Eskiden
CHP den bahsederken, CHP’miz aidiyet takısını
mutlaka kullanırdım. Şimdi CHP diyorum; ama yine de birilerinin yaptığı gibi
başına bir ‘Y’ takamıyorum bir türlü. İçimden gelmiyor çünkü. Bu bağlamda son
dönemde CHP de başlayan bir Amerikalılaşma, başlangıçta sıkıntıyla aldığımız;
ama içimizde sakladığımız bir olguydu. Bunu bütün muhafazakârlığımıza rağmen
şimdi itiraf etmek durumundayız artık. Ne yapalım herkesi kendimiz gibi
zannediyoruz.
Erken yaygara yapmayalım, biraz
sabırlı olalım, elbet bu ara da geçer, yine özüne döner diyorduk. Maalesef
içinde bulunduğumuz bu sıkıntılı dönemde, artık iyice kristalize oldu ki; CHP
bu yapı ve mevcut balans bozukluğu ile öz seçmenini ve milli iradeyi daha fazla
ikna edemeyeceği nedeniyle, iktidar yolunda ilk virajı bile alamayacak demektir.
Bu görüşe elbette modaya uyduğum için varmadım. Sadece AKP ile kalıcı bir
koalisyonun akamete uğraması ve ortaya çıkan yeni seçim şartları nedeniyle, birden
oluşan zaman darlığı, şimdi CHP’yi kendi özüne çevirecek olan böylesi bir iç
revizyonu, kaçınılmaz hale getirdi artık. Şayet kalıcı bir koalisyon
olabilseydi yine de bunları yazmayacak, işin sonunu bekleyecektim.
Şayet
CHP’yi kaybetmek istemiyorsak, bu gerçeği peşinen kabul etmek zorundayız şimdi.
Yani CHP daha fazla da kırpılmamak için; yeniden yapılanıp tabanı ve milli
egoyu arkasına almadan yeni seçime girmemeli realitesi, bundan sonra ilk seçim
projesi olarak ele alınmalıdır. Yani bugüne kadar işi idare ettiler; ama bundan
sonra böyle yürümez artık. İnşallah kendileri de durumlarının farkındadırlar…
CHP den özlemle beklenen milli
aidiyet farkındalığı, arka arkaya yakalandığı Ergenekon, Balyoz hastalıklarından
sonra, durgun sularda nekahete alınan TSK’mızın, yeniden programı haline
gelince, CHP’nin bu yeni olguyu nasıl yorumladığı, tekrar gündeme oturuverdi. TSK,
PKK levhasını merkeze koyarak ABD ve AB Gladyosuna yeni bir ayar çekerken, bu
ülkenin kimin vatanı olduğunu, bütün taş kafalara aynı İstiklal ruhuyla yeniden
hatırlatıyordu aslında. İşte tam da böyle bir tezahürde, Atatürk’ün CHP’si,
TSK’sına sahip çıkmayacak, onun Hükümeti olmayacak da bu görev vatanı satan
devrik müstevliden mi beklenecekti.
Bana göre de başta Kılıçdaroğlu
olmak üzere bütün CHP ağır topları, şimdi şapkalarını önlerine koyarak, bir
değil hem de iki defa düşünmek zorundadırlar. Bırakın 6 oku yeniden ayağa
dikmeyi; o sayıyı yeniçağın talepleri doğrultusunda da azamiye baliğ ederek
anayasaya, bir daha tartışılamayacak ve çakma başkanlara fırsat vermeyecek yeni
yasalarla da perçinlemelidirler. Şayet bu yönde tatminkâr bir yaklaşım olmazsa
iyi bilinmelidir ki, CHP külliyesinin iyice kabaran midesi, artık kursağında
oturan ve içini bulandıran karışık yönetim kokteylinden, kaçınılamaz bir
istifra ile kurtulmak zorunda kalacaktır. Belki de Cumhuriyet tarihimizin ilki
olacak parti içi bir darbe, bizatihen de o Cumhuriyeti kuran CHP’nin kaderi
olacaktır. Bunu yapabilecek olan yüce Atatürk kalbi o partinin özeğinde,
bilinen ritmiyle gümbür gümbür atmaktadır ve ebediyen de atacaktır…
Çünkü yeni bir seçime kadar titreyip
kendi özüne dönmeyen bir CHP, bugünkü mevcudiyetine bile ulaşamayacaktır. AKP
gibi müstevli bir partinin, kendini bilmez bir medya bülbülü bile, Ermeni
Diasporasının düdüğünü çalan, PKK yandaşlarıyla bayrak açan bir CHP ile
koalisyon yapılamaz, mugalatasının arkasına sığınabilmektedir bugün. Anlayın
böyle adam müsveddelerine bile o şerefli, onurlu partiyi nasıl malzeme
yaptığınızı artık. Ne diyelim ki başka. Bu at cambazlarına asla fırsat
vermeyecektiniz beyler.
İşte mevcut balans bozukluğunuz bu
durumun kuşkusuz sebebidir bilesiniz. Bir yanda Ermeni Diasporasıyla, soykırım
varsaymanı olarak bayrak kaldıracak, terörist sola sosyalist diyeceksin, diğer
yanda PKK yandaşlığı yapıp, milletin anasını bile satan ABD’nin kucağına
oturacaksın. Böyle bir CHP olamaz. Bu yapıyla ancak bir kaos partisi
olabilirsin, ki o zaman da değil zirveyi yakalamak, köşe bayrağına bile
ulaşamazsın birader. Elbette şimdi Kemalist bile olmaya gerek duymayan ve salt Atatürkçülüğün
arkasına sığınan, yüz karası müstevli bile adamla böyle dalga geçer işte
sonunda. Bilmem anlaşılır oldu mu???
Sadece bu nedenler bile CHP’yi bir
an önce Kemalist kimliğine dönerek, milli bir koalisyona liderlik yapmak
mecburiyetinde bırakmaktadır. İncirlikte beslediğiniz ABD yılanı, interaktif
uydu enformasyonları ve CIA bilgiçliği ile PKK’lı eşkıyaya nokta atışı
yaptırarak askerlerimizi, kolluk kuvvetlerimizi birer birer avlattırmakta ve günahsız
evlatlarımız pisipisine yok edilmektedir. Her Gün Şehit cenazeleri kalkıyor.
Karşı tarafın kiralık katillerinden düzinelerle yok edilse ne yazar. Benim bir
evladımın bile yerini doldurabilirler, analarının gözyaşlarını durdurabilirler
mi. Şimdi kimse kalkıp da onlar da ana baba evladı demesinler sakın! Nerede o
zaman onların anaları babaları. Çoğu sahiplenmek bile istemiyor kendi ölülerini…
PKK açık cephede Türk ordusuna karşı
asla savaşamaz, buna ABD, AB orduları da dâhildir. Bunu kendileri de bilir. O
yüzden zaten taşeron kullanmaktadırlar. İşte bütün hadise de, bir taşeron
olayıdır aslında. Amaçları da nokta atışlarıyla milletin tansiyonunu yükseltip,
kardeşi kardeşin boğazını sıkar hale getirmektir. İşte böylesi acil bir durumda
Kürtçe bile konuşamayan kripto Kürtleri besleyen ABD ve hempalarıyla aynı
kulvarda kalmakla, onların cinayetlerine de yataklık edilmiş olunmaktadır. İşte
CHP yönetimi bu nedenle, bilhassa da unutmamak zorundadır ki; o Şehit
evlatların gözleri yaşlı ailelerinin reylerine, hangi yüzle talip olacaktır…
Serendip
Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder