12 Nisan 2015 Pazar

BEBEK TERS GELİYOR..

            Bir yanda bühtan yaylalarında kaşık havası çalıp söyleyenlerle, diğer yanda hayat mücadelesi verenlerin kavgasıdır bu. Birileri kendileri çalıp, kendileri dinlerken, ötekilerin çalıp söylemeye imkânları dahi olmuyor. Sadece olup biten yaygarada güme gitmemeye ve frensiz yokuş aşağıya gazlayanların önünde kazaya uğramamaya çalışıyorlar. Birileri dört çekerleriyle yaya yollarında slalom çekerken, ötekiler mayınlı araziye uyma hesabına ha babam çile çekiyorlar.
             Birilerinin çocukları bakımsız sokaklarda, kardeşlerinin pabuçları, analarının hırkalarıyla okullarına gitmeye çalışırken, diğerlerininkiler özel şoförlü otolarla misyoner kolejlerine taşınıyorlar. Sonda aynı çocuklar Soros Vakıflarında salamuralaşırken; ama diğerleri vatan kucağında, tertemiz ana sütüyle çelikleşiyorlar. Ve gün geliyor, saat çalıyor. Ötekiler bankalardaki haram akçelerini yurtdışına kaçırırken, bizimkilerse vatan cephelerinde pür dikkat, hazır ola geçiyor…

             Kılıçdaroğlu bu defa erken başlattığı ilk seçim konuşmasında, çok olumlu mesajlar verdi. Özellikle de, başta emekliler, asgari ücretli işçiler ve işsizler ordusu olmak üzere en mağdur kesimlere ve iş bekleyen gençlere umut saçtı. Ne ki bu vaatlerin tutulabilmesi için önce Amerikan mihmandarlığını terk etmek şarttır. Bugüne kadar ki bildik Amerikancı siyaset yolunda yüründükçe de bu vaatlerin tutulabilmesi, hayal ürünü olarak kalır.
             Yani bir ülkede enflasyon zili, emperyalist sermayenin keyfine göre çalıp susuyorsa, o ülkede tam bağımsız Kemalist bir milli ekonomi kurulmadan, istihdam istikrarından bahsetmek dahi söz konusu olamaz. Çünkü Kemalist demek, Tam bağımsız milli ekonomist, laik Cumhuriyetçi, milliyetçi, Sosyal Demokrat, gerçek iman sahibi ve hepsinin üstünde de adam gibi cesur adam/kadın demektir. Korkmayın ben Kemalist’im deyin, bilin ki ufalmaz aksine, adam sanılan güruhların içinde, adam olarak tavan yaparsınız.  
             Birbirlerini karşılıklı denetleyebilmeleri bağlamında, Vatan Partisi ile ideal bir birleşme de yakın ufukta gözükmediğinden, CHP’nin tek başına iktidar olamayacağını da var sayarsak, daha başından itibaren olumsuz ve umutsuz bir koalisyona gireceği düşünülür ki, bu zorunlu birleşmeden nasıl bir hükümet profili ortaya çıkar, şu anda tarif edebilmek zor.
             Siyaseti tanıdığımız kadarıyla ve maalesef şimdilik onsuz olamayacağına göre de, ortaya çıkacak bu resmin içinde, AKP’nin başta Erdoğan ve şürekâsından arınmış – çünkü Erdoğan ve haramilerinin yeni hükümetle bütün bağlarının koparılması, eşyanın tabiatı gereğidir - süzmelerinden geriye kalan aklı başında, laik milliyetçi, namuslu ve itidalli kesimi ile de, olası bir ortaklık düşünmüyor değilim doğrusu. Şayet bir aksilik(!) olmaz da seçimler tarihinde yapılacak olursa, bekleyip görmekten başka da bir seçenek kalmıyor bizlere şimdilik.
Bu bağlamda da şimdi gelin de AKP kanadından, asal AKP'li tanıdığımız bir Turan Güneş, Abdüllatif Şener vs. gibi laik Cumhuriyetçi, mütedeyyin, milliyetçi, ulusalcı adam gibi temiz insanlarınızı da safınıza almayın bakalım. İşte AKP takımının temiz kanadı bu gerçeği görüp, biran önce de safını, kangren veya kanser olmuş çürük yanından temizleyip, CHP koalisyonuna el uzatmak zorundadır. Hiç birisi devlet adamı değildirler aslında; ama şayet siyasi akılları varsa tabii bu dediğimizin, kendilerinin aklanması adına da son çıkış yolları olduğunu anlayacaklardır nasıl olsa.

Anlayacağınız ANAVATAN yeni bir doğuma hazırlanıyor. Ne ki, bebek ters geliyor. Şimdi usta bir elin içerde bebeği yüzüne çevirip anayı ve bebeği kurtarması gerekiyor. Haydin bakalım, artık ananın rahmindeki bebeği düzeltecek usta bir EBE aranıyor, tüm ebelere duyurulur…

                                                                      Serendip Altındal

Video Kanalım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder