17 Nisan 2017 Pazartesi

KAPTIKAÇTI..

            Şimdi timsah gözyaşları döken yedi düvel himayeli, vatandaşın söz hakkını bile gasp eden, tek motorlu bir güdüm ile vatan bekasını ketenpereye getirmeye aracı olan emperyalist kuyruklarının, yuh olsun ervahlarına. Bir yanda 2,5 milyon mühürsüz eveti sisteme sokacaksın ve bağlamında emperyalist çakallar eliyle koca Türk milletinin bekası, kapının önünde aport bekleyen yaban kuzgunlarına peşkeş çekilirken, sonra da utanmadan, patronlarınız tarafından ciddi olman istendiği için, eline yazılı olarak verilen yeni yol haritanı okurken, ‘200 yıllık bir kavgaya son verildi’ diyeceksin.

Gülerler adama! Bu oyunlar gözlerinin önünde bir Hacivat/Karagöz vodvili ciddiyetiyle(!) oynanıyor, GAP toprakları Musevi ve Ermenilere fosur fosur satılıyor, aziz Türkiye’m yeni Osmanlı ritüeline sokularak, dilim dilim bölünme hazırlığına alınıyorken, çakma Komutanların arkalarında Atatürk’ün askeri yaftasıyla, kafa sallayarak dolaşan süslü Paşalar, nerelerde saklanıyor hangi geyik muhabbetlerinde çene yarıştırıyorlardı acaba? Yoksa yeni rantlı beklentiler üstüne döşeli masalarda birileriyle şerefe kadeh mi kaldırıyorlardı?

            Adına seçim denilen ne ki aslı büyük bir AKP sıçımı olan Referandum sonuçları bile daha tam alınmadan, her sandık açılışı evet oylarını eriten bir görünümde ve YSK sonuçları ile yandaş medya sayısalları birbiriyle örtüşmüyorken, yangından mal kaçırır acelesi ve kazandık edasıyla ortaya çıkanlarda, hiç mi katre kadar bile utanma kalmamıştı. 

            Öyle ya hayırların daha fazla olacağı önceden belli iken – ki en doğru tahmini, yani 1-2 puan farkla hayırların kazanacağını, yine Sonar yapmıştı – sonucun nasıl olsa tam da 1-2 puan evetler lehinde olacağından, nasıl bu kadar emin olabilirlerdi. Kimlerden bu garantiyi almışlardı da acaba, sonucu bile beklemeden ortalara fırladılar. Ve her zamanki gibi karakucak tabiriyle de yine milletin önünde açık düştüler, sefil bir görüntü çizdiler.

            Hiç uyuyamadığım bir gecenin şafağında ayağa kalkıp, kahvaltı bile etmeden saat sekizde sandığın ilk müşterisi oluruz umuduyla eşimle birlikte, seçim odasının önüne geldiğimizde, daha çok yaşlı başlı insanlardan, çiftlerden oluşan uzunca bir kuyruğu, yine de beklemek zorunda kalmak, aslında beni sevindirmişti. Demek ki o ahde vefa dolu yürekler de bizim gibi uyuyamamış ve gözlerini sanki sandıkta açmışlardı. Bunun yurt genelinde çok hayırlı bir iştirak yüzdesi oluşturacağı ise her halinden belliydi.

            Önümüzdeki yaşlı nur yüzlü başı örtülü kadıncağızla, vakur başı yukarıda, alnı dik beyaz saçlı muhterem eşinin, sıralarını beklerken, birbirlerine hayırlar dilemeleri bizi çok duygulandırmıştı. Yaşaran gözlerimizle sıramızı bekledik. Beni ve eşimi emekli halimle sabahın köründe, bunca yıl sonra milli bekamız için evet veya hayır demek zorunda bırakan kadere ve buna sebep olanların alayına içimden lanetler okuyarak, sandık görevlilerine; ‘1919 da zaten bir kere hayır demiştik, şimdi 1 milyar kere daha hayır’ demek zorunda hissettim kendimi. Bu arada sandığın başındaki lider konumundakinin bir şeyler homurdandığını duydum; ama anlayamadım, neyse ki fazla da bir şey diyemedi.

            Bizim gibi sabah karanlığında kalkıp, hayırlar olur İnşallah temennileriyle yollara düşen yaşlı başlı çiftler ve diğerleri hiç olmadığı kadar bir özveri ve özenle sandık başlarında yer alıp, vatan sevgisinin, ahde vefanın ne demek olduğunu, Türk varlığının ise siyasetinde çok üstünde yer aldığını, yedi düvele bir daha göstermişlerdir. Yaptıkları, ileride neler yapabileceklerinin de göstergesidir aslında. O halde bir kere daha ‘ne mutlu Türk’üm diyene’ demek zorundayız şimdi dostlar.

            Bir yanda hal böyle iken, tüm bu yürekleri sevgi dolu, sadık insanların hayırlarını, sahte evetlerle değiştiren bir müstevli taifesinin Başbakanı utanmadan nasıl zafer kazanmış sahte Komutanlar edasıyla balkona çıkabilmiştir, şaka gibi. Bırakın yüz, suratı, takımlık kumaşı, adamda yırtık astar bile olsa, en az iki defa düşünmesi gerekirdi bu durumda. Cumhurbaşkanı onu balkona salmakla, tam da böylesi bir konumda kurtlar sofrasına yem olacağını da hesaplamış olmalıydı herhalde önceden.

            Akşam oylar sayılmaya başladığında, şişirilen evetlerin çokluğunu görünce morali bozulan eşime, ‘her zaman ki gibi önce sayıları şişirerek ters algı yaratmaya çalışacaklardır yine’ demiştim. Çünkü yandaş medya bu işler için değil miydi sonuçta. Tekrar bela olacak olan SEÇSİS manipülasyonu, sandıklara sahip çıkılınca belki bir şekilde kontrol edilebilirdi. Bir siber saldırı da büyük risk taşır, seçimi de tehlikeye atardı.


Emperyalist ise mutlaka istediği evet yüzdesini almak istiyordu neticede. Aynen düşündüğüm gibi de oldu. Hayırların fazla olacağını anlayınca 2,5 milyon evet oyunu yamayıverdiler sisteme acilen. Bu iş için gerekli olan yaklaşık 20 dakikalık duraksama, sayısal transferin en yoğun olduğu bir anda YSK’nın şaibeli ve acele uyku moduna geçmesiyle hemen kendini gösterdi. YSK Başkanı birkaç kem kümle durumu aklınca izah etmeye çalıştı. Ne ki bu da sadece kendisini kandırmaktan başka da bir işe yaramadı. Oysa dijital dünyada 20 dakika bir asır gibidir. Bu sürede ışık ötesinde yeni evrenler bile inşa edilebilir.


Sözün özünde kazanan, Türk ulusudur yine. Üniter varlığının ve milli bekasının en değerli varlığı olduğunun bilincinde olan yüce Türk Milleti, sağduyusunu ve yine Dünyanın en büyüğü olduğunu bütün dünyaya bir kere daha ispat etmiştir. Vatanını düşünceye kadar savaşmadan hiçbir emperyalist emele teslim etmeyeceğini bir kere daha yedi düvelin kafasına sokmuştur. 

Bilhassa metropollerimiz ve Güneydoğu vilayetlerimizde yükselen hayırlar, kendileri üstünde oynanan çakma Kürdistan oyunları aktivistlerine de attıkları muhteşem bir tokat olmuştur. Ne var ki neresinden bakılırsa bakılsın seçimin bu noktaya taşınması, sandığa AKP eliyle atılan bir PKK bombasıyla eş anlamdadır. Dolayısıyla seçimin iptal edilmesi gerekir.

Aşağıda Kılıçdaroğlu’nun seçim bildirgesini yayınladığım videonun bağlantı adresini bulacaksınız. Kendinize birkaç dakika ayırın ve o videoyu izleyin. Sonra da Sayın Kılıçdaroğlu’nun büyük siyasa kimliği ile kaptıkaçtı kardeşlerinkinin arasındaki büyük farka empati oluşturuverin lütfen. Sağlıkla; ama hep başınız yukarıda kalın. Çünkü kazanmış olan ve hep öyle de kalacak olan yüce Türk Ulusudur sadece. Bırakın ne yaparlarsa yapsınlar elbette onlarında sırası gelecektir…




                                                                                                          Serendip Altındal





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder