18 Kasım 2011 Cuma

SAFAHAT MADALYALI UTANÇ BELGESELİ..

           Sefa pezevengi Abdülmecit 40 yıl düşünse, 88 yıllık Atatürk Cumhuriyetinde, bir gün tek başına gündeme oturacağını hayal bile edemezdi. Neymiş efendim, atamızı bırakıp dedemizi(!) anıyormuşuz. Hem de koca Osmanlı tarihinde bu kadar hamuru sağlam padişah varken. Allah Allah, işe bak sen. Anladık, birisi gündem diye uçurmayı seviyor ama bu kadar da olmaz ki, biraz daha alçaktan savur kendini rüzgâra be birader. Yoksa duvarlara, tepelere çarpıp vaktinden evvel tarumar olacaksın.
            Madem anacaktın önce İngiliz göçmeni Vahdettin babandan başlasaydın bari adamın kemikleri mezarında, efkârından amuda kalkacak. Yoksa arkadan onu da mı sıraya koydun(!). Ya da Abülmecit’in kerameti, emperyaliste biat etme döneminin başlangıcı olmasında mı yatıyor acaba? Ne dersin. Ne aile(!) evlere şenlik, tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş. Dedeli, babalı, evlatlı birbirlerine cuk oturuyorlar vallahi.
            Sanal da olsa Türkuaz renkli acıklı bir şaka bu, yer yer de Karagöz güldürüsü gibi. Önce Cumhuriyet bayramını ketenpereye getireceksin, arkadan Osmanlı sefa bahçelerinin altın çocuğu muhteşem (!) dedeni kutlayacaksın. Biliyormusunuz, insan bu kadar aptal olamaz aslında, muhtemelen bunun da arkasında şeytani başka bir melanet gizleniyor olmalı. Adamlarda okus pokus bol, her delikten ayrı renkte yazma çıkarıyorlar doğrusu. Bu da yakında nasıl olsa rengini gösterecektir, bekleyelim ve görelim. Yoksa daha da uçarak, Türkiye Cumhuriyetini, Katanga filan mı görmeye başladılar veya meydanı gerçekten de bu kadar boş mu sanıyorlar acaba.

            Pekiyi ne yapmış bu aslan(!) dede diye, kendimizi teyit adına bir daha tarihi karıştırıyoruz. Bir de bakıyoruz ki, Osmanlı tarihinin en muhteşem harici borç yükü, sefa gecelerinin şarapçı Lordu bu muhteremin döneminde binmiş, gariban ümmetin sırtına. O ne, yoksa bu mudur bugünkü ile göbek bağı nedeni. Aha çıktı ortaya valla, işte budur. Borç hep vardı, nasıl olsa bizimki de ödenir mi demeye getiriyorsun, vatandaşına emsal mi göstermeye çalışıyorsun yoksa. Ama unuttuğun bir şey var. İnsan önce borcu yapana değil, ödeyene bakmalıdır. Çünkü yapanı değil, ödeyeni adamdan sayıyorlar. Osmanlının 300 yıllık biriken borcunu kimin ödediğine bak sen. Demek oluyor ki, bu mesele senin ve arkanda ganimet için dörtnala koşturan haramilerinin boyunu çok aşıyor.
            O halde önce Atatürk’e, İnönü’ye ve tüm İstiklal şehit ve gazilerine rahmet okumalısın. Çünkü bu işler, yani bozulanı onarmak, TBMM’nin devrilmiş onurunu yeniden ayaklarının üstüne dikmek, barışı sağlamak, Ulusun namusunu kurtarmak ve yedi düvelin indinde yok edilen saygıyı yeniden kazanmak, ancak onların hamurundan olan adamların işidir, sizlerin değil. Yol yakınken bırakın artık bu maskaralıkları ve çekin arabalarınızı yok olun. Zira işin sonunda ne arabalarınız, ne de çekeniniz kalacak gibi gözüküyor. Çünkü Türk Ulusunun tansiyonu fokurdamaya başladı artık, aman ha! Tersi boktur. Bizden anımsatması.
            Sen anlaşılan içinde olduğun Lortlar(!) kamarasında, aşağılarda ki avam kamarasında neler konuşulduğunu duymuyor, bilmiyorsun ama ben biliyorum. Sen de tebdili kıyafetle ataların(!) gibi arada sırada halk arasında – tabii korumasız ve yalakasız gerçek ortamlarda -, bir dolaşıver istersen. Ha bu arada, artık ipin ucunu kaçırdığın, fazla dağıtmaya başladığın ve de yıprandığın için, sahte dostun Johny Walker’in kendi Türkiye geleceğine yatırım bağlamında, baş danışmanın(!) spor bakanını, senin yerine hazırladığı görülüyor, haberin olsun!
                                                                                                         
                                                                                                          Serendip Altındal





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder