4 Temmuz 2015 Cumartesi

SAĞDUYU MESELESİ..

            Okuduk, üfledik, döndük, dolaştık, seçtik, seçtirdik sonunda yine aynı noktada buluştuk. Yani AKP ve Erdoğan’dan kurtulmadıkça bir MİLLİ HÜKÜMET kurma şansımızın olmadığını, yine hep birlikte tespit etme noktasına geldik. Ee şimdi ne yapmayı düşünüyorsunuz, özellikle de muhalefetin muhterem siyasileri. Herhangi bir karar alabildiniz mi bari. Yoksa zaman yürüsün, torba dolsun mu yine.

            Bu ülke bizim mi, yoksa genetiği kaymış Amerikan tohumlarına teslim edilmiş bir Antarktika Cumhuriyeti mi oldu artık. Bu konuda da bir fikir beyan edebilir misiniz acaba beyler. "Kesin ve geçerli bir ulusal güvenlik amacı olmadığı sürece, ülke dışında istihbarat izleme eylemleri içinde bulunmuyoruz" diyebilen küstah ABD Dışişleri sözcüsü Kirby’e verecek bir cevabınız var mıdır acaba? Açıkça hepinizle de dalga geçercesine “yani biz istemedikçe güvendesiniz” demeye getiren herifçioğluna, bırakalım devrik AKP’den çıkamayacak cevabı da; sizin aranızda cevap verebilecek bir muhalefet lideriniz var mı? Ne ki küstahlara göbekten bağlı olunca da yoktur elbette.


            Atan tutan ve seçim öncesi sallamadığını bırakmayan Bahçeli, görülüyor ki krikoyu aldı yine eline AKP’nin patlayan lastiğini çala kuvvet onarmaya çalışıyor. Ne yaparsın göstermelik dayılık da buraya kadar olacaktı elbette. ABD çıpalıların siyasa dünyasında, esasen fazla bir illüzyona da gerek yoktur aslında. Al birini kapa öbürünün üstüne, birbirlerini tam örterler evelallah. Gariban Vatan Partisi de kale arkasında, top toplayıcı olduğuna göre; desenize yenibahara kadar, yine yaptı Allah işimizi.



            Eksper olduğu söylenen muhtelif kalemlerden neşet eden analizlerin birini bırakıp diğerine sarılıyoruz. Sanki mal bulacakmışız gibi. Hala uygun bir reçete bulamadık mı, maneviyat kıranımıza. Desenize siyaset batağı bu kadar ansızla dolu olunca, halk daha ne yapsın, kimden medet umsun, ne beklesin ki bu mentalden. İş yine başa düştü, tekeri rayına yine bu millet oturtacak anlaşılan.

            Millet şaşırdığından Veliefendi de hangi beygire oynayacağını da bilmiyor artık. Oysa bizim muteber aklı başında siyasilerimiz de vardı bir zamanlar. Nerede şimdi onlar, topunun kökü mü kurudu. Mesela bir MHP’nin köşe putundan hala vazgeçilemeyecek mi. Demir mi attı bu adamlar meclisimize. Bu kadar ansız, duyarsız mı o partinin tayfası. Dünkü çocuk, bugünse tarlamıza, 13 yılda eşek dikeni eken, kıçımızdan donumuzu bile çekip alan bir devrik AKP bile, tarihi MHP’nin yanında daha güvenilir bir görüntü veriyor.

            Oysa eski toprak, milliyetçi geçinen MHP’nin içinde bulunduğu ruh sefaletine bakın. Yürek acısı. Bir HDP kadar bile olamadı bunca tecrübeye rağmen. Yazık ki katmerli yazık demek gerekiyor. Oysa %60’ı, bütünün iktidarı yapması işten bile değildi. Demek ki hep yanlış atlara oynamışlar o partinin seçmenleri de, kayıp da mukarrerdir o zaman. Sonuncusu da zaten bir felaket çıktı, jokeyini bile tribünlere çifteliyor. Tarifsiz gerilim içinde, örtülü yandaş ve bir türlü de yular tutmuyor.

            CHP den bahsetmek bile istemiyorum. Çünkü daha tarafsız bir yoruma ihtiyacı var bizim tarihi çınarın. Ne var ki, mademki kendi ülkemizde bizler karar veremiyoruz o halde ortada buluşmak kaydıyla, eninde sonunda bir AKP, CHP koalisyonu da kaçınılmaz gözüküyor. Boşuna kem küm etmesin kimse. Eliniz mahkûm.


            Diğer yanda asker ne yapsın. Zaten AKP makasından, cemaat paraleline kadar kesilip budanmadık dalı yaprağı kalmamış ki; girsin mi, çıksın mı, tutarlı bir karar alabilsin. Girse bir türlü, çıksa iki türlü. Ordumuzun başında aslında alıştığımız kıratta bir komuta kademesi olsa, mesele bile olmazdı. Ne var ki asıl paralel ve darbe heyulası altında ki AKP den dolayı, adam da kalmadı ki orduda.

            § (ABD Ankara Büyükelçisi John Bass yaptığı açıklamada, "IŞİD'e karşı Türkiye ile ortak endişeyi paylaşıyoruz. Suriye'nin kuzeyi konusunda her iki tehdit konusunda Türkiye ile birlikte çalışmaya devam ediyoruz. Bizim açımızdan çok önemli olan bir şey var, o da Suriye'de sınır bölgesini kim kontrol ediyorsa IŞİD'le mücadele etmelidir. ABD ve Türkiye'nin beklentilerini PYD'ye iletmekte netiz" ifadelerini kullandı – amerikaliturk.com).

            Allah aşkına yukarda ki ifadeden siz ne anladınız. Ordunun da fazla bir şey anlamayacağı kesin. Bundan çıkan süje, demek ki ABD indinde TSK ile PYD eşit kabul ediliyor olabilir mi acaba. Yoksa milletine sormadan PYD partneri mi yapılıyor TSK. Nereden baksan hepsi tutarsız. Koca Türkiye Cumhuriyetinin itibarı sahiden bu kadar sıfırladı mı yani, bu AKP sayesinde. Yani PYD yaftalı Israil-Kürt kampusu, Türkiye Cumhuriyetine eşit kabul ediliyor ve bu görüş bile cevapsız mı bırakılacak şimdi. Allah’ım bunlar gerçek olabilir mi. Sahiden bu kadar sıfırladık mı yahu! Yoksa bir rüya âleminde mi yaşıyoruz acaba dostlar. O zaman birileri çimdik atsın da uyanalım bari.



            Ben mi? Yüce meclisinde lafazanlıklarıyla bırakın zihinlerde fırtına estirmeyi, ibrik bile dolduramayan milletin vekili yaftalı bir sürü epikürist adamı, kadını 13 yıldır ve ne yazık ki halen de dinlemekten yoruldum artık atam diyerek; karşımdaki resmi ile tek taraflı bir diyalog sürdürmekteyim şu an. O gözlerindeki hüsranlı derinlikle beni izlerken, elbette cevap veremiyor ve ben ne düşündüğünü bilemiyorum. Sadece günü yorumlamak adına ondan tüyo almak gayretim içinde, en azından kendi vicdanımın sesini dinleyip tatmin olurken de; diğer taraftan hissiyatımı sizinle paylaşmak üzere dillendirmeye çalışıyorum dostlarım.

            Pekiyi ne yapalım? Oturup hep birlikte ağlayalım mı? Ne münasebet. Çözüm yine biziz aslında. O yüce komutanımızın ısrarla vurguladığı gibi de, hepimiz Atatürk değil miyiz??? 
O HALDE


            Hiçbir şey yapmasak bile, nasıl olsa yenilenecek olan seçimlerde, Şeytanın oyununu yine bozarız en azından değil mi? Ve bizim konfetilere bir kere daha göstermiş oluruz. Gerçek patronun kim olduğunu anavatanımızda. Öyle ya Demokrasi bunun için var değil mi? Sakın hangi Demokrasi demeyin dostlar.

          Ama bu mental ve hamurda ki siyasilerle Demokrasi, istese bile esasen o mekânda var olamaz. Üstüne de halen 2,6 milyon okuma yazma ümmisinin olduğu bir ülkede. Ama biz yine de moralimizi kavi tutalım. Çünkü Türk Milletinin sağduyusu ve özgün Kemalist ruhu, daha ne İstiklal mucizelerini tarihe yazmaz ki…
                                                                     
                                                                                          Serendip Altındal




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder