3 Ocak 2017 Salı

ÇATLAK..

           Yeni yıla tarihinin en elemli mesajıyla giren eğlence merkezi Reina da, yeni yıl kutlaması, yerini ne yazık ki yılın ilk matemine bıraktı. Bütün amaçları yeni yıla sevdikleriyle birlikte, eğlenerek girmek isteyen bir sürü, çoğunlukla da genç insan, ömür boyu unutamayacakları hüzün ve kahır dolu ortak bir anıyı, birlikte paylaşabildiler sadece.

            Bizler de yılbaşı mı kutladık, ağzımıza mı yedik, burnumuza mı içtik anlayamadık; ama en az Reina ’da kutlamak şanssızlığında olanlar kadar hüzünlü bir o kadarda, bizi topuklarımıza kadar hırs ve kızgınlıktan geren bir yılbaşı gecesini birlikte yaşamak zorunda kaldık.

Bu arada aklımıza bazı kuşkular da düşmedi değil. Mesela komplo teorilerine hiç prim vermeyen, daima somut kanıtlarla yorum yapan eşim bile Reina için “orası dış dünyanın da gözünde çok nezih bir mahalde, pahalı bir mekândı. Acaba şimdi bu vesileyle kimlerin eline geçecek bakalım” diyerek bana, bilmeden bu yazının da ana fikrini vermiş oldu.

Zorunlu olarak yine terör ve terörist demişken; etrafa bakıyoruz da, daha bıyığı bile yeni terlemeye başlayan çoluk çocuğun, çoğu da üstlerinden taşan üniformalarla polis mangaları içinde yer aldıklarını görüyoruz. Bunların her tarafı polis olsa ne yazar. Kendilerini bile koruyamayan bu yavruların. İki günlük uyduruk bir eğitimle, kaşar, gözü dönmüş, kaybedecek bir şeyi ve vicdan mefhumu olmayan sapık tetikçileri, bu garipler nasıl bertaraf edebilesindiler?

Yeni yılda eğlence yerlerinde katliam yapılacağı adeta megafonla ilan edilmişti. Buna rağmen alınan tedbirlerin ne kadar tedbir olduğu tartışılır. Bu arada proto mekânların daha sıkı korunmaları gerekirken ve öyle de oluyorken, Reina’nın ihmal edilmesi de, akla yukarıdaki düşünceyi ister istemez getiriyordu. Düşünün ki kulübün maaşlı korumaları bile silahlar atılınca, korkup saklandıklarını söylüyorlarsa pes doğrusu, gerisini siz düşünün artık. Kimin canını kime emanet etmişsiniz. Hadi canım sizde!!!

Tek bir adama, bu kadar günahsız insan harcatılır mı? Etrafta hiç mi bir delikanlı da yoktu. İnsan ne yapar yapar bu hergeleye mani olurdu. İnsan canı bu kadar ucuz mu? Neticede kurulu bomba da taşımıyordu tetikçi. Biri üstüne kapansa, nasılsa birileri de yardıma koşardı. Nereden baksan bu kadar insan da boşuna telef olmazdı. Hele eğitimli bir komando, size bu konuda neler anlatırdı kuşkusuz. Ne var ki burası Türkiye, yanlış yerde hep ve ne hikmetse yanlış adamlar bulunuyor. Yine liyakat meselesi anlayacağınız!

Yani neticede tek başına silahlı bir çaylak kelleyi bile makaslayamadı bu kadar âdemoğlu. Yahu 700 – 800 kişinin arasında hiç mi bir delikanlı yoktu. Nasıl kofti nesillerdir bunlar anlaşılır gibi değil. Gel de şimdi, zımba gibi kendi delikanlı gençliğimizi yâd etme ve derin bir aaahhh çekme.

Demek ki herifin yeteri kadar mermisi olsa, hepinizi bozuk para gibi harcayacaktı anlaşılan. Yuh ki ne yuh olsun. Acıyalım, Rahmet okuyalım iyi de, daha nereye kadar. Daha ne kadar elimizden sadece Rahmet okumak gelecek acaba? Kusura bakmayın; ama bu durumda hırsım daha ağır basıyor, bunu da söylemek zorundayım…


Her katliamdan sonra terör bizden korksun diyen bir iktidar var hala başımızda. Oysa bu yetersiz, beceriksiz, hezimeti bile kendilerine sahne makyajı yapmış adamların, çoktan istifa etmeleri gerekiyordu. Terör bizden korksun diyen bu iktidardan, katliamdan sonra kılık kıyafet değiştirip, elini kolunu sallaya sallaya basıp giden Reina katili bile bırakın korkmayı; ama çaresizliklerine eminim kıçıyla gülüyordur.

Bunca hezimete rağmen hala istifa etmeyen bu aymazların; çatlağı gittikçe büyüyen terör duvarının altında gümbürtüyle yamyassı oluncaya kadar da istifa etmeyecekleri anlaşılıyor. O halde kolay gelsin onlara o zaman.

Yalnız bu kafayla devam ederlerse ve şayet bir iç çatışkıya da sonunda neden olurlarsa, ortaya çıkacak manzaralar Reina da olanlara da rahmet okutur. O zaman el mi yaman Bey mi,  geç de olsa bunu kendileri de öğreneceklerdir nasılsa yine. Vaktiyle seleflerinin de öğrenmiş olduğu gibi. Ki bu hiç tavsiye edilmez…

                                                                       Serendip Altındal



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder