24 Haziran 2016 Cuma

HANGİSİ..

            Anayasayı değiştirmek mi istiyorsunuz? Ciddi iseniz önce dinle başlarsınız o zaman. Çağdaş bir Ulus Devletin dini olmaz. Din inançtır ve sadece insan bireye özgüdür, sosyal Devlet yapısıyla ilgi ve alakası yoktur. Kişilerin inançlarından sana ne, bana ne. Ama Türk’ü çıkartırsanız anayasadan, bırakın dini; ama ulusunuz da, Türkiye Cumhuriyetiniz de kalmaz ortada. Hacıbabalar ya da Haramiler devleti mi diyeceksiniz ondan sonra artık Devletinize. Esasen mandacınızın da sizden istediği ve beklediği bu değil mi?

            Diğer yanda kurucusuz ve Kemalist bağımsızlık ilkeleriniz olmadan da bir Ulus Devletiniz olmaz. Çünkü bu ögeler her Ulus devletin olmazsa olmaz fundamentidir. O halde neymiş. Kurucusu, Kemalist ilkeleri ve Türk Ulusu kavramı olmayan bir ANAYASAYA Türk Ulusunun anayasası da denemezmiş.

            Yani işin özü itibarıyla, hangi partiden veya fırkadan olursan ol; ama önce Kemalist ol. Ancak o zaman Türk Milletinin başının üstünde yerin ve devletin olabilir, her şeyden önce de bunu bilesin. Yeteri kadar açık oldu mu? Bırakın ulan milliyet kavramının dışında kalan tüm diğer işleri. Bırakın da milleti, ne olduğu belirsiz dininizden de, imanınızdan da bütün bütün çıkartmayın. Yani ilk önce de Türk Ulusal varlığınızı pekiştirmeye bakın, şayet bir kıymık aklınız kalmışsa.

            Bakın biraz etrafınıza, özendiğiniz, el açtığınız, yardım dilendiğiniz, vizesiz dolaşabilmek, paydaş bireyleri olabilmek adına bin bir taklak attığınız devletlere. Onların içinde resmi dini olan hiçbir çağdaş devlet var mı? Bireylerinin ise bir dini inancı vardır veya yoktur, tartışma konusu bile yapılmıyor. Neden acaba? Fransa, İngiltere, İtalya, İspanya, ABD ve çağdaş dünyanın kendini kurtarmış tüm diğer devletlerinin hiç birisinde, din tartışılmıyor dahi. Yoksa kendi özeklerine bile sahip olamayan emperyalist mandası, paralı askeri olmaktan öte de bir boka yaramayan, akılları bir hurma çekirdeğini bile doldurmayan Arap devletlerimidir örnek aldıklarınız.

            Yukarıda emsal gösterdiğim örnek alınası devletlerin hangisi bir din devletidir. Hangisi aslolan milli kimliği yerine, ruhani inancıyla anılıyor. Çünkü dinlerin seküler Devlet kavramında yeri olamaz; ama ulusal kimliği yoksa Devleti de yoktur. Neymiş efendim, seküler olunmadan aslında laik de olmak, tek ayakla yere basmak demekmiş işin özünde.

            Bırakın karşıt üretmek adına saçmalamayı da önce mecbur olduğunuz asal gerçeklerinizle yaşayabilmeyi öğrenin hacıbabalar. Anlayın varoluş nedenlerinizi de, inkâra dönüp tanrıya şirk koşmayın, onu da güldürmeyin halinize. Dışlasanız da aslında örnek bir İslam âlimiydi ve gizleseniz de aslında çoğunuzu eğittiğini de adım gibi biliyorum muhterem Yaşar Nuri Hocamızın. Bari gani gani rahmet okusaydınız kendisine. Ondan hiçbir şey öğrenemediniz mi, boşuna mı emek verdi adamcağız hepinize. Allah’ı satmaya devam edin o halde boşuna, alıcı bulursunuz belki…

            Ne var ki her şeyi kusursuz yapan yüce Atatürk, laik olalım; ama İslam devleti kavramını da anayasada bırakalım düşüncesindeydi. Çünkü İslami Ortadoğu liderliğini üstlenme adına da ileri perspektifle bakıyordu yakın çevresine; ama sizin gibi ansızlara da büyük bir ödün vermiş oldu. Ki işte bugün de bu yanlışlık, artı sorun olarak yine kapı gibi karşımızda duruyor sayelerinizde bademler. O halde akıllı olun da o kavramla fazla oynamayın. Yoksa yakın bir gelecekte tamamen sıfırlayarak, ömrünüzü daha da kısaltmış olmayın, ona göre.

            Şimdi söyleyin bakalım: Yoksa şimdiye kadar olduğu gibi Laik mi kalmak yoksa seküler mi olmak(!) istersiniz? Kal veya ol ki – sen olamazsın nasılsa - en azından Ulus Devletin de var olsun ve dolayısıyla sende mevcudiyetini sürdürebilmiş ol. Çünkü mesela bir Dünya devi olan Almanya, bir Protestan veya Katolik devleti olsaydı, acaba bugüne kadar ayakta kalabilir miydi?

30 yıl harpleri nedir neden dolayı yapılmıştır biliyor musun? Ve Rönesans’a teşekkür borcu olan sekülarizm ortak bir devlet modeli olarak kabul edilmeseydi, acaba bugün AB ve hatta ABD mevcut olabilir miydi? Şimdi bunları da bir düşün veya önce de işin aslını bir öğreniver istersen badem kardeş. O zaman belki de daha iyi anlarsın, öyle bildiğin gibi yapılmadığını, Kerrakenin yahnisinin…


Milli denen futbol takımımıza gelince; ruhu gitmiş vah ı kalmış bir görüntüde; ama bolca yaygarayla Paris’e gönderilip hezimetle geri postalanmaktan başka da bir şey gelmedi ellerinden ne yazık ki. Bir de Osmanlı iç oğlanlarının gece kıyafetleri rengiyle sahada dolaştırılınca iyice ağlanacak durumdaydılar zaten bu garipler. Belki de özgüvensiz saha da dolaşmalarının ve başarısızlıklarının nedeni de bundandı kuşkusuz.

Asal ve asil renklerini Türk çocuklarından başka hemen bütün rakiplerimizin taşıdığı turnuvada, bizdeki acayip formalar kimse de yoktu anlayacağınız. Fatih Terim sana da yazıklar olsun hiç mi özgüvenin yoktu da bu formalarla oynamayız diyemedin. Bıraksaydın da o iç oğlan donlarını meraklıları taşısaydı.

Yerinde olsam bırakırdım artık bu işleri. Amerika’da evim filan da olduğuna göre artık daha fazla paraya da ihtiyacım olmazdı ileri yaşımda nasıl olsa. Şehit, gazi evladı yetimlerin bile aç uyuduğu bu ülkede, hak etmedikleri çuval dolusu paraları alıp da milletine hüsran yaşatanların arasında ve onlardan birisi olarak kalmaya, daha fazla yüzüm de tutmazdı anlayacağın…
                                                                       Serendip Altındal


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder