8 Haziran 2015 Pazartesi

ARASIZ DEVRİM..

             
            Şimdi artık ister anla ister anlama
            Anlamayan girsin bundan böyle hamama…

            Ne var biliyor musunuz? Son yazımda “Devrim Arası” olarak betimlediğim benim senaryo, seçim sonuçlarından sonra, hayal bile edilemez hale geldi artık. Yakın günlerde de, keşke öyle olsaydı diyerek dövüneceğinizi şimdiden görüyorum.

            Hatta çoğunun kararsızlıklarını bile terk ederek, sandık başında reylerini inandıkları gibi kullandıkları ve sonuçları umutla bekledikleri halde aralarında; içine düşürüldükleri durumun ve kaybın hala farkında olamadan, sadece Erdoğan’ın kaybettiğini düşünerek sevinenler, halen çok ne yazık ki. Aslında Türk’üyle, Kürt’üyle, Ehli Beyt Müslümanıyla, misak ı milli cephenin Türk Milletidir asıl kaybeden.

Seçimin tek galibi ise içimizde ki Derviş gibilerin patronu ve hempası AB&D Holdingidir. Kurguladıkları ve son çıkış yolu olarak kabul ettikleri senaryolarını sonuçlandırmak üzere de ilk başlangıcı, başarıyla tamamlamış oldular. Şimdi köşelerinde şampanya kadehlerini tokuşturup sinsice gülüşüyorlar ve kafamıza nihai darbeyi vurmaya hazırlanıyorlardır artık. Böylece bizim ansızlar, Obama ile Merkel’in, bana da bu ilhamı veren son kadehli pozlarını çerçeveleyip asabilirler artık oturma odalarına.

            Şimdi bütün mesele ya da top, AKP’nin, istese de istemese de Holding’in bölücü ajanı HDP ile zorunlu olarak kuracağı koalisyon hükümetinde artık. Yeni hükümetin ilk görevi ise, HDP ile birlikte yaratılan S. Demirtaş adlı küçük adama, artık misyonu sona eren Erdoğan’ı by pass yaparak, tepeden inme bütün kontrolü bırakması olacaktır. Ve açılımı (bölümü) sonlandırmak adına, şayet küçük Demirtaş apar topar Başbakan da yapılırsa, sakın ola şaşırmayın, benden söylemesi. Farkımız ise, Kemalist olarak Atatürk gibi düşünmek olduğundan, ne desek oluyor nasıl olsa…

            Holding’in bundan sonra dağdaki tetikçilerini de resmi olarak içine sokarak oluşturacağı bölücü hükümeti ve kapımıza de gözdağı vermek amacıyla dayandırdığı IŞİD adlı Müslüman yaftalı devşirme Haçlı ordusu da, resmin son rötuşlarını tamamlıyor. Ve ortaya çıkan son resimle göreli olarak, bu badireden de tek çıkış yolunun artık kaçınılamayacak kanlı veya kansız bir milli devrim olacağı da kendiliğinden anlaşılıyor. Çünkü bizi bizim yönetmediğimiz ve seçim yolu ile bir milli hükümet değişikliğinin bu ülkede bundan sonra da mümkün olamayacağı, herhalde artık içimizdeki ultra demokratlar(!) tarafından da tespit edilmiştir. Ve sakın sandık, seçim lafları etmeyin bundan sonra.

Şayet benim “Devrim Arası” tutmuş olsaydı, AKP ile %35’leri bulmuş veya aşmış bir CHP’nin, zorunlu koalisyonundan başka da bir seçenek kalmayacaktı ortada. Oysa şimdi AKP ve HDP’nin bölücü senaryoyu tamamlayan tek olasılığı kalıyor artık elimizde. Çünkü CHP, MHP koalisyonu bile barajı tutturamıyor, bilmem anlatabildim mi? Artık bunun üzerine, bizim çakma Sosyalist ve sözde Atatürkçüler, CHP’nin muhtemel %10 fazlasının da kafasını karıştırarak, esasen daha önceden öz tabanını küstürmüş olan CHP’yi, yine %25 barajında tutarak bu olasılığı da dumura uğrattılar.

Hiç olmazsa HDP yerine Vatan Partisi olarak meclise girebilselerdi bari! onu da başaramadılar. Bir SP kadar bile olamadılar. Tek kurtuluş yolları olabilecek CHP teknesinden atlayıp Okyanusta bir başlarına kendilerini soyutlayınca, asla başaramayacakları da çoktan belli olmuştu zaten. Şimdi münasip yanlarına kına yakabilirler artık. Bakın bunu başarırlar işte.

Diğer yanda Kemalist öz tabanını bile küstüren, Tuncelili Kemal kardeş, kendi Dersim’inde AKP’nin bile altında neden kaldığını, şimdi nasıl açıklayacak acaba? Böyle olacağını biz daha önceden tespit edebilmişsek, yukarda da belirttiğim üzere, Atatürk gibi düşündüğümüz içindir. Ve Türk Milleti her zaman o kıratta liderini ister, onu bekler. Demek ki biraz daha vakit varmış bu işlere veya son sözü söylemeye. Bu arada hiç kimse de Demokrasi kazandı masallarıyla çocuk avutmaya kalkmasın. Bölündüğünde alırsın sen Demokrasiyi(!)…


Sözün özü: Bizler, yani asal meziyeti Atatürk gibi düşünmek, birlikte hissetmek olan ve bu vatan nasıl olsa bizimdir diyen; ama diğerleri gibi de tuzları kuru olmayan Kemalist emekliler, bayram ikramiyelerinden bile olmanın hüznüyle, gülsünler mi,  yoksa ağlasınlar mı kendi hallerine. Bunun cevabını da size bırakıyorum artık…
                                                                      
                                                                                      Serendip Altındal

Video Kanalım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder