Zorbalığın
Türk Milletinde ters teptiğini artık öğrendikleri için, şimdi taktik
değiştirerek timsah gözyaşlarıyla süslemeye başladılar icraatlarını. Adamlarda
1001 surat maskeleriyle, çeşitli makyaj malzemesi ve bol aksesuarla dolu geniş
ambarlar varsa ve bunları kullanacak yetenekli aktörlerin ve asgari ücretli azami
sayıda figüranın da olunca her filmi çevirirsin artık hiç merak etme.
Adam kafasının içinde daha önceden
imajı oluşturulmuş USA projesini, eksiksiz oluşturmak üzere, çaktırmadan ufak
ufak veya alıştıra alıştıra, timsah gözyaşlarıyla da süsleyerek sunuyor şimdi. Yani
darbe ile karışık hani bir zamanlar vardı ya bir Sadri alışık, usulüyle bize
afiyetle yedirmeye başladı, istendiği gibi de hiç vakit kaybetmeden farkındaysanız.
Şimdi başarısız ABD darbesi diyen
kafalar, aynı olguyu yakında maksada yönelik, hedefi tam 12 den vuran özellikte
bir darbe olarak da betimlemek suretiyle, tarihe not düşeceklerdir de
bilesiniz. Ne oldu, yavaş yavaş darbe şokunu atlatıp, oyuna daha doğrusu da
yeni bir ketenpereye getirildiğinizi hala anlayabilmiş değilsiniz herhalde. O
zaman bakın etrafınıza, ordumuza Ergenokon kurgusundan bile ağır hasarlar bırakacak
ve o şerefli orduyu, tasfiye edilme noktasında NATO emirberi vasıfsızlığına
indirgeyecek olan yeni manevralara.
Bu doğrultuda, sözde milli Hükümetin
diğer partnerlerine bile danışmadan apar topar alınan acil kararlara ve sanal
gerekçelerine de bir göz atıverin lütfen. Kurunun yanında, kasıtlı olarak
kaynatılan, kualifiye; ama sessiz ve pasif oldukları için de Fetocular
tarafından bilhassa aldatılarak kullanılan Kemalistlerden oluşan yaşlar
ordusuna da bir göz atın bu arada. Tasfiye orduları arasında olan esas o
kimliklerin figanlarını duymuyor olamazsınız. İşte bunların olacağını da
söylemiştik, daha darbe masalı ortaya çıktığı anda. Ve birileri Amerika’yla
savaşıyoruz, buna inanmayanlar haindir, hemen birlik olalım diye uçuyorken.
Erdoğan’a aslında destek vermek
üzere ülkemize gelecek olan USA Genel Kurmay Başkanının takacağı maskeyi,
oynayacağı yeni rolü de dikkatle izleyin. Bu da şimdiye kadar hiç
rastlamadığınız türden olacaktır. Konu senaryo yazmak, film çevirmekse, USA ile
dans edilemeyeceğini de bir kere daha öğrenmiş olursunuz bu vesileyle de. Bu
sosu da yedikten sonra artık hazımsızlığa uğramazsanız, bundan sonra da hiç
uğramazsınız, bakın bu da bir şeydir hani. Ve hiçbir şeyden yine de daha
iyidir.
Hele bizimkinin son konuşmasında,
kafasının içindeki Taksim Projesini ağlaya ağlaya takdim ederken, neredeyse
boynuna sarılıp özür dileyeceklerdi bir de bizim safolar. Hem de daha dün, aynı
bağlamda gezi parkında yuttukları tonlarca biber gazını unutmuş olarak. Aslında
birader, daha fazla inandırıcı olabilmek adına, Gezi parkındaki kahramanca(!)
duruşlarına, vurgu yapmıştı da ustaca.
Hakkını
vermek lazım, bizdeki yeterince mebzul safoları kafaya almak adına üstüne de yok
hani. Ee boşuna mı beslediler patronları ve hala da arkasındalar ya onun. Sözüm
ona gergin modundaki USA GENKUR Başkanı bile aslında ona destek olmaya boşuna
mı geliyor sanıyorsunuz. Çünkü türünün emsali Hollywood da bile yoktur…
Uluorta bu roller kesiliyorken,
bizim darbe imanlılar şimdi ne diyor bu işlere acaba. Onlara da tekrar
hatırlatalım ki; elbette USA ile savaş halindeyiz. Ve elbette onların bizimle Anadolu’muzda,
açık bir cephe savaşına giremeyeceklerini, bunun intiharları demek olduğunun,
aksine PKK ve Erdoğan’ın IŞİD lejyonerleri vasıtasıyla bizimle bir süreliğine
daha örtülü bir savaş sürdürmek zorunda kaldıklarının; ama Türklerin mağlup edilemezler olduğunu, bildiklerinin de bilincindeyiz.
Elbette
gerekirse PYD ve diğerleriyle oluşturmaya çalıştıkları sınır koridorunda, aslında
çok yerinde ve kimsenin beklemediği bir yapılanma ve zamanlamayla, bir Türkmen
Devleti kurabileceğimizin ve buna kendi Kürtlerinin(!) bile daha sıcak
bakacağını öngörebiliyorlardır doğrultusunun da inancındayız. Ve şüphesiz USA
ile savaş halindeyiz; ama bugüne kadar bizim de hiç tanımadığımız bir tarz ve
üslupla yürütülüyor bu savaş. Ayrıca biz Türklerin, herkesle her platformda,
anladıkları dilden konuşabilecek, bizi dayanılmaz cazibeli kılan prozeki bir
özelliğimiz de vardır. Bunları da hala anlayamadınız mı?
Son
konuşmasında “ey Erdoğan Ordu karargâhlarının önünden çöp kamyonlarını çek, o
ordu hepimizin ordusudur” mealinde cumhur başına atıfta bulunan Perinçek, ne
düşünüyordu acaba. Yoksa nedamet ikrarının başka bir ifadesi miydi kullandığı.
Ya da darbe saptırmasıyla orduya asıl şimdi kalıcı zararlar verilecek olduğunun
ve ordunun aslında şimdi pasifize edilmekte olduğuna kendilerinin de alet
edildiklerinin hala farkında olamadı mı yoksa.
Perinçeği
ve bağlamında Vatan Partisini de angaje etmelerinin bilincinde ve hepsinin de
ustası olan Erdoğan, ondan Esad ile aracılık yapmasını boşuna mı rica(!) etti sanıyorsunuz?
Öyle ya, ne demektir aracılık, sen de milli takımın içindesin aldatmacasıyla,
adamı pasif göreve veya arka plana atayarak açık sahneden çekmektir işin fütuhatında.
Demek ki usta işini iyi biliyor, rolünü de ezbere oynuyor artık suflesiz.
Neyse
geçelim şimdi bunları. Olayları birbirine bağlayarak konsülide edelim ve süjeye
varalım. Neresinden bakarsak da bakalım bir MİLLİ HÜKÜMETİN kurulması, asla
Erdoğan ve ekibini saf dışı bırakmadan gerçekleşemeyecektir. Siz milli birlik oluşturuyoruz
diye Erdoğan posterini parti binalarınızın kapısına asabilir hatta sarmalına da
alabilirsiniz. Ne ki enayiliğinizi tescil etmiş de olursunuz neticede. Bu başka
da hiçbir işe yaramaz. Bizimse bir kulağımızın arkası kaldı, bırakın o da bizde
kalsın artık.
Bizi,
Erdoğan düşmanlığı gözlerini perdelemişler olarak yaftalayanlar utansın. Biz
kimseye düşmanlık taşımıyoruz. Neden taşıyalım ki, özü sözü doğru adamlarız
neticede, sözümüzün altına da her zaman imzamızı koyarız. Biz sadece gerçeklerin
bilincini arayan; ama hemen de tavaya gelmeyen realist Kemalistleriz. Yani
duygusal saftirik eyyamcılara asla benzemeyz.
Size
bir öneri; şayet AKP ile birlikte bir Milli Hükümet kurabileceğinize sahiden
inanıyorsanız, parti faaliyetlerinizi geçici olarak dondurun. Ve AKP pardon ABD&Erdoğan
Hükümetine – çünkü AKP Hükümeti diye bir şey yoktur – sicili temiz, milliyetçi,
toplumca saygın, laik, Cumhuriyetçi demokrat ve tarafsız adaylardan oluşan,
seçimsiz ortak bir Milli Hükümet kuralım teklifinde bulunun. - Çünkü her
partide bu tariflere uyan adaylar mevcuttur. Ve amaç salt rantçıları değil
sadece katıksız, saf milletin vekillerinden oluşan bir Milli Hükümet kurmak olmalıdır
– Bakalım ne cevap alacaksınız. Haydi varmısınız.
Çünkü
kendi adıma realist bir Kemalist olarak, binbir Ali ile ikibiniki Erdoğan’ın
ortalarından ikiye ayrılıp, gözyaşı denizlerinde boğulsalar da beni ikna
edemeyeceklerini söylemeye çalışıyorum sadece. Ne ki sizleri bilemem
tabiatıyla.
Serendip
Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder