Demokrat
maskesi altında, ihanet şebekeleri haline gelmiş Belediyelere arka çıkan CHP li
Milletvekilleri, midemizi bulandırıyor. Konu şayet vatansa ben yerim o CHP’li
demokrasiyi. Vatana ihanet içinde olan ve bu defalarca belgelenen Belediyelerin
elbette devlet eliyle içlerinden denetlenmesi gerekmektedir.
Devletsen milli müktesebatın adına
böylesine, gerekirse kayyum atarsın, o da sorunu çözmezse kapısına zincir de
vurursun, aynen de prangalı mahkûmlar gibi. Çünkü bunu fazlasıyla kak
etmişlerdir. Şimdi kimse da bize demokrasi dersi vermeye kalkmasın. Aslında da
yine kendisini aldatmasın. Önce baksın etraftaki o demokrat dediği toplumlara
da, bu tarz sorunlarını nasıl çözüyorlar, belki kendisi de bir şeyler öğrenmiş
olur bu fırsatla da.
Yurdumu bölmeye çalışan emperyalist
beslemelerine destekleri tescillenmiş olan bu belediyelere, Atatürk’ün partisi ve
Cumhuriyetin kurucusu CHP içinde hala destek çıkanlar varsa, deniz bitmiş,
balık da kavağa çıkmış demektir artık. O zaman da dur bakalım demek gerekir,
özgün vatandaş ambiyansıyla. Bu da öyle kurusıkı, dertleşme nüanslı birkaç
kelime ile de olmaz. Zira durum olduğundan öte de vahimdir.
Bu konuda sayfalar da
oluşturabilirim. Ne var ki her şeye rağmen Atatürk’ümün Partisi ve
Cumhuriyetimizin kurucusu olan bu partiye yine de saygım var. Bu konuda daha
fazla söylemek içimden gelmiyor doğrusu. Nasıl olsa muhalifler yine fırsatı
kaçırmayacaklardır. Eeyy Kılıçdaroğlu, beni lütfen daha fazla söyletmeyin. Arif
olan anlar.
Demokrat olduğunu söyleyen ve partini
- ki o bizim de partimizdir - temsil eden façası bozuk bölücülerle ya sen de
birliktesin ya da onlara karşısın. Şayet karşıysan da tavır almalısın ki millet
ikna olsun. Yoksa Atatürk eyyamcılı, ikircikli politika yapıldığı sanrısı doğar
ki bunun ne anlama geldiğini, bir parti Başkanının da çok iyi düşünmesi
gerekir.
Yıllarca beyanları, imzaları ve
kanımızı donduran FETÖ işbirlikleriyle vatana ihanet içinde olduğunu yediden
yetmişe her vatandaş bireyin kafasına yerleştirmiş olan Erdoğan ve AKP
Hükümetine, zerre kadar güvenim yoksa da, aslında o da yeterli olmayan kayyum
konusunda hak vermemem mümkün değil. Buna rağmen aksini söylemek doğru olmaz ve
bana da uymazdı.
Özellikle de emperyalistin hedefinde
olan Güneydoğuda ki bu Belediyeler, Türkiye Cumhuriyetinin Belediyeleri
olmaktan çıkmış PKK federasyonlarına dönüşerek, nifak ve şer yuvaları
oluşturmuşlar, uyuduğumuz anda boğazımızı kesmek üzere de sinsice uygun zamanı
beklemektedirler. Ve aynı bağlamda bugüne kadar ki bütün PKK yapılanmasında ve
neredeyse bir savaş halinin oluşmasında, verdikleri katkılar, yedikleri bütün
herzeler de belgelenmiştir.
Hal böyle iken, şimdi nasıl olur da
emperyalist beslemesi, ötesinde de milletvekili yaftalı HDP ajanlarına,
Atatürk’ün Partisinin şerefli amblemini taşıyan bazı milletvekilleri, ortak
savlarla eşlik eder, arka çıkarlar. Ve o partinin Başkanı ise nasıl olurda bu
duruma seyirci kalır. Anti milli davranışla demokrasinin ne alakası vardır,
bunu hangi akıl iddia edebilir.
Sen kapını mandacına ardına kadar
açıp, Türk vatanının şehirlerinin anahtarlarını, Lejyoneri olan PKK eşkıyasına
teslim edip sonra da Vatan, Millet diyeceksin, bak bunu hiç yemezler. ‘Hadi
canım geçiniz’ derdi rahmetli büyük ustanız. Şayet inandırıcı olmak ve öyle
de kalmak istiyorsan, partinde yuvalanmış ve hıyanet şerbetiyle beslenen bütün yabanları
acilen tasfiye edersin. Şayet bunu yapmaz veya yapamazsan da onlarla aynı
şerbeti birlikte içmekte olduğunu elinle tescil ediyor olur ve bitersin. Böylece,
ümit veriyorken sana da yazık olur kardeşim.
Paralele çizilen dikey de bir
doğrudur ve arada bu doğru da olmazsa olmazdır hani. Çünkü her zaman kavşakta (sapakta)
yolu keser ve gideceği doğru yolu da gösterir insana. Milliyetçi Vatan Partisinin
bile neredeyse Erdoğan’ın himayesine girip ondan himmet beklediğine, Bahçeli’nin
MHP’sinin de ondan farkı kalmadığına göre; yoksa CHP de Washington DC ile gizli
bir anlaşma mı yaptı diye düşündürüyor Şeytan. O zaman desene milli Muhalefet
diye bir şey de kalmamış oluyor. Bu durumda da Ordumillet den başka da vatan
müdafisi kalmamış demek olur ki; Ya Allah Bismillah o halde.
‘Ve işte o zaman, güler yüzlü tatlı
dilli munis adam bir dev kesilirdi’ gerekçesiyle asılalım yularlara, zıplayalım
üzengilere yine ve başlar yukarıda, milli imanla dolu göğüslerimiz ileride,
haydi Bismillah. Gazamız mübarek olsun yine Emmioğullarım…
Encamını gördüm ki bendensin
Bende senin kanındanım bilesin
O halde bırakma tek başıma da beni
üzme
Gör, kanım bile akıyor ağlayan yüreğime
Gel o zaman el ele sarılalım
Ve bizi vatansız koyacaklara
Bunun hesabını soralım
Bak vatanın bağrına düşman dayamış
yine hançerini
Ama delemez bu ahde vefa yüklü çelik
bedeni
Sen, ben, o biz kâfire yeteriz
Çünkü aynı ORDUMİLLET ve her daim aynı
tek bedeniz…
Serendip
Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder