2 Haziran 2014 Pazartesi

GERGEF ÜZERİNE..

            Ruhat Mengü’nün Halk TV de, dünkü misafirli söyleşisinde, yine gıcık olmamak için açık havaya çıkmak zorunda kaldım. İsimler üzerinde durmayalım da reklam olmasın. Ayrıca tipik AKP mağduru vatandaş garabetimizle bir de yanlış yorumlanmayalım. Son günlerde gergef haline gelmiş sinir sistemimizi, daha da germek için elinden geleni ardına koymayan; ama yine de bazı duygusal nedenlerle, iyi niyetine inanmak istediğim moderatör kızımız, öylesi birbirine kontra tipleri bir araya getiriyor ki - muhtemelen de daha fazla izlenme kurnazlığı adına - yeme de yanında yat.

            Ülkemde esasen, bir tarafta Tayyiplerin A takımı, karşısında da tüm muhalefetin B, C, D vs. takımlar birliği federasyonu, yaşamı çekilmez hale yeterinden fazla getiriyorlar aslında. Biri neden "A" takımı, çünkü bizatihen hükümet olduğundan. Yani ülkenin boştaki bütün borazanları ve gırnataları kendi safında toplanmışlar da o yüzden.
            Ayrıca bunlara elinde tuttuğu hükümet erkini de dâhil edersek, ‘A’nın hakkını ister istemez vermemiz gerekir. Geriye kalan bizim muhalifler cenahından ise arada sırada, aslında karşı saftan duyulması gereken, detone nağmeler de duyulmuyor değil hani! İşte bugünkü programda da, bu nağmelerden bolca işitmek zorunda kaldık yine. Neyse sonunda ister istemez ortak paydada anlaştılar sanırım; ama yine de emin değilim.

            Ne var ki, konuşmacılardan birisinin; şimdi kenevir toplama zamanı, dikkatleri başka mecralara kaydırmak için, silahlı oyunlar tertipliyorlar, mealinde ki açıklaması, benim için de ilkti, dolayısıyla bir şey daha öğrenmiş olduk. Üzerine yapılan açıklamada ise, toplanan kenevirlerin derhal işlenerek, çeşitli uyuşturucular haline getirildikten sonra, PKK mafyasının iç ve dış pazarlardan müthiş getiriler elde ettiğinin ve Güney Doğumuzun PKK koruması altında, baştanbaşa kenevir tarlası olduğunun, bildiğimiz üzere; ama bir kere daha teyidini de almış olduk.
            Güney Doğumuzu merkez üssü yaptıkları uyuşturucu imalatının uluslararası satışlarından, ülkemizde ki ve dışarıdaki para babalarının büyük kazançlar sağladıklarını, bizde aşağı yukarı biliyorduk. Dolayısıyla tekrar duymak bizi hiç şaşırtmadı. Esasen Güney Doğumuzun, adı hükümet olan ve toplam icraattan muhtemelen avantasını da alan, ortaklar gurubu tarafından, PKK adlı Amerikan Lejyoner bölüğüne, anahtar teslimi yapılmamışmıydı?

            Her ne yapılırsa yapılmış olsun; ama kendileri de çok iyi biliyorlar ki, içi boşalmış AB’nin, göbek bağı nedeniyle taşeronu olan ABD ile birlikte topunu bir araya paketleseniz, yine de hepsi, bize layık bir rakip takım çıkaramazlar. Ne var ki, bizim çocukları devşirmesinler. İşte şimdi de bunu yapmaya çalışıyorlar, çok uyanık olmak zorundayız. TSK’ mıza kurulan kumpasın ardında ne olduğunu sanıyorsunuz…
            Bölücü çetenin, meclisteki baş koltuğu işgal eden inisyatörü ise; hatırını hak ettiği ölçüde soran milli hukukçularımıza, cübbeni çıkar siyasete soyun da boyunun ölçüsünü alalım - ya da benzer - demeyi biliyor. Bizim tarafta oldukları intibaını yaratanların içinde de menşei karışık olanlar, aslında kendisine muhalif olmaları gerekirken, o zat ı muhteremle aynı görüşleri savunabiliyorlar. Nasıl muhalefetse bu! Ne var ki bunlar amatör bile olamayacak çocuklar olmalılar. Çünkü rakip takımın formasıyla bizim takımda oynayamayacaklarını bilmiyorlar anlaşılan. İşte bu programdan böylesi izlenimler de alındı.

            Diğer yandan her fırsatta, demokrasi, sandık, seçim, hak, hukuk, adalet teranelerini temcit pilavı niyetine kaşıklayanlarsa; sanki bu ülkede bu kavramlara yaşam hakkı bırakmışlar gibi çatlak zurnalarını, hala utanmadan üfleyip duruyorlar. Ulan seçmenle, sıçmanı denk düşürdüğün ülkende - diyar ı gırnata - hangi adil seçimden bahsedebiliyorsun. Bir taraf ümmi hane berduşu, kömür çuvalcısı, erzak torbacısı, diğer bir kısmı da vergilerini bile işçinin, emeklinin ödediği yandaş inşaatçı patronların ve taşeronlarının atıklarıyla, yaşam savaşı vermeye çalışan ve başka iş bırakmadığın amele toplumu. İşte senin seçmenin bunlar.
            Asrısaadet İslamının (Ehli Beyt) – herhangi cemaat, tarikat vs. aidiyetleri olmayan -, gerçek mütedeyyinlerini ve milli sanayi patronlarını da tenzih ettik, şayet onların içinde de aklı yitikler varsa, vebali kendi boyunlarına artık. Geriye kalanlarsa, gelişmiş ülkelerdeki bilinçli seçmen statüsünde, saf ve tertemiz, bağımsız Atatürk Cumhuriyetinin gerçek aydınları ve misak ı çekirdeğimizi teşkil eden milli özü ki, Türk Ulusunun da çoğunluğunu temsil ediyorlar.
            Denk kuvvetlerin olmadığı bir ortamda, şayet azınlık çoğunluk üzerinde oligark bir hâkimiyet kurmaya kalkarsa, gerektiğinde kan dökülmesi de, Türk Ulusunun bile ataerkil iyi niyetine, hoşgörüsüne rağmen, meşru ve kaçınılmaz bir noktaya gelebilir. Çünkü neticede ev sahibi ile hırsız kapışmak zorunda kalacak ve söz konusu olan da, nefsi müdafaa adını alacaktır artık.
            O zaman da; Tayyip Efendi çıkar bakalım şu evde zorla tuttuğun yüzde ellini de - ki bu neyin yarısı ise artık - sokağa, görelim, bakalım. O vakit kafamı yarılacak, gözmü yoksa civciv mi çıkacak. Bakalım el mi yaman bey mi, demezler mi adama sonra.   Haa inadım inat... Dedin ve Doğuda devlet bile yok olmuşken, ülkenin bütün polislerini Taksimlere koşturdun. Korkundan çocuklarımızı bloke ettirdin de ne oldu. Kendini mi ispat ettin. Sanki korkunun ecele faydası olurmuş gibi, yoksa yok oluşun son çığlığımıydı bu. Yoksa da "ben ne diyorsam o" mu demiştin kalan aklınca acaba.

            Söz demişken, sen sahiden bir şeyler söyleyebiliyor musun birader. Ya da müşterek neşriyatınızdan, mugalâtadan başka somut bir argüman çıkarabilen oldu mu acaba şimdiye kadar. Veya 12 yıldır dinleyicine anlatmaya çalıştıklarından, kendin de dâhil olmak üzere, acaba bir şey anlayabilen oldu mu? Aslında deyişlerin(!) hepsi kronolojik sırada anekdotlar halinde, bir kitapçık içinde toplanırsa, derleyicisine komik parodiler almanağı olarak iyi para kazandırır sanıyorum. Ve bir ağabey tavsiyesinde bulunmak gerekirse; yayın hakkını önceden almakla işe başla istersen. Belki bir gün bu getiriye bile ihtiyacın olabilir…
                                                                                            
                                                                                     Serendip Altındal

Video Kanalım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder