30 Haziran 2015 Salı

ÇIKIŞ YOLU..




ÇIKIŞ YOLU!..  <--


            Biz içerde Hükümet telaşı içinde, sanal gündemden gündeme hoplatılıp dururken; IŞİD, ISIL vs. yaftalı yeni Haçlı ordusu kapımıza gelip dayandı. Ortadoğu hizaya sokulunca sıra bize de gelecek, haberimiz var mı acaba?

            O halde ÇIKIŞ YOLUMUZ ne olmalıdır. Şayet yukarda ki görseli izlerseniz, cevabını sizde bileceksiniz demektir artık…
            

            Komşumu soyan hırsız şayet benim kapımın önünde de dolaşmaya başlamışsa; artık gırtlağına yapışma zamanım gelmiş demektir. Diğer komşularım ise, Türk ve Allah’ın askeri olduğum için, tarihi misyonum gereği önce de bana güvendiklerinden, kendilerine de liderlik etmem adına, benim ne yapacağımı bekliyorlardır aslında. Ne yapalım adımız Türk, herkesi buna alıştırdık ve bu özelliğimiz de artık fıtratımız oldu. Bu bağlamda da durum her şeyden önce kendi milli meselemiz olmuştur artık. Ve bu mesele de kurulacak geçici bir milli Hükümetle, çok acilen yine kendi tarafımızdan çözülmek zorundadır.

            AB&D mafyası Ortadoğu’muzda son kozunu oynamaktadır artık. Çünkü işleri bitmek üzeredir ve hiç unutmasınlar ki ölüm çaresizliğinde ki kuzgunun, bu âlemdeki son lokması olacak da en son adamdır Türkoğlu. Bilmem anlatabildim mi? Yeni İsrail’miş, Ermenistan’mış, Kürdistanmış geçiniz, bırakın bunları, önce Türk’den vize almışlar mı bakalım. Bu metalarını hem de onun sergisinde pazarlayabilmek için.

Vatan Partisini, milli duyarlılığı adına kutlarken, bütün partilerle acilen bir milli Hükümet kurmaya hazır olduğu açık çağrısının, tüm partiler tarafından da ciddiye alınması ve köprüden önceki son çıkış olarak benimsenmesi, şiddetle tavsiye olunur. 13 yıldır köylerin, Toki balonuyla metropollere pompalanması, sadece peş peşe açılan AVM’ lere kredi kartlı yeni müşteriler yaratmak için mi yapıldı sanıyorsunuz. Üstüne de, bölgemizde ki kargaşa sonunda 5 milyona yakın zorunlu göçmenin içimize kakılması, nedensiz mi yapıldı acaba?


Ana baba günleri yeniden geldiğinde, bir zamanlar İstiklal Harbinin Kuvayı milliyesi olan köylüden, bugün esinti bile yok. Yoksa onların televizyonlarında izlemekte oldukları ninni dizilerini, kahve sohbetlerini bırakıp da topraklarını savunmaya koşacaklarını mı bekliyorsunuz. Daha çok beklersiniz. Emperyalistin, içimizde AKP’li 13 yılda oluşturduğu sistematiğin ve ektiği tohumların, şimdi hasat vakti gelmiştir artık kendisi hesabına. İşte şimdi de bunu yaşamaya başladık aslında.

Varsa da yoksa da yine MEHMET değil mi? Yani çoğunluğu AKP sıçmanı olurken geri kalanı da bildiğiniz gibi ‘Al Allahım emanetini’ görüntüsünde. Ne var ki bu memleketin öz evladı olan kuvayı milli öz yine mevcut. Pekiyi kim lider olacak bu insanlara. Var mı aranızda Atatürk hamurundan öyle bir yiğit, paşalar, siyasiler…


            Şayet son sözü ordunun söylemesi bekleniyorsa; bunun adı da DARBE olur. Pekiyi buna da hazırmısınız beyler, paşalar, hanımlar. Yettiniz gayrı, milletin sabrı kalmadı artık. Birilerinin seçim telaşı ve provokasyonlarının arkasına saklanarak kendinizi de kurtaramazsınız bu milletten, bilesiniz. Türkiye meselesi, bütün partilerin, Hükümetlerin ve kişisel tüm ferdi menfaatlerin üstünde, ortak meselemizdir. Çünkü sığınacak başka da vatanımız ve gururla taşıyacağımız başka da bir Ulusal kimliğimiz yoktur. Yani vatanımız kanımızın da üstündedir. Bunu da asla unutmayalım…

            Şimdi bizi ‘cambaza bak’ gündemlerine odaklayanlar, bu arada sessiz ve derinden, altımızdan VATAN halımızı, bize çaktırmadan sıyırmaya kalkıyorlar. Karşınızda asker üniformalı düşman da aramayın, bulamazsınız. Emperyalistin ordu eskilerinden ve özel militanlarından oluşan profesyonel askerler var şimdi karşımızda. Çünkü Anadolu’muzda askerleriyle karşımızda duramayacaklarını ve şayet buna teşebbüs ederlerse, kendi sonlarını daha da çabuk getireceklerini de çok iyi bildikleri için, askeri bir cephe açmaya cesaret edemezler. Bu bağlamda da, yukarda ki görselde izleyeceğiniz Beyazıt Paşa’nın mükemmel sunusu, ihtiyacımız olan bütün kaynağı fazlasıyla ortaya koyuyor aslında.


Ve iş bu noktaya geldiğine göre de, biz yine delikanlı gibi askeri güçlerimizle ve milli üniformalarımızla duracağız bu ipsiz hergelelerin karşısında. Çünkü Türk’ün malı her zaman meydandadır. Hoş bunun böyle olduğunu kendileri de, domuz gibi bilirler ya aslında. Ve böylece de konu şimdi hepimizin VATANI olan Türkiye Cumhuriyeti olmuşsa, gerisi de lafı güzaftır artık. O halde derhal UYANALIM… 

Serendip Altındal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder