24 Şubat 2012 Cuma

MUTLAK TEMİZLİK..

           CHP de opozisyonel, enteresan şeyler oluyor. Kimilerine göre de, CHP’nin DNA’ları değiştiriliyor. Pratikte bu mümkün değildir. Çünkü DNA’nız değişmişse siz de artık o bildik SİZ olmaktan çıkmışsınız demektir ki, o zaman da CHP filan da kalmaz ortada. Bu durum ise hiçbir gerçek CHP’ linin – KEMALİST –  işine yaramaz. Geriye kalanlara da esasen CHP’li denmez. İşte bu kadar açık ve seçik söyledik. Şayet buna itirazı olanlar varsa da, onlar zaten bizden değildir. CHP onlarsız gerçek kimliğine daha çabuk kavuşur ama onlar CHP siz bir halta yaramayacaklarını da çok iyi bilirler zaten. İşin doğrusu ise, CHP’nin bu karmaşanın içine çekilmesi’nin aslında kimlerin işine yarıyor olmasıdır.
            Burada bazıları, madem Amerikancıydılar da neden Amerika Baykalı oyuna getirdi diye soracaklardır hiç kuşkusuz. Dünya gerçeklerini analiz edebilen ve kimlerle dans ettiğinin farkında olan her aklı başında insan, artık çok iyi biliyor ki, ABD adlı İblis çocuğu, iyi bir satranç ustasıdır da aynı zamanda. Zaten emperyalistin, gücüne güvenmiyorsa başka da oyunu yoktur ve her taşını oynarken birçok hamle sonrasının hesabını yapmak zorundadır. Bu bağlamda, devrini kapatmakta olduğu ama son noktaya kadar da kullanacağı, Tayyip Erdoğan’dan sonra ki misyonunu da çok iyi hesaplamış, ‘Erdoğan markalı lastiği’ patladıktan sonra, yerine koyacağı stepneyi de çoktan hazırlamıştır hiç şüphesiz.
            Ve şimdi zaman, emperyalist dünyasının ebedi kâbusu olan ATATÜRKÇÜ, Türk Ulusunu uyutma veya ondan kurtulma zamanıdır artık. Bu yaşanan opozisyonel olaylarsa hiç şaşırtmasın, Ulusal sahnemizde sergilemeye hazırlandıkları yeni Amerikan tuluatının ön provalarıdır. Bilmem anlatabildim mi? Din maskaralığı ile kendileri dine inanmayan din tacirlerinin, ‘alıştıra alıştıra’ alıştırmaya çalıştıklarının asıl amacı da bu zemini, yeni oyuna hazırlamaktır esasen. Bu arada unutulmaması gereken, kendi günleri de sayılı olan Amerikalı İblisin, her ihtimalde kullanmak üzere sakladığı çeşitli senaryolarının da daima yedeğinde mevcut olduğudur.

            Bana göre bu çatlak sesler ya da çapraz ateş, Sayın Kılıçdaroğlu, istediğimiz ve de Atatürkçü CHP Emanetçileri olarak da iştiyakla beklediğimiz, ‘KEMALİST’ bayrağını açtıktan sonra başladı. Yani Kılıçdaroğlu liderliğinde ki CHP’nin, Kemalist ve antiemperyalist açık duruşu - ki bu noktada kendisini, muhabbetle kucaklamamız gerekiyor -, CHP de yuvalanan ve görüldüğü üzere, Baykal safında cesamet bulan, Amerikan mandacılarının tansiyonunu yükseltiyor. Ve asıl sahiplerinin uyarı sopasını tepelerinde hissedince de hırlamaya başladılar.

            İşte şimdi, tam da bu noktada tarihi ağızlarından düşürmeyen gerçek CHP’lilere TARİHİ bir görev düşmektedir. CHP’nin tarihi etiğine – 6 OKUNA – derhal sahip çıkarak ve içlerindeki bütün ‘ANTİ’leri, dönüşümsüz çöp yığınına boşaltarak, hepimizin CHP’sini bir an evvel, partide yuvalanan mandacı Amerikan mikrobundan ve tüm ulusumuzun sağlığına uygun olarak, arıtmaları gerekmektedir.

            Bu arada ayrı bir parantez açmadan da geçmeyelim. 21 yüzyılda olduğumuz halde, dinle uzaktan bile ilgisi olmayan sahtekâr din tacirlerinin, İslam, Hıristiyan ya da neyse, bütün inananlar üstünden hala milyarlarca dolarlar kazandığıdır. Bunun nasıl olduğuna gelince, sinsi sahtekârlar, inanç sahibi ya da arada kalmışları, türlü okültik takıntılarla – fal, büyü, muska, sanal şifreler, tutulmuş medya, gerçek dışı dinsel kitaplar, tabirler, ayetler, tefsirler vs. – etki alanlarına alarak, alıştıra alıştıra bağımlı hale getirirler. Hedef kitlesi olan, eskilerin tabiriyle de, bu ‘Yıldızı zayıf insanlar’, istenilen doğrultuda yönlendirildikten – alıştırıldıktan - sonra da, mesele hallolmuştur esasen. Ondan sonra ise onların sağılması(!) kaçınılmaz olur.
            Yobaz, bağnaz, tekkeci, dergâhçı, cemaatçi, şeriatçı, tarikatçı, fanatik terörist ve diğerlerinin hepsi, bu sahtekâr din tacirlerinin hizmetkârlarıdır. Ve icraatlarının, özgün din ve inançla uzaktan bile ilgisi yoktur. Onlara göre de kendilerinden olmayan gâvurdur, şayet yönlendirip etki alanlarına alırlarsa, büyük sevap kazanacaklarına inanırlar. Şimdi anladınız mı, alıştırılmanın esbabı mucibesini?
            Neme lazım, sahtekârlar işlerini iyi biliyorlar. Bize de sadece öngörülerimizi kaleme almak kalıyor, ne diyelim. Bütün ümidimiz, taşıdığımız asil kanın gereği, içimizde her zaman mevcut olan ve olacak olan ‘mucize çocuklarımızda’ artık.

                                                                                              Serendip Altındal
  
           
           
           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder