25 Haziran 2014 Çarşamba

KUKLACI TERÖRİST..

             Düne kadar her fırsatta, emperyalist dünya liderliği imajını parlatmak ihtirasıyla, hiç bir gövde gösterisinden kaçınmayan ABD; ama başını yaktığı ülkelerden şamar üstüne şamar yedikçe, geçmiş yıllar içinde astronomik harcamalarla inşa ettiği imajını, artık sıfırlama noktasına geldiğinden, şimdi elinde kalana son bir hayat öpücüğü vermek üzere, hele de tutmayan BOP operetinden sonra, şimdi sütre gerisinden çaktırmadan - çevrim içi, maskeli - Lejyoner kuklalarıyla, en son oyununu sahneye koyarken de, Orta Doğu da ganimeti götürmenin hesapları içine girmiştir.
            Bu bağlamda eliyle yarattığı terör canavarını bir yandan kendisi, diğer yandan da AKP hükümetine semirtirken, dünya kamu oyunu sözde anti terörist beyanlarla yanıltmaya da devam etmektedir paralelinde. İsrail'in de Türkiye'yi suçlayan "ak kaşık" rolü, aslında ABD den kopyadır. Neticede turşucunun arkadaşı da hıyarcı olacaktır kuşkusuz. Yeni oyunda ki rolümüzü ise, lütfen kendinize sorun, bana değil. Çünkü cevabını siz de çok iyi biliyorsunuz şüphesiz...
           
              Bu dönüşüm neresinden bakılsa, Avrupalı hempalarına artık liderleri olamayacağını, kendilerine başka tetikçi bulmaları sinyalini vermiş demektir de aslında. Netekim Orta Doğu paylaşımında, Amerika ile İsrail giderek yalnız biraderleri oynamaya başlamışlar ve aynı bağlamda AB küreselci liboşlar camiasında da hemen iki başlılık oluşmaya başlamıştır. Eskiden hem yazar hem de oynardı ABD. Şimdi kendisi de sonun başında olduğu için, sahne özgüvenini kaybetti ve artık taşeron kullanıyor. İşte bu durumda kalan eşyanın tabiatı gereği de, oluşmakta olan yeni yapılaşmayı yine, bilhassa da böylesi sahnelerin kaşarlı yıldızı, entrikalar Krallığı İngiltere tetiklerken, diğer paylaşımcılar da ister istemez "gemisini kurtaran kaptandır" siyasetine bir anda asılıvermişlerdir.
           
            Böyle bir gelişmede IŞİD gibi çift taraflı - ABD, İsrail, Türkiye - sacayağında semiren terörist giderek, ülkemizi de terörist ülkeler safahatına sürüklerken, ötede tertemiz ilk Sosyalist, Ehli Beyt Hz. Muhammed İslamına, terörist yaftası yapıştırmakta ve Hıristiyan-Siyonist-Mezhep kurgusunda kalan İslam dünyasını da birbirine düşürmektedir. Ne ki, bu durum yeni bir kaotik evrenin de habercisidir. Öyle görülüyor ki, olay vaktiyle Avrupa da yaşanan mezhep savaşlarının, İslam dünyasına gecikmeli bir transformasyonudur. Bu kaotik yapıdan evvel emirde sadece Orta Doğu sakinleri değil; ama Avrupalı gamsız Salipler de radikal etkileneceklerdir. Şayet fren tutmazsa da, herkesin beklediği gibi kaos Avrasyaya, Asyaya değil; ama muhtemelen önce Avrupaya ve Amerikaya sıçrayacaktır. Çünkü zaman 1940 lar değildir artık. Ve bu gidişle ABD bizatihen kendi evinde, yarattığı canavarın eliyle can verecek bir görüntü de vermektedir. Buna Avrupalılar da sadece sessiz seyirci kalamayacaklardır isteselerde.

             Bir öngörü de Türkiyemiz için sallarsak - madem ki sadece bolca sallanıyor şu sıralar - şayet sorumluluk bilincinde, aklı başında milli bir hükümet yakın gelecekte görünen kaotik dönemde ülkemizin başında olursa; inanıyorum ki, iki başlı devi yemekten başlayarak, durumdan en karlı çıkacak devlet de bizimki olur diye düşünüyorum. Başbakanın "faizi indir" dediği ve yönettiğini sandığı devletin Merkez Bankasının, dış sermaye elitlerinin güdümünde ve kendi sayesinde oluşmuş bir sömürge devletinin finans kurumu haline getirildiği bir ülkede, bu nasıl olur diye sormayın.

        Bana da bunları düşündüren nedenler elbette vardır. Şu aralar öngörüleri bile paylaşmak, hırsıza yol göstermek gibi sanki düşman hesabına casusluk yapıyoruz intibaı uyandırıyor bende. Hoş madem ki de sallıyoruz, biz de biraz optimist takılalım arada sırada. Lütfen bunu da kendimize çok görmeyelim dostlar. Bu kadar da lüksümüz her şeye rağmen olsun hiç olmazsa...
                                                                                                                                            

                        Kâh gözlerimi bağlar karalar
                        Kâh anılarımın anası ağlar
                        Asıl vatan ağlarken
                        Yoldan çıkanlar
                        Seninde benimde yüreğimizi dağlar

                        Çağların ötesinden
                        Rüzgârın ve bu toprakların çığlıklarını dinliyorum
                        Bak rüyasız oldular artık gecelerim
                        Çoğu zamanda uykusuz kalıyor gözlerim
                        Dön haydi gel artık acıyı bitir
                        Bil ki avuçlarımdaki başım seninledir
                        Ve hasretinle avdetini bekliyorum

                        Yanan köyünün dumanları arasında
                        Fidan gibi boynu bükük siluetini görebiliyorum
                        Ah o ırzına geçilen çocuk yaşta bakirem
                        Vah benim yüreciği vurgun yemiş güzelim
                        Umutları yaralı ceylanım
                        Öpemesem de yaşların çağladığı gözlerini
                        Tutamasam da titreyen ellerini
                        İnan ki senin acınla hırsımdan titriyorum…


                                                                                                                                                                                                                                                     Serendip Altındal



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder