Yeni
yıla tarihinin en elemli mesajıyla giren eğlence merkezi Reina da, yeni yıl
kutlaması, yerini ne yazık ki yılın ilk matemine bıraktı. Bütün amaçları yeni
yıla sevdikleriyle birlikte, eğlenerek girmek isteyen bir sürü, çoğunlukla da genç
insan, ömür boyu unutamayacakları hüzün ve kahır dolu ortak bir anıyı, birlikte
paylaşabildiler sadece.
Bizler de yılbaşı mı kutladık, ağzımıza
mı yedik, burnumuza mı içtik anlayamadık; ama en az Reina ’da kutlamak
şanssızlığında olanlar kadar hüzünlü bir o kadarda, bizi topuklarımıza kadar
hırs ve kızgınlıktan geren bir yılbaşı gecesini birlikte yaşamak zorunda
kaldık.
Bu
arada aklımıza bazı kuşkular da düşmedi değil. Mesela komplo teorilerine hiç
prim vermeyen, daima somut kanıtlarla yorum yapan eşim bile Reina için “orası
dış dünyanın da gözünde çok nezih bir mahalde, pahalı bir mekândı. Acaba şimdi bu
vesileyle kimlerin eline geçecek bakalım” diyerek bana, bilmeden bu yazının da
ana fikrini vermiş oldu.
Zorunlu
olarak yine terör ve terörist demişken; etrafa bakıyoruz da, daha bıyığı bile
yeni terlemeye başlayan çoluk çocuğun, çoğu da üstlerinden taşan üniformalarla
polis mangaları içinde yer aldıklarını görüyoruz. Bunların her tarafı polis
olsa ne yazar. Kendilerini bile koruyamayan bu yavruların. İki günlük uyduruk
bir eğitimle, kaşar, gözü dönmüş, kaybedecek bir şeyi ve vicdan mefhumu olmayan
sapık tetikçileri, bu garipler nasıl bertaraf edebilesindiler?
Yeni
yılda eğlence yerlerinde katliam yapılacağı adeta megafonla ilan edilmişti.
Buna rağmen alınan tedbirlerin ne kadar tedbir olduğu tartışılır. Bu arada proto
mekânların daha sıkı korunmaları gerekirken ve öyle de oluyorken, Reina’nın
ihmal edilmesi de, akla yukarıdaki düşünceyi ister istemez getiriyordu. Düşünün
ki kulübün maaşlı korumaları bile silahlar atılınca, korkup saklandıklarını
söylüyorlarsa pes doğrusu, gerisini siz düşünün artık. Kimin canını kime emanet
etmişsiniz. Hadi canım sizde!!!
Tek
bir adama, bu kadar günahsız insan harcatılır mı? Etrafta hiç mi bir delikanlı
da yoktu. İnsan ne yapar yapar bu hergeleye mani olurdu. İnsan canı bu kadar
ucuz mu? Neticede kurulu bomba da taşımıyordu tetikçi. Biri üstüne kapansa,
nasılsa birileri de yardıma koşardı. Nereden baksan bu kadar insan da boşuna
telef olmazdı. Hele eğitimli bir komando, size bu konuda neler anlatırdı
kuşkusuz. Ne var ki burası Türkiye, yanlış yerde hep ve ne hikmetse yanlış
adamlar bulunuyor. Yine liyakat meselesi anlayacağınız!
Yani
neticede tek başına silahlı bir çaylak kelleyi bile makaslayamadı bu kadar âdemoğlu.
Yahu 700 – 800 kişinin arasında hiç mi bir delikanlı yoktu. Nasıl kofti
nesillerdir bunlar anlaşılır gibi değil. Gel de şimdi, zımba gibi kendi
delikanlı gençliğimizi yâd etme ve derin bir aaahhh çekme.
Demek
ki herifin yeteri kadar mermisi olsa, hepinizi bozuk para gibi harcayacaktı
anlaşılan. Yuh ki ne yuh olsun. Acıyalım, Rahmet okuyalım iyi de, daha nereye
kadar. Daha ne kadar elimizden sadece Rahmet okumak gelecek acaba? Kusura
bakmayın; ama bu durumda hırsım daha ağır basıyor, bunu da söylemek zorundayım…
Her
katliamdan sonra terör bizden korksun diyen bir iktidar var hala başımızda.
Oysa bu yetersiz, beceriksiz, hezimeti bile kendilerine sahne makyajı yapmış
adamların, çoktan istifa etmeleri gerekiyordu. Terör bizden korksun diyen bu
iktidardan, katliamdan sonra kılık kıyafet değiştirip, elini kolunu sallaya
sallaya basıp giden Reina katili bile bırakın korkmayı; ama çaresizliklerine eminim
kıçıyla gülüyordur.
Bunca
hezimete rağmen hala istifa etmeyen bu aymazların; çatlağı gittikçe büyüyen
terör duvarının altında gümbürtüyle yamyassı oluncaya kadar da istifa
etmeyecekleri anlaşılıyor. O halde kolay gelsin onlara o zaman.
Yalnız
bu kafayla devam ederlerse ve şayet bir iç çatışkıya da sonunda neden olurlarsa,
ortaya çıkacak manzaralar Reina da olanlara da rahmet okutur. O zaman el mi
yaman Bey mi, geç de olsa bunu kendileri
de öğreneceklerdir nasılsa yine. Vaktiyle seleflerinin de öğrenmiş olduğu gibi.
Ki bu hiç tavsiye edilmez…
Serendip
Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder