23 Eylül 2015 Çarşamba

YAŞAYAN ÖLÜLER..

            Ulan TÜRK’ün vatanında ATATÜRK, evet mi, hayır mı kapsamında herhangi bir referanduma sığar mı, dünyaya kıç tarafından fırlamış kefereler. Vaktaki Türk Milleti böyle anlamsız bir referandumu protesto edip sandığa gitmese bile, ne bok yiyecektiniz? Yoksa o ilahi Türk mucizesinin kutsal heykelini, kaldırabileceğinizi filan mı sanıyordunuz? Şimdi şapkalarınızı koyun önünüze ve hiç olmadığınız kadar akıllı olun da, hiç olmazsa daha fazla da köpeklemeyin artık.


            CHP de ki tümörler yine sancı yarattılar ve Vatan partisinden bir iki adayı aralarına sokturmayarak, umutla beklediğimiz milli yapılanmayı başlamadan dumura uğrattılar. Bu konuda kendilerini haklı sanan iki parti liderine de aslında bu millet, tavır koymalıdır. Çünkü Kılıçdaroğlu, şayet bir iki aday da Vatan Partisinden gösterseydi, acaba taşımakta zorlandığı(!) inci gerdanlığında eksilme mi olurdu. Veya boşa geçen yılların kayıplarında, daha da bir artış mı olurdu.

            Perinçeğe gelirsek; başlarken her şeye şartsız tamam demişken, ne oldu da birden adaylık iştahı kabarıp talepler sıralamaya kalktı. Ve muhalefet lideri olan CHP’nin güncel konseptini de sarstı. Oysa CHP’ye arka planda tam destek verseydi, milli birlik adına beklentisiz fedakârlığı çok daha büyük yazılacak ve şansı gelecek seçimlere de birkaç misli artacaktı. Beklentili, salt düzeysiz politikayı tercih edince de, sıradan bir siyasiden ne farkı kaldı ki. Ve bu durumda seçmen, gelecek seçimde milli bir devlet adamı (lider) olarak kendisine nasıl güvenecekti. Bunu da bir düşünüverseydi.

Demek ki konu vatansa ve milli liderliğe soyunuluyorsa da ilk şart, asla yaşarken ölü sayılmamaktır. Çünkü zaman, bir zamanlar İşçi Partisinin kendi adına koalisyonlar kurabildiği zaman değildir. Ve şimdi zaman bizim için, İstiklal öncesinde olduğu gibi tekrar, olmak veya olmamak zamanıdır artık.
           
            Kılıçdaroğlu’nun “PKK’yı anlamak lazım” ifadesini biz hiç anlayamadık doğrusu. Çünkü açık ara Amerikancı bir açılım bildirgesi olan bu ifade, bir milli(!) lidere asla yakışmıyordu. PKK şayet silah bırakmıyorsa, özgüven sahibi, tam bağımsız bir milli lidersen, bıraktırırsın, daha doğrusu da yutturursun ona kendi silahını. Şu ara TSK’mızın kimseden hesap alıp vermeden yapmaya çalıştığı gibi. Allahtan ki bu ülkenin Atatürk askeri var. Yoksa bu noktaya da bir itirazınız mı var.

            Sonuçta görülüyor ki; iktidar esasen can derdinde, muhalefette de özgüven sahibi, toplumundan tam destek alabilecek ve milletine sapına kadar, acabasız güven verebilecek bir lider boşluğu var. Mevcut liderlerin tutarsızlığı nedeniyle, şoktan şoka girdiğimiz bu günlerde, yazılarımız bile birbiriyle tutarlı olamıyor. Şayet rahmetli İnönü yaşıyor olsaydı, bu Soros fabrika ayarlı yeni bitmelere “haydi canım geçiniz” derdi mutlaka. O halde biz de sadede gelelim artık.

Beyler şayet bu ülkenin evlatları ve ahde vefa sahibi bireyleri olduğunuzu düşünüyorsanız, aranızda ittifak yaparak en azından herkesin kabul edebileceği bir milli lideri seçin hiç olmazsa bari. Şayet siz kendi aranızda anlaşarak bu bağlamda örnek olursanız, bunu seçmenleriniz de kabul edecektir kuşkusuz.

Şayet bu zor günlerde yetersiz olduğunuzu düşünüp, milli hükümetsiz bıraktığınız milletinize, elle tutulabilir başka da bir fayda sağlayamayacaksanız, yine de tarih önünde temize çıkabilmeniz adına, bu teklifimi bir düşünün derim. İnanın ki bu seçenek, en son alternatifiniz olacaktır. Yoksa yüce Türk Milleti, sizleri tarihle birlikte, asla affetmeyecektir.


            Her ne kadar soğuk savaş yılları arkamızda kaldıysa da, yenisi ve çok daha endişe verici olanı da önümüzdedir. Bu bağlamda yeni Doğu Bloğunun görünen lideri Rusya ile Batının lideri olan ABD’yi tartıya koyduğumuzda, dostlarının kötü günlerinde de tam tekmil yanında duran Rusya, ağır basıyor. Yukarı kalkan kefede ki diğeri ise, en hafifinden emperyalist menfaatleri için bile, önce de dostum dediklerinin gözlerini oymaya kalkıyor.

Aslında sadece bu fark dahi, ABD’nin neden yakında topu dikmek zorunda olduğunun da göstergesi oluyor. Çok eleştiri alan; ama gidince de hayli rahmet duası alacağı anlaşılan Obama’nın yerine talip olanlara bakınca da, bu durum daha iyi anlaşılıyor. Çünkü hepsini üst üste koysan bir Obama etmezler. O yüzden Obama, şayet adaylığını koyabilseydi, yeniden seçileceğini de biliyordu ya zaten. Yani ABD’nin işi(!) daha da zorlaşacak, hele de ağalarının. Ne ki bu topu dikiş, yeni cihan harbinden öncemi, sonra mı olur şimdilik onu söyleyemiyoruz…


            2016 yılının Eylül ayında aynı bayramı, yine ve bu defa sökerek kopardığınız tüm müktesep haklarınızın bilinciyle ve tam bağımsızlığınızın Kemalist gururuyla, apaydınlık ülkenizde, geleceğe umutla bakan yücelmiş başlarınız yukarıda, tüm sevdiklerinizle birlikte esenlikle kutlamanıza empati çağrıştırırken; 2015 yılı Kurban Bayramınızı da her şeylere rağmen, en samimi dileklerimle kutluyor, sağlık ve esenlikler diliyorum efendim...

                                                                       Serendip Altındal



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder