3 Mart 2015 Salı

AFFETSİN YARADAN..

             Giderayak bir de Hacı olmak istedi. Aldı avenesini yanına, atladı uçağına, ver elini Kâbe dedi. Milletin sırtından, at avrat bir de Umre çektiler anlayacağınız. Nasıl olsa yağma Hasan böreği, yemeyen ya da hiç olmazsa kenarından tırtıklamayan enayidir.

            Aç yatmasın diyerek, komşu çocuğuna gözyaşlarıyla son ekmeğini uzatan gerçek müminlerin, Kâbe resimleriyle avunduğu bir ülkede saltanat sürenlerin, bir de o müminlerin sırtından Kâbe ziyaretleri de mekruhtur. Ve adım gibi de inanıyorum ki, zamanında Bedeviler için bile, onlar iman kâr değil, biat kârdır diyerek İslam’dan dıştalayan Hz. Muhammed, bugün yaşıyor olsaydı, fakir ve aç insanı olmayan tarihin ilk Sosyal Devletini (Asrısaadet dönemi) kurduğu Kâbe’nin kutsal topraklarını, bu imansızların ayaklarına asla çiğnetmezdi.

            Giderayak dedik ya, o da durumunun farkında olsa gerek ki; seçimler öncesi aile efradıyla birlikte tam takım, milletin cebinden böylece Umreyi de çıkarmış oldu aradan. Günah işliyorsak da affetsin artık bizi yaradan. Ne ki ben müsterihim adıma. Çünkü günahı kimin işlediğini çok iyi bildiği gibi, bizim içimizdekini de görüyordur nasılsa diye düşünüyorum...


            Adamlar uslanmaz, arlanmaz; ama hepsinden ağır çekeni ise arınmazlar. Fin Hamamı bile paklayamaz bunları. Yani hamamda buhar derecesinde kaynatsan, sonra da Finliler gibi buhar tüten çıplak vücutlarını defne dallarıyla dövsen, sonra da buz tutmuş göle daldırıp çıkarsan, yine de kaldıkları yerden bildiklerini okumaya devam edeceklerdir. Hiç kuşkunuz olmasın. Şok terapisi de bunlara sökmez, bilesiniz. Ne sandınız, ustaları boşuna mı doldurmuş böylesi türdaşlarını etrafına.

            Aklınız ermez bunlara. Sizin gibi değildirler, boşuna da erdirmeye çalışmayın sakın. Akıllı olup seçim günü, 'vur beygirin kıçına da rahvan gitsin' deyiverirsiniz olur biter. Sizin için iş, bu kadar basittir işte. Bırakın gerisini onlar düşünsünler. Birileri hesaba çekilir, birikmiş faturalarını öderler. Sonrasında geçenler yine unutulur. Yaşam, aynı mekânlarda; ama farklı zaman dilimlerinde yine devinir durur. Biri gider, diğeri gelir. Hep böyle olmuştur her zaman ve yine de böyle olmayacak mıdır esasen.

            Vakti geldiğinde de ölümlü olan, kendisini iştahla paylaşmaya hazırlanan ve özlemle bekleyen toprakgillerine kavuşacaktır nasıl olsa. Daha önceleri gidenlerin artık kemikleri bile geride kalmadığına göre; asıl vurgun aşağıdadır anlaşıldığı gibi de. Şimdi bu işlere kalktığına bakılırsa; belki bizim usta da birden bunu hatırlayıvermiştir, kim bilir...


            Sözcü Gazetesi'nin 2 Mart 2015 tarihli, Enis Berberoğlu'nun 'MERNİS, UYAP, SEÇSİS Üçgeni' başlıklı yazısına dikkatinizi çekmek istiyorum şimdi. O konu bir bilişimci olarak benim de, 2002 seçim sonuçlarından beri ele aldığım bir konudur. MERNİS yaftalı ve yıllarca AB ülkelerini kontrol eden Amerikan Programını, aslı anlaşıldıktan sonra, Yunanlı komşu bile elinin tersiyle iterken, o güne kadar adam gibi manuel, parmak boyalı seçim yapan bizlersek, balıklama üstüne atlamıştık nedense(!). O günden sonra da iflah etmedik ya zaten.

            İşte bugün de sonuçlar ortada, asıl tabanı taş çatlasa yüzde 22 lerin üstünde olmayan AKP'nin, bütün seçimleri açık farkla nasıl kazandığını sanıyorsunuz?

            İlgili yazıda bilhassa da; 'Mesela deniliyor ki, sandıklar açılırken AKP'ye büyük avans veriliyor. Muhalefet farkı kapatamıyor.' bölümü herşeyi söylüyor aslında. İşte aynen de böyle oldu her defasında. Benim de söylemeye çalıştığım hep buydu ya zaten. Sayımlar başladığında, nasıl oluyorsa(!) birden AKP açık ara öne fırlıyor ve oluşan fark, sonuna kadar da kapanamıyor. Bir anımsayın lütfen, hep böyle olmadı mı ve bu durum size de hiç garip gelmedi mi?

            Şimdi biz böyle söyledik diye, bakarsınız bu defa da muhalefeti öne salarlar, arkadan da gazlayıp yine tur bindirirler ve bize de 'ne haber' deyiverirler. Tabi muhalefet aynen ve de ısrarla yine 'imansız Arcade oyunlarına', böyle saftirik ve Fransız kalmakta ısrar ederse.

            İnşallah bu seçimlerde artık uyanmış olurlar, bizim gaflet uykusunda ki muhalif kardeşler. Detaylı açıklamalar ve isabetli öneriler içeren yazıyı, seçimler öncesi çok uyarıcı ve aydınlatıcı buldum doğrusu. Enis Beyi bu duyarlılığından ve çok isabetli yazısından ötürü kutlarım. Aşağıya yazının bağlantı adresini de koydum. Okumanızı önemle tavsiye ediyorum. Hatta iddia da edebilirim ki, Haziran seçimlerinin de ruhu olacaktır bu yazı. Yazın bir kenara... 

           
                                                                                                                     
Serendip Altındal
Video Kanalım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder