25 Mayıs 2016 Çarşamba

YULAR..

            AKP’nin bir anda araya sıkıştırılan zorunlu kongresi vasıtasıyla, ABD ve AB’li çömezlerine verdiği mesaj açıktır aslında. ‘Belirttiğiniz gibi ve bize Başkanlık yolunda çizdiğiniz rota çerçevesinde uygun adım yürüyoruz, elbette arada daralacak ve engeller çıkaracak ortak yolumuzda, gerekli desteğinizi de birlikte başarıya ulaşana kadar, aksamadan alacağımıza inanıyoruz’. Olası, Obama ile yapılan bir istişareden sonra, acilen Davutoğlu’nun ipinin çekilmesi ve Binali’nin ondan boşalan makama oturtulması bir anda gerçekleşiverdi. Yoksa Obama ile yapılan yaklaşık 1,5 saatlik simültane konuşmanın, başka da bir gerekçesi olabileceğine mi inanmıştınız.

            Yukarıda ki paragrafı, AKP cemaatinin 15 yıllık mevcudiyet nedeni ve lider konumunda ki sakıncalı profillerin bütün paradigmalara rağmen varlık sebeplerini, bunca zamandır algıladığımız indisleriyle ortaya koyunca, varılan sonucun bir tezahürü olarak kabul edebilirsiniz. Ve böyle bir resimde zorlanmadan da anlaşılıyor ki, Erdoğan’ın yerinde bir başkası da oturuyor olsa, durum kesinlikle değişmezdi. Çünkü AKP tramvayının rayından çıkmaması bağlamında, ABD liderliğindeki emperyalist çete bütün teknik güvenliği, sistemli bir çalışmayla yıllara yayarak sağlamıştı esasen. Ve şimdi de son perdeyi oynuyorlar artık.

Ülkemizde Kemalist Cumhuriyeti baş aşağı edebilecek bu kurguya engel olabilecek tek kaynağın, ancak Türk Milletine lider olabilecek bir muhalefet olabileceğini varsayarsak; muhalefetin mevcut durumunun ağlanacak halde olduğunu da görebiliyoruz demektir.  O halde iş artık Türk Milletine ve onun ordusuna kalmış oluyor. AKP’yi, BOP yapısalında kendi hedefleri doğrultusunda başından itibaren sistematik olarak inşa edenler, elbette muhalefeti de göstermelik bir konuma getireceklerdi. Ki işin derinliğine bakılınca, durumun bu olduğu da kolayca tespit edilmektedir.

           
            CENTCOM-GENKUR buluşmasının beklenmedik sonucuyla, ABD ve çömezlerinin Suriye politikalarında, PYD ve PKK’li kurşun askerleri dışında – ki onlara da fazla bel bağlayamayacaklarını biliyorlar - yalnız kalacakları anlaşıldı. ABD adına demeçler veren Musevi ağızlar, kızarıp bozararak son gelişmeleri ve TSK ile yaşanan olumsuzluğu istemeden de olsa sineye çekmek zorundaydılar neticede. Şimdilik sadece adı geçen Lejyonerleriyle idare etmek zorunda kalacaklar ne yazık ki. Hoş o da nereye kadar olur bekleyelim ve görelim.

           
            Dokunulmazlık kararına destek vermekle CHP aslında kendi bacağına sıktı. Çünkü AKP’nin mevzuu Demokrasi falan değil doğrudan HDP, CHP gibi muhaliflerden bir kalemde kurtulmaktı aslında. Bunun hala anlaşılamıyor olması, ciddi olarak endişe vericidir. Çünkü sonuçta baş mağdur CHP ve ona bel bağlayan Türk Milleti olacaktır. Oysa artık yasal durumunu kaybetmiş bir HDP’yi meclisten tasfiye etmek için, yeterinden fazla anayasal neden de vardı. Şimdi yakın günlerde göreceksiniz ki yandaş yargının gündeminde sadece CHP fezlekeleri olacaktır.

           
            ‘İnsanlık Zirvesi’ çok iddialı bir başlıktır aslında. Ne ki böyle bir zirvenin, insanlığın şaibeli bir mekân ve döneminde tartışılıyor olması,  tartışmaya katılanların da insanlık anlayışlarının tartışılması gereğini ortaya koyuyor. Ve böyle bir konu hem de bugünkü Türkiye’mizde tartışılıyorsa, döneminin fikir üstadı Dante’yi tenzih etmek kaydıyla, onun İlahi Komedyası akla geliyor nedense. Yani neresinden baksanız, kozmopolit güncel(!) bir ortaçağ zırvası ile karşı karşıya olduğunuzu anlıyorsunuz.


            Zırvadan, yeni bir zırvaya geçelim. Şayet anayasaya bir de başkanlık girerse, bilin ki ondan sonrası tufandır. Yani sırada millete takılacak yular vardır artık. Önce Erdoğan’ı aday gösterip sonra da bakmışsınız tacını takıp Öcalan’ı oturtuvermişler o koltuğa. ABD bu neden olmasın! Hala kiminle dans ettiğinizi anlayamadınız mı? Ki bunu anlayamayanlar kervanına Erdoğangiller de dâhildir. Eh artık yularımızı da bebek katili alır artık eline, bu gidişle sonuçta.

Her vesilede bizimle ve Ortadoğu ile ilgili demeçler veren, ABD’de yetki başlarını tutmuş Musevi diasporasının Siyonist fetbazlarının gözlerinde sinsice yana ışığa ve dudak kıvrımlarına dikkatle bakın, bunu siz de anlarsınız. Siz bakmayın bizim zorunlu yandaş Erdoğan’a, o sahte liderdir. Onun için Binaliler neyse, Coni Volkır için kendisi de odur. Arkasında ki gerçek Başkan kuşkusuz ABD-İsrail diasporasıdır, aman dikkat…

                                                                      Serendip Altındal


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder