8 Ocak 2017 Pazar

EBİRSEN..

            Eğitimciler Birliği Sendikası yaftalı, idüğü Yeni Osmanlı İslam’ı paradigmal bir kurgudan neşet eden son günlerin çakma kuruluşlarından birisi bu da anlaşılan. İşverenlerinin talimatları doğrultusunda, önce Atatürk’ü ve inkılaplarını dıştalayarak başlayacaktı hizmete, o da diğer akmantarlar gibi elbette. Zira aksi düşünülemezdi bile.

            Eğitim-BİR-SEN denen kurumu teşkil eden adamların, muhtemelen de bazı kadınların yediği şu herzeye bakın. Atatürk ve İnkılapları Tarihi, temel eğitimden çıkarılmalıymış. Bak sen, ondan sonra da ne kalır ki adına eğitim dediğiniz, her neyse o nesnenin içinde. Yoksa bütün ana ve babaların çocuklarının, sizlerin olduğu gibi emperyalist İslam’ını boş beyinlerine çivileyen çakma İmam okullarında, beyinleri iğdiş edilerek, milli kimliklerinden de arıtılmış, milliyetsiz Vatikan kuklalarına dönüşmelerine müsaade etmelerini mi bekliyordunuz.

            Nasıl bir kimliğiniz, yapısal değerleriniz, ahde vefa ve erdem anlayışınız var. 50’lerden bu yana Marshall programıyla, aslı olan güzelim Atatürk’ümüzün milli eğitimi değiştirilerek, esasen yarı millileştirilmişti. Ve oradan itibaren de düşe kalka yoluna devam eden, ahı gitmiş vahı kalmış olan eğitimi, 4+4+4 saçmalığından sonra, şimdi daha da kuşa çevirip, ucubeye döndürmeye kalkıyorsunuz.

Atatürkçülüğün esasının önce tam bağımsızlık demek olduğunu bilmeyen, nasıl öğretmenlersiniz sizler, söyleyin kimler sizleri öğretmen yaptı bu ülkeye. Kendi varlık nedenlerinizi bile borçlu olduğunuz, buna sahip olamamış ulusların size gıpta ile baktığı, sizi kıskandığı böylesi bilimsel bir gerçeği, hem de temel eğitimin dışında nasıl tutabilirsiniz. Temel eğitim çocuğuna, hayattaki özgüveni, milli bekası ve başarısı için elzem olan milli eğitimi öğretmeyeceksin de, kazın nasıl yolunacağını mı öğreteceksin.

Aslında böyle bir öneriler paketine imza koymakla, ülkenizi gelecekte emperyaliste ellerinizle teslim ettiğinizi ve gelecek nesiller tarafından - ki bunların içinde sizin çocuklarınız, torunlarınız da olacaktır – nasıl lanetleneceğinizi, bunu yapmakla da tarihe kara bir leke olarak geçeceğinizi bile nasıl düşünemiyorsunuz. Ve her şeyden önemlisi, bir büyük ulusun ayrılmaz fundamenti olan, olmazsa olmaz çağdaş eğitimi; 1. Meşrutiyetin bile geri seviyelerine düşürmeye kalktığınızın nasıl farkında olamıyorsunuz.



Bu bağlamda verdiğiniz rapora bakınca, bu maskaralığın 40 akademisyen, 400 öğretmen tarafından imzalandığı görülüyor. Akademiklerden ziyade – ki onların yandaş olanlarının hali pür melali ortadadır – çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin kişisel profilleri bizi ziyadesiyle alakadar ediyor.

Kimdir bu öğretmenler? Hangi öğretmen okullarından mezun olmuşlardır? Bu kadar ‘yok daha neler’ ötesi bir bağnazlığa imza koyabilmeleri için mutlaka tarikat, cemaat vakıflarının burslu seçme(!) İmam okullarından başarılı(!) bir eğitim aldıkları kesinlik kazanmaktadır. Yoksa fırsat bulabilseler Engizisyon dönemine bile rahmet okutacak ilkel bir yapılaşmaya imza koyabilmeleri, asla mümkün olmazdı. Yani kimsenin dini, imanı ile uğraşmayan ve halen mevcut olan laik bir sistemin; İslam’ın aslı olan Ehli Beyt ile tam örtüştüğünü bile bilemeyen harcı âlem kara cahiller bunlar. Hadi gel de çocuğunu, bir de bu kafalara emanet et şimdi.

80 sonrası ‘bizim çocukların’ döneminden itibaren, mantar gibi çoğalmaya başlayan, AKP ile de sayıları tavan yapan, aslı emperyalist projesi olan ve proje kapsamında finansal destek alan Küresel İslam Federasyonları genelinde Vatikan İmamı yetiştiren, İmam Hatipler gerçeği budur ve tek ortak ürünleri de bu imza sahipleridir işte.

Aslında daha ilk gününden beri aynı proje bağlamında, AKP Hükümetinin Atatürk den başlayarak, onun ilkeleriyle birlikte Türk Milliyetçiliğini tasfiye etmek üzere kurgulandığı biliniyordu. Şimdi ABD ortaklığında başarısızlığa daha başında mahkûm edilmiş bir sanal darbe ile kontrol, AKP eliyle bir OHAL’e dönüştürüldü. Sebep sonuç ilişkisi de KHK’larla sonuçlandı. OHAL’in oldubitti kanunları olan KHK’lar ile de laik Türkiye Cumhuriyetine nihai darbenin vurulabilmesini amorti etmek üzere bir zemin planlanarak, nihayetinde çakma bir Başkanlık da hedefe oturtulmuştur.

Arkasından Başkanlık (Padişahlık) varsayımı ile yavaş yavaş koordinatları tespit edip, son navigasyonla da nokta atışı yapılacaktır. Eh artık ondan sonra da, mutfakta göstermeden pişime hazırlanan kazlar, artık sokaklarda da yolunmaya başlayacaklardır. Eğitim-BİR-SEN’ler mi diyorduk, onlar ise devede kulak kalacaklardır. Sebep sonuç ilişkisinin bize öğrettiği de budur. Yani sebep olmadan sonuç da olamaz. Şimdi bu yazının sonucuna bakarsak ‘Eğitim-BİR-SEN öneri paketi’ olduğunu görüyoruz. Nedeni mi? Ee bu kadar kelamdan sonra, artık onu da anlamış olmalıyız.

Bir de bu öneri paketinin neler içerdiğine ve bu gariplerin neler önerdiklerine bakalım o zaman:

1)      15 Temmuz eğitim programlarında yer almalıdır. – Nedeni belli değil mi?

2)      Talim Terbiye Kurulu yeniden yapılandırılmalıdır. – Neden acaba?

3)      İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersi Ortaokul ve Lise müfredatından çıkarılmalı. – Bak sen! Mevcut yarı milli eğitimden bu da çıkarılırsa, mahsul olarak geriye sizinkiler gibi çürük yumurta beyinler kalır ki bakın bu size cuk oturuyor işte.

4)       Din ve Ahlak eğitimi birinci sınıftan itibaren verilmeli. – Demek ki bugüne kadar yetişmişlerin hepsi ki buna sizlerde dâhilsiniz, dinsiz ve ahlaksızdır.

5)      Öğrencilerin Kuranı Türkçe seslendiremedikleri için Kuran Okuma Programı yapılandırılmalıdır. – Gel şuna Arapça mecburi olmalıdır de de, anlaşılır olsun.

6)      Öğretim programları ve merkezi sınavlar arasında ahenk sağlanmalıdır. – Esasen eğitimin amacı bu değil midir?

7)      Haftalık ders programları aksatılmamalıdır. – Bakın bunda anlaştık işte.

Neyse ki yeni bir KHK ya kadar bunlar sadece öneri şimdilik. 15 yıldır ülkeyi talan ettiler. Yetmedi şimdi de Osmanlı çiftliğine dönüştürerek, saraylar, atlar, uşaklar, bir elleri yağda öteki balda ve yattıkları yerden nesiller boyu irat bekliyorlar. Yani elini bile oynatmadan ömür boyu aylık gelir. İyi de bunu kim kime verir. Bundan sonra bu kabilden tarifsiz zırvalara söylenecek her söz, abesle iştigal olacaktır. Vakit şimdi icra vaktidir artık…
           
                                                                                   Serendip Altındal



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder