AKP’nin bir anda araya sıkıştırılan
zorunlu kongresi vasıtasıyla, ABD ve AB’li çömezlerine verdiği mesaj açıktır
aslında. ‘Belirttiğiniz gibi ve bize Başkanlık yolunda çizdiğiniz rota
çerçevesinde uygun adım yürüyoruz, elbette arada daralacak ve engeller
çıkaracak ortak yolumuzda, gerekli desteğinizi de birlikte başarıya ulaşana
kadar, aksamadan alacağımıza inanıyoruz’. Olası, Obama ile yapılan bir
istişareden sonra, acilen Davutoğlu’nun ipinin çekilmesi ve Binali’nin ondan
boşalan makama oturtulması bir anda gerçekleşiverdi. Yoksa Obama ile yapılan
yaklaşık 1,5 saatlik simültane konuşmanın, başka da bir gerekçesi olabileceğine
mi inanmıştınız.
Yukarıda ki paragrafı, AKP
cemaatinin 15 yıllık mevcudiyet nedeni ve lider konumunda ki sakıncalı
profillerin bütün paradigmalara rağmen varlık sebeplerini, bunca zamandır
algıladığımız indisleriyle ortaya koyunca, varılan sonucun bir tezahürü olarak
kabul edebilirsiniz. Ve böyle bir resimde zorlanmadan da anlaşılıyor ki, Erdoğan’ın
yerinde bir başkası da oturuyor olsa, durum kesinlikle değişmezdi. Çünkü AKP
tramvayının rayından çıkmaması bağlamında, ABD liderliğindeki emperyalist çete
bütün teknik güvenliği, sistemli bir çalışmayla yıllara yayarak sağlamıştı
esasen. Ve şimdi de son perdeyi oynuyorlar artık.
Ülkemizde
Kemalist Cumhuriyeti baş aşağı edebilecek bu kurguya engel olabilecek tek
kaynağın, ancak Türk Milletine lider olabilecek bir muhalefet olabileceğini
varsayarsak; muhalefetin mevcut durumunun ağlanacak halde olduğunu da görebiliyoruz
demektir. O halde iş artık Türk
Milletine ve onun ordusuna kalmış oluyor. AKP’yi, BOP yapısalında kendi
hedefleri doğrultusunda başından itibaren sistematik olarak inşa edenler,
elbette muhalefeti de göstermelik bir konuma getireceklerdi. Ki işin derinliğine
bakılınca, durumun bu olduğu da kolayca tespit edilmektedir.
CENTCOM-GENKUR buluşmasının
beklenmedik sonucuyla, ABD ve çömezlerinin Suriye politikalarında, PYD ve PKK’li
kurşun askerleri dışında – ki onlara da fazla bel bağlayamayacaklarını biliyorlar
- yalnız kalacakları anlaşıldı. ABD adına demeçler veren Musevi ağızlar,
kızarıp bozararak son gelişmeleri ve TSK ile yaşanan olumsuzluğu istemeden de
olsa sineye çekmek zorundaydılar neticede. Şimdilik sadece adı geçen Lejyonerleriyle
idare etmek zorunda kalacaklar ne yazık ki. Hoş o da nereye kadar olur bekleyelim
ve görelim.
Dokunulmazlık kararına destek
vermekle CHP aslında kendi bacağına sıktı. Çünkü AKP’nin mevzuu Demokrasi falan
değil doğrudan HDP, CHP gibi muhaliflerden bir kalemde kurtulmaktı aslında.
Bunun hala anlaşılamıyor olması, ciddi olarak endişe vericidir. Çünkü sonuçta
baş mağdur CHP ve ona bel bağlayan Türk Milleti olacaktır. Oysa artık yasal
durumunu kaybetmiş bir HDP’yi meclisten tasfiye etmek için, yeterinden fazla
anayasal neden de vardı. Şimdi yakın günlerde göreceksiniz ki yandaş yargının
gündeminde sadece CHP fezlekeleri olacaktır.
‘İnsanlık
Zirvesi’ çok iddialı bir başlıktır aslında. Ne ki böyle bir zirvenin,
insanlığın şaibeli bir mekân ve döneminde tartışılıyor olması, tartışmaya katılanların da insanlık
anlayışlarının tartışılması gereğini ortaya koyuyor. Ve böyle bir konu hem de
bugünkü Türkiye’mizde tartışılıyorsa, döneminin fikir üstadı Dante’yi tenzih
etmek kaydıyla, onun İlahi Komedyası akla geliyor nedense. Yani neresinden
baksanız, kozmopolit güncel(!) bir ortaçağ zırvası ile karşı karşıya olduğunuzu
anlıyorsunuz.
Zırvadan, yeni bir zırvaya geçelim.
Şayet anayasaya bir de başkanlık girerse, bilin ki ondan sonrası tufandır. Yani
sırada millete takılacak yular vardır artık. Önce Erdoğan’ı aday gösterip sonra
da bakmışsınız tacını takıp Öcalan’ı oturtuvermişler o koltuğa. ABD bu neden
olmasın! Hala kiminle dans ettiğinizi anlayamadınız mı? Ki bunu anlayamayanlar
kervanına Erdoğangiller de dâhildir. Eh artık yularımızı da bebek katili alır
artık eline, bu gidişle sonuçta.
Her vesilede bizimle ve Ortadoğu
ile ilgili demeçler veren, ABD’de yetki başlarını tutmuş Musevi diasporasının
Siyonist fetbazlarının gözlerinde sinsice yana ışığa ve dudak kıvrımlarına dikkatle
bakın, bunu siz de anlarsınız. Siz bakmayın bizim zorunlu yandaş Erdoğan’a, o sahte
liderdir. Onun için Binaliler neyse, Coni Volkır için kendisi de odur. Arkasında
ki gerçek Başkan kuşkusuz ABD-İsrail diasporasıdır, aman dikkat…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder