12 Eylül 2016 Pazartesi

UNUTULAMAYANLAR..

            Eşyanın tabiatına aykırı KHK’ların, Milli Savunma nedenli zorunlu hale gelen OHAL uygulamasıyla, ne alakası var Allah aşkına. Bu soruyu abes bulan; lütfen elini önce akıl taşıdığı varsayılan başına, sonra da vicdanına koysun da öyle yapsın kendi yorumunu. Mandacısının sırtını sıvazlayanla, kendisini sakin bir köşede paralamak üzere ağzında taşıyan kediyi, kendisini taşıdığı için ödüllendiren fare arasında fark yoktur.

            Adama eşek derseniz kızar. Eşeğe derseniz o güzel gözleriyle size ağlamaklı bakar sadece. Oysa eşek mazlum yaratıktır, Âdemin oğluna çok yardımcı bir hizmetkârdır da. Her gün boynuna asılan bir torba arpa uğruna, ömür boyu yükünü taşır. Bir o kadar da sopasını yer. Yine de gıkı çıkmaz garibin. Ne var ki aynı adama aslan derseniz, ne hikmetse de onur duyar. Oysa aslanın ona hiçbir faydası olmadığı gibi kazara yolları ormanda buluşsa, kendisini acilen günlük tabldotuna da ekler.

            Bu terslik ise bizim Âdemoğlunun kafasının karışıklığının yeteri delili değil de nedir. Yani bir eşek bile olamadığının aslında farkında değildir kendileri. Ne ki boyundan yukarı sallayınca da yanında durulmaz. Bu da kozmosta ki hiçliğinin bir başka göstergesidir gerçekte. Anlamakta zorlananlar, çevrelerine daha alıcı gözle bakarlarsa ne demek istediğimi derhal anlayacaklardır.

            İşte bir yanda Putin ile flört ederken, ötedeki Obama’ya göz kırpan Erdoğan’ın yaptığı da budur şimdi. İyi de Putin buna ne der ya da bu yemi ne kadar yutar. Belki de yumurtadan mı tavuk çıkar yoksa tavuk mu yumurtadan sorusu bile daha açık cevap içerir bu sorunun yanında. Çünkü ikisi de aynı sorudur der çıkarsınız işin içinden. Ne ki hiç bir Yenikapı birlikteliği de bu kadar dönekliği kaldırmaz. Ve bu denli ruhsuzluğa dayanamaz. İşte bu da asıl meseledir.

            Meclisten bomba bahanesiyle karışık, Atatürk’ün Mareşal üniformalı resmini kaldıran veya kaldırtan aymaz bademler iyi bilmelidirler ki; bugün bütünüyle şer büstü haline gelmiş ve başka da bir halta yaramayan kendi mevcudiyetlerini bile işte o üniformaya borçludurlar. Azerbaycanlılar bile o üniformalı resmin taşıdığı anlam ve değeri, bizdeki saksı kafalılardan daha fazla bildikleri ve anlamını da idrak ettikleri için, Atatürk’ün o resmini, önce çok değerli bir halıya dokuyup öyle hediye etmişlerdi.

            Salt kendi egoları için yaşayan ve toplumlarına en ufak bir katma değer sağlamayan bireylerden oluşan toplumların, siyasi yapılarının ne olduğu, hatta siyasi bir görüşlerinin de olup olmadığının, hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Hele böylesi bireylerden oluşan Hükümetlerin yönettiği toplumların durumu ise, aynen bizdeki gibi ümitsiz ve trajikomiktir. Ve böylesi bir durum da, rahmetli Levent Kırca’nın tasvirlediği güldürülerle açıklanabilirdi ancak.


            Geçen gün Halk TV de Necip Hablemitoğlu’nun saygın eşi Şengül Hanımı dinlerken gözlerim yaşardı. Sayın Hablemitoğlu’nun, yıllarca sevgili eşinin makûs kaderi aydınlığa kavuşsun özlemiyle, bir kadın olarak tek başına verdiği mücadele takdire şayan ve de ibretliktir. Şayet filmi yapılsa, önce senaryo Oscar’ı kazanırdı kesin.

            Bu saygın Hanımefendinin ortaya koyduğu büyük mücadele, her şeyden önce de bir erkek olarak bana, bir elimi masamın üstündeki kasketime, diğer elimi de kalbime koyup başta kendisine, sonrada sevgili çocuklarına en iyi dileklerimi yollamam için yeterin de üstünde bir vesileydi. Bu bağlamda içlerinde hala sönmeyen acılarına rağmen yine de Hablemitoğlu ailesine, mutluluklar ve hayırlı bayramlar diliyorum, esenlikle kalsınlar…


            Vatandaşın ikbal ve derdine deva beklediği Devlete gelince; bu bağlamda kendisinden beklenen, bugün yaşadıklarının neredeyse yıllarca önce, noktası, virgülüne kadar hesabını yapmış olan ve pisipisine harcanan Hablemitoğlu gibi aydınların karanlıkta kalan dosyalarını, önce ve acilen aydınlığa kavuşturmaktır. Ve böylesi özverili aydınlarımızı da yetiştirmenin, hiç kolay olmadığı bilinciyle de yapmalı ve gelecekte aynı durumları önleyecek önlemleri de şimdiden almalıdır.

            Ayrıca bu asal görevini yaparken de, geçmiş suikastların kiralık tetikçileriyle hempa durumuna düşmekten de kendisini, sadece bu gerekçeyle soyutlayabileceğini ve bu sayede ancak milletin gözünde aklanabileceğini de asla unutmamalıdır.

Karanlık sokakların adamlarının karanlık işlerden daha fazla haberi olur ve bu gibiler polise de muhbir kaynağı oluşturur düşüncesiyle, aşağıda bu konuyla ilgili bir haberin bağlantı adresini de görüşlerinize sunuyorum.


Bu potpuri da benden size bayram lokumu olsun. Bu vesileyle de hepinizin bayramını kutluyor, sağlık ve esenlik dileklerimle birlikte, her şeye rağmen ve ilerisini öngörerek yine de hepinize mutluluklar diliyorum.


                                                                                  Serendip Altındal



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder