21 Kasım 2011 Pazartesi

MERKEZ BANKASI PARA BASMAMIŞ!!..

            Buyurun aşağıda size yine bir ibretlik ekonomi – kimin ekonomisi – dersi. Bizim İngiliz çıkartması Maliye Bakanı, EPC toplantısında küreselci patronlarının kendisine bellettikleri zırvaları, rolü gereği de başarıyla peş peşe sıralamış, gülmeye hazırlanın.

            Sanki senin ekonomik özerkliğin kalmış ve sanki sen artık olmayan milli ekonominin patronuymuşsun gibi. Sanki MB senin kontrol edebildiğin kendi ulusal merkez bankanmış. Ve sanki sen, gerektiği zaman bile ulusal mali dengeyi sağlamak adına, para basabilirmişsin gibi, sallamışta sallamış birader. Hani biz de yedik doğrusu. Senin emisyon iznin var mı? Senin üretici, tüketici endeksini, milli ekonomi lehine revize edebilme yetkin var mı acaba?
            Sen ihracat endeksli ve ithalat borçları asgariye indirilmiş bir milli ekonomiyi, değil sağlamak acaba gündeme bile taşıyabilirmisin, Maliye Bakanı(!) olduğun bu ülkede. Ve sen bu ülkede, şayet patronların izin vermezse, Maliye Bakanı olarak acaba nefes bile alabilirmisin. Para basmadık deyipte vatandaşını kandırma bari. Zaten basamazsın.
            Bende kime, ne söylüyorum ki. İşin de bu değil mi esasen. Seni bunun için majestelerin bu göreve atamadı mı? Ha bak, yüksek maliyetli dış borçların artsın diye, parayı basamazsın ama piyasadan çekersin. Borcu nasıl olsa sen ödemeyecek ve katmerli maaşını almaya devam edeceksin. Borcu altında ki, milletim(!) – kimin milleti - dediğin gariban düşünsün.
            Bu da senin formatınla tam örtüşüyor esasen. Parayı basmadık ama kastık diyorsan bak orda da haklısın işte. Ayrıca Makro finans kaynaklarını da sağlama almışsın. Tabii ne demezsin. Küresel kaynaklı sıcak dolarlar(!) ve fonlar arkana tampon olmuşken, bir süre daha sırıtabilirsin. Ve de tek güvencen şimdilik budur zaten. ABD Merkez Bankası 7X24 saat ne iş yapıyor sanıyorsun.
            Seninde çok iyi bildiğin gibi, o karşılıksız paçavra dolarları sizlerden ve altımızda ki bahar zedelerden(!) başka alan da kalmadı artık bu dünyada. Hatta hilal i ahmere muhtaç majestelerin bile tenezzül etmiyor onlara, zira kendi hurdacı parası bile daha değerli. Sen gerçek anlamda Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Maliye Bakanı görevini temsil ettiğine sahiden inanıyormusun? Yoksa sende bize bunları anlatmaya çalıştın da, İngilizce düşündüğün için bizler mi anlayamadık. Lakin ne zamana kadar yedireceksiniz bunu vatandaşıma.

            İstersen, senin de bildiğini ben sana söyleyeyim ki, vatandaşım da duysun. Türkiye Cumhuriyetinin adı, bayrağı, Ulusal kimliği, devlet yapısı değişinceye, sizler mevcudiyetleriniz ve misyonlarınız gereği, küreselci sömürgecinin bedelini bize ödetinceye kadar. Ve en önemlisi de, ondan sonra, sana sırt çantası olan küresel destek, bizim gerimize girecek kazığa dönüşünce kopacak kızılca kıyamet asıl.
            Tabii sen o zaman hempaların gibi çoktan, dağların arkasında, gerçek vatanında ki bir delikte kaybolmuş olacaksın. Faturayı da senin değil ama benim yurttaşım ödemiş olacak. Sizler de bir taraflarınıza herhalde kına yakacak ve tarihin tüm şeref ve erdem yoksunlarının son bulduğu hıyanet bataklığında, emsalleriniz gibi boğulup yok olacaksınız.
            Neye kahrediyorum biliyormusun? Benim Türk Ulusum, Atatürk’le ebedileşen Çankayasından, Posof belediyesine kadar, bir zamanların parıltılı Arsenal’inin şimdi ise hurda mezarlığının bekçiliğini yapan 2,5 İngiliz’in hala tufasına getiriliyor ya, oysa sahte İngiliz güneşi çoktan batmışken. Ne desen haklısın. Çünkü Okyanus ötesinde ki göçmen yerleşkesinin çeribaşılığını bile, göbek bağı nedeniyle, bu eski adalı hergele yapıyor hala.
            Ama ben sadece, kabrinde kahırla yatan adamın hası, yüce Atatürk’üme yanıyor ve ona ağlıyorum. Ama çok iyi de biliyoruz ve o aziz muhtereme garanti ediyoruz ki, birlikte topuna birden basacağımız tekme günleri, yine tepelerin ardından yaklaşıyor. Ne var ki, bu herifler Türk evladının bu kadar sopasını yemiş yine de adam olamamışlardır.
            Ne denir ki bu izansızlara, siz bakmayın iki lafın arasında sokuşturdukları demokrasi(!) ve özgürlük palavralarına, dediklerine kendileri de inanmazlar. Barbar olmayan, sömürgeci ve de mazlum kanı emen vampir olabilir mi hiç. Başka yerde de arama, önce Amerikan özgürlükçülerinin(!) adalet isteyen kendi vatandaşlarına yaptıkları mezalime bak.
            Akıttıkları tavşankanı değil, mazlum yurttaşlarının kanı. Kendi vatandaşının kanını akıtan sana ne yapmaz. Hiç bu heriflerden dünyaya fayda gelir mi? Barbar oldukları için de sadece kaba kuvvetten anlarlar. Yani kaşındıkça basacaksın sopayı, çünkü bunların anladıkları tek dil ve aldıkları tek ilaç da budur. Rahmetli Atatürk de bunları iyi etüt etmiş ve yumuşak karınlarını tespit etmişti. O yüzden de onu ister istemez sayarlar fakat gerçek yüzlerini bütün dünyaya gösterdiği için de sevmezler aslında.

            İşte patronun olan küreselci eşkıyanın megalomanik ve depresiv dünyası, yukarda çizmeye çalışılandan farklı değildir aslında. Herifler mezara bile avuçlarında bir avuç toprakla girecekler, Ne yaparsın doğaları böyle. Bu arada, üyesi olduğun AKP hükümetinin bu olağanüstü ekonomik başarısının(!) tek sorumlu maliye patronu olmak, acaba seni hiç rahatsız etmiyor mu, hele onu da bir deyiverseydin keşke.
            Ne var ki herkes ‘SON’ u kendisine göre yazar ama her zaman tek bir gerçek ‘SON’ vardır ve o da tarih olur zaten. Bütün gidenler gibi, sizler de SONUNUZU göreceksiniz, hiç merak etmeyin. Tüm artı ve eksilerinizin envanterini son anda yapma fırsatınız olur İnşallah(!) Başka ne dileyelim ki size.

           §   Şimşek: AB krizine karşı B planı hazır
MALİYE Bakanı Mehmet Şimşek, Tuscon ve Avrupa Politika Merkezinin (EPC) düzenlediği Türkiye-AB İlişkileri konulu toplantıda konuşma yaptı. “Mali disiplini sürdürüyoruz; dalgalı kur sistemi Türkiyenin şokları absorbe etmesine önemli katkı sağlıyor. Kurdaki değişim önümüzdeki dönemde cari açığı olumlu etkileyecek. Makro finansal temellerimiz çok sağlam. AB krizine karşı Türkiye’nin her zaman için bir B planı var” diyen Şimşek şunlasöyledi:
Merkez, para basmadı çekti
“Kamu finansman dengeleri sağlıklı bankacılık güçlü, esnek kur sistemi var; bu da bize bir manevra alanı sağlıyor. Önümüzdeki dönemde Türkiye’ye küresel doğrudan yatırımların Avrupadaki sıkıntılara rağmen artacağını düşünüyorum. Türkiye gibi yüksek büyüme potansiyeline sahip bir ülkeye fon akışının devam edeceğine inanıyorum. Türkiye’ de TC Merkez Bankası, gelişmiş ülke merkez bankalarının aksine, para basmadı hatta son dönemde çekmeye başladı; bu anlamda Türkiye hazırlıklı ve ihtiyat.”  (Sözcü: 19.11.2011)
                                                                                                                                     
                                                                                                                                                      Serendip Altındal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder