENKUR ihmali gelir. Birde bu sıkıntılara karargâh askerlerimizin topluca
zehirlenmelerini de ilave edersek. Valla bilmem ki nelerin üstüne daha neleri
koyalım. Ve kimden toplu çözüm bekleyelim.
Hanidir arz ı endam etmesi beklenen Akar’ın
alelacele, ifade masasında sahne alarak, önceden eline tutuşturulan ifade
beyannamesini tam da bu arada medyaya sıralaması, bana pek anlamlı geldi
nedense. Çünkü yakın bir ara ile oluşan kaza(!) bununla aklanmış mı oldu acaba.
Yoksa yeni Ergenekon’u şimdi tetikçiler mi icra ediyor acaba? İşte bu da ayrı
bir matematiksel varsıldır. Şimdi meraklısı tesadüf ihtimallerini
hesaplayabilir artık.
Madam Merkel ile Trump tartışması
siyasal portal de Merkel’in aleyhine kişiselinde ise lehine bir görüntü
veriyor. Yalnız neresinden bakılırsa bakılsın bundan böyle AB’nin işi
Siyonistlerle bayağı zorlaşacak ve başının da bir hayli belaya gireceği intibaı
da veriyor. Pekiyi bu durum üçüncü Dünya Savaşını nasıl etkileyecek, bunu da zaman
nasılsa gösterecektir.
Çünkü
Trump bundan sonra AB için artık ödeme yapmayacak AB den, önce birikmiş
borçlarını ödemesini isteyecek ve bundan sonra ‘adım Mıgırdıç kendim doldurup
kendim içerim’ rotasında kalacak gibi de gözüküyor. Kuşkusuz ki ABD emperyalist
emellerinden taviz vermeyecek; ama kendi merkezini daha öne çekecek demektir de
bu aynı bağlamda.
Milletim, ah zeytinim vah
zeytinyağım derken; yeni bir mağlubiyet için sahaya çıkmakta olduğunu nihayet
idrak eden iktidar takımı, şimdilik zeytin tarlası talanını durdurma kararı
aldı. Artık iyice köşeye sıkışan ve daha fazla yandaş desteğine ihtiyaç duyan
AKP, yandaş inşaat Mafyasının baskılarına, bakalım hangi bahara kadar
dayanabilecektir demek düşüyor bize de artık. Ve Allah zeytinlerini de korusun
bu ülkenin…
Siz kim Kupa finali oynamak kim.
Birisi ite dürte başa güreştirilen bir Parti takımı, diğeri Anadolu’muzun daha
ilk kupasıyla tanışan bir acemiler mangası. Arkalarında ise taraftar yaftalı
çoğunluğu eğitimsiz veya işsiz güçsüz sosyal sorunlu, sürekli uyumsuzluk
yaşayan, çoğu da aileleri tarafından ihmal edilmiş psişik bunalımlı, agresif
gençlerden oluşan taraftar kitleleri.
Elbette
durdukları yerde duramayacak, adam gibi maç seyredemeyecek, elleri dursa
kıçları oynayacak sözde taraftar kitleleriydi bunlar. AB kapısında el açmış
ülke halimizle, yine yedi düvele rezil olarak, patlangaç sisleri arasında,
itişli kakışlı ve utanç içinde bir final maçı izlemek zorunda kaldık. Yazıklar
olsun sadece hepsine…
Suudi Arabistan hidrokarbon damarları
genetiğinde ve aslında 4000 metre altında yakın akraba olduğu toprakaltı aile
birliği aidiyetindeki Güneydoğumuzun üstünde, neden emperyalist parmakların bu
kadar yoğunlaştığına bakınca; emperyalist Mıgırdıçı daha iyi tanımış oluyoruz.
Hesaplarına
göre yarınların çok büyük Bor, Hidrokarbon, Uranyum, su vs. gibi paha biçilmez
servet kaynaklarının ortak pazarı olacak bir bölgenin hangi sebeple(!) bizden
koparılmak istendiği ve hanilerin patronu Türk’ün neden Orta Asya’ya sürülmek
istendiği de ayna gibi ortaya çıkıyor.
Keyfiyet böyle iken sizler ne
yapıyorsunuz? Hükümet mekânları arasında boş tabanca gibi gezinmekten, oradan
oraya Papaz kovalamaktan, çakma gündemler yaratarak zamana oynamaktan başka.
Gözünüzü toprak doyursun, daha yetmedi mi hala. Başka da bir halttan anladığınız
yok zaten. İşte topluca verdiğiniz intiba yalnızca budur biraderler.
Oysa
yağmasan da; ABD’ye ‘şayet benimle kapışmak istemiyorsan PYD, PKK saflarındaki
askeri güçlerini çek, çünkü dalacağım üstlerine’ demek bu kadar zor mu geliyor
sana ya da sıkmıyor mu? Bu kadar korkak olma. Bil ki en azından Türk Milleti de
HAYIR demezdi buna. Hatta 15 Temmuzdan sonra bize hain diyen birisi de haklı
çıkabilirdi, gerçekten Amerika’yla savaşıyorsun diye…
Serendip
Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder