3 Temmuz 2014 Perşembe

DEVRİM YAŞAYACAKTIR..

§  ABD’nin Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA) aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 193 yabancı hükümeti hedef alan casusluk faaliyetlerinde bulunabileceğine ilişkin “çok gizli” belgeyi yayınlanan Washington Post gazetesi, bağımsız bir kurulun NSA’nın yurt dışında yabancıları hedef alan gözetleme programını “yasal” ve “etkin” olarak nitelediğini duyurdu.
New York Times editörleri, “NSA aşağıdaki 193 Yabancı Hükümeti Gizlice Gözetleyebilir” başlığı ile yayınladığı yazıda “Washington Post, Ulusal Güvenlik Ajansı’nın Yabancı İstihbarat Gözetleme Mahkemesi’nce 193 yabancı hükümetler ile ilgili enformasyona müdahalesine izin verdiğini gösteren 2010 tarihli resmi bir belgeyi yayınladı. Post’a göre, NSA, ABD şirketleri üzerinden ‘sadece yurt dışındaki hedeflerini değil aynı zamanda hedeflerine ilişkin herhangi bir iletişime de müdahale edebilir” diyor.
Bunun ardından “Bu da Britanya, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda dışındaki tüm ülkeler demek” ifadesini kullanan NYT editörleri, yazıda aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 193 ülke listesini de aktarıyor. (www.amerikaliturk.com)

            Yukarıdaki haber alıntısı bize yeni bir şey söylemiyor. Olsa olsa Britanya, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda dışındaki ülkelerde ABD'nin kendisini güvende hissetmediğini açıklıyor ki, belki bu enteresan olabilir. ABD’nin Wilson'dan - cemiyeti akvam sahtekârı, Misakımız içinde yer alan Kerkük, Musul da o yüzden kaybedilmedi mi - itibaren küresel emperyalizmin taktik, casusluk ve entrikalar kampusu olduğunu artık bilmeyen kaldı mı bu dünyada. Ne var ki bu tarz haberlerin tam da Cumhurbaşkanı seçimleri öncesi sıkça yayınlanmaya başlaması, Erdoğan’a yeni bir taktik uyarısı; 'Dikkatli ol! Talimatların dışına çıkma. Şayet seçimleri aleyhine değiştirirsek, sahiden ters köşede kalırsın' mealinde mi alınmalıdır acaba?

            Her ne halt ise, uyarılı veya uyarısız her iki halde de - Ihsanoğlu kazansa dahi - ön manipülasyonun aynı kampustan yönetildiği ortadadır. İşte biz bu karışık ve milli müktesebatımız adına son derece duyarlı olmamız gereken dönemde, bilhassa da önce kendi işimize bakmak zorundayız. Dikkat bağlamında nereye odaklanmamızın başında gelen ise hiç şüphesiz, parti içi etiğini ellerinin tersiyle bir kenara itip İslam kampından bir aday mutabakatını, metazori partilerine dikte ederek, seçmene ortak milli değerleri temsil eden başka bir seçim hakkı da bırakmayan, bölgemizde küreselcilerin görmek istediği, sadık manda, yumuşak İslam - ABD+Vatikan İslamı - resmini müştereken tamamlayan ve bunun risklerini de doğal olarak üstlenmek zorunda kalan iki muhalefet başkanıdır.

            Şimdilerde okları birbirine karışmış görüntü veren, CHP gibi bir gelenek ve inkılâp partisinin başında, sadece iyi ve dürüst olmaktan da öte bazı meziyetleri de ihtiva eden bir liderin olması gerekmektedir. Bunların başında da evrensel Kemalizm'i yaşatabilecek, dünya siyasetine danışmansız, tercümansız akıl yürütebilecek, dış ilişkileri çok iyi bilecek, çok deneyimli, bağımsız olarak devleti ve ulusu adına en isabetli kararları alabilecek, Atatürk mental ve profilinde bir Kemalist kimlik adamlığı gerekmektedir. Şimdi bu perspektifle baktığınızda, iki parti başkanının da bu tasvirden çok uzaklarda olduklarını ve prensipte, ayrı partileri de temsil etseler, aslında birbirlerine de benzediklerini göreceksiniz. Belki de bu yüzden ortak adayda hemen mutabakat sağlamış olsalar gerektir.

            Muhtemel ve çok olasılı görünen bir seçim kaybında, bundan sonraki başkanlık süreçleri, bir içyapısal revizyonla hemen masaya yatırılacak olan - öncelikle de CHP de - her iki başkanın halefi olabilecek yeni başkan adayları da bizatihi öngörümle, yukarıdaki tasvire en uyan kimlikleri ile, CHP adına Onur Öymen, MHP içinse Engin Alan Paşadır. Ve çok inanıyorum ki bu saygın ikiliden, bundan sonra ülkeye huzuru avdet ettirecek çok ideal bir milli hükümet de oluşacaktır. Halbuki bir Kılıçdaroğlu’ndan, başlangıçta ne kadar da umut vardık değil mi?..

                                                                               Serendip Altındal


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder