1949
da imzalanan Fulbright antlaşmasıyla kadük edilen milli eğitimimizin
bugün ne noktada olduğu ortadadır. Dört
Türk ve dört ABD delege ile kurulan Milli Eğitim Komisyonunun başına,
ABD Baş Konsolosu da yönetici olarak tayin edilip, böyle bir anti milli ekseriyete
de imza atılınca; Milli Eğitimin neden milli değerlerine sahip, tam bağımsız
nesiller ortaya çıkaramadığı ve hala yürürlükte olan bu antlaşmayla bundan
sonra da çıkaramayacağı kolayca anlaşılır olmalıdır.
Şayet buna rağmen bugün hala milli
etiğe sahip hatırı sayılır oranda milli aydınımız varsa bununda nedeni, onların
şanslı olarak doğru ebeveynlere sahip olmaları ve/veya kendi kendilerini düzlüğe
çıkarabilmiş olmalarında aranmalıdır. İyi biliyoruz ki onların sahip oldukları ahde
vefa mirası, ömürler uzantısında kendi nesillerine de intikal edecektir.
İşte Erdoğangillerin böyle bir anti milli
sistemin ürünleri olarak, kendilerini
işbaşına getiren patronlarına karşı duramayacakları da gün gibi aşikârdır.
Çünkü tek adam kabul edip bekanızın
anahtarınızı da teslim etmeye kalktığınız Erdoğan, şayet BOP senaristlerini
karşısına alırsa, ‘evet’ ler çokluğunda bile iktidarda bir gün bile
bırakılmayacağını çok iyi bilir. Bu nedenle de kendisine açılan yolda kalmaya ve
İslam devletiyle, Kürdistan projesini bir arada yürütmeye mecbur olduğunun da
farkındadır.
Şimdi sadece bu neden bile üstünde
daha fazla yorum yapmadan ‘hayır’ demenizin tek nedeni olacaktır. Oyunuzu
kullandıktan sonra bile yapacağınız yorum sizde, neden ‘hayır’ demek zorunda
olduğunuzun da teyidi olacaktır sadece. O halde yarın sabah sandık başında dimdik
durarak, ahde vefanızın hayırlı borcunu ödeyeceğiniz şartıyla, sakin; ama
huzurlu, kararlı ve sizi yarın sabah zinde kılacak bir uykuya bu akşam, öncelikle
ihtiyacınız olduğunu da unutmayın…
Serendip
Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder