17 Ağustos 2015 Pazartesi

BALANS AYARI..

           Eskiden CHP den bahsederken, CHP’miz aidiyet takısını mutlaka kullanırdım. Şimdi CHP diyorum; ama yine de birilerinin yaptığı gibi başına bir ‘Y’ takamıyorum bir türlü. İçimden gelmiyor çünkü. Bu bağlamda son dönemde CHP de başlayan bir Amerikalılaşma, başlangıçta sıkıntıyla aldığımız; ama içimizde sakladığımız bir olguydu. Bunu bütün muhafazakârlığımıza rağmen şimdi itiraf etmek durumundayız artık. Ne yapalım herkesi kendimiz gibi zannediyoruz.

            Erken yaygara yapmayalım, biraz sabırlı olalım, elbet bu ara da geçer, yine özüne döner diyorduk. Maalesef içinde bulunduğumuz bu sıkıntılı dönemde, artık iyice kristalize oldu ki; CHP bu yapı ve mevcut balans bozukluğu ile öz seçmenini ve milli iradeyi daha fazla ikna edemeyeceği nedeniyle, iktidar yolunda ilk virajı bile alamayacak demektir. Bu görüşe elbette modaya uyduğum için varmadım. Sadece AKP ile kalıcı bir koalisyonun akamete uğraması ve ortaya çıkan yeni seçim şartları nedeniyle, birden oluşan zaman darlığı, şimdi CHP’yi kendi özüne çevirecek olan böylesi bir iç revizyonu, kaçınılmaz hale getirdi artık. Şayet kalıcı bir koalisyon olabilseydi yine de bunları yazmayacak, işin sonunu bekleyecektim.

Şayet CHP’yi kaybetmek istemiyorsak, bu gerçeği peşinen kabul etmek zorundayız şimdi. Yani CHP daha fazla da kırpılmamak için; yeniden yapılanıp tabanı ve milli egoyu arkasına almadan yeni seçime girmemeli realitesi, bundan sonra ilk seçim projesi olarak ele alınmalıdır. Yani bugüne kadar işi idare ettiler; ama bundan sonra böyle yürümez artık. İnşallah kendileri de durumlarının farkındadırlar…


            CHP den özlemle beklenen milli aidiyet farkındalığı, arka arkaya yakalandığı Ergenekon, Balyoz hastalıklarından sonra, durgun sularda nekahete alınan TSK’mızın, yeniden programı haline gelince, CHP’nin bu yeni olguyu nasıl yorumladığı, tekrar gündeme oturuverdi. TSK, PKK levhasını merkeze koyarak ABD ve AB Gladyosuna yeni bir ayar çekerken, bu ülkenin kimin vatanı olduğunu, bütün taş kafalara aynı İstiklal ruhuyla yeniden hatırlatıyordu aslında. İşte tam da böyle bir tezahürde, Atatürk’ün CHP’si, TSK’sına sahip çıkmayacak, onun Hükümeti olmayacak da bu görev vatanı satan devrik müstevliden mi beklenecekti.


            Bana göre de başta Kılıçdaroğlu olmak üzere bütün CHP ağır topları, şimdi şapkalarını önlerine koyarak, bir değil hem de iki defa düşünmek zorundadırlar. Bırakın 6 oku yeniden ayağa dikmeyi; o sayıyı yeniçağın talepleri doğrultusunda da azamiye baliğ ederek anayasaya, bir daha tartışılamayacak ve çakma başkanlara fırsat vermeyecek yeni yasalarla da perçinlemelidirler. Şayet bu yönde tatminkâr bir yaklaşım olmazsa iyi bilinmelidir ki, CHP külliyesinin iyice kabaran midesi, artık kursağında oturan ve içini bulandıran karışık yönetim kokteylinden, kaçınılamaz bir istifra ile kurtulmak zorunda kalacaktır. Belki de Cumhuriyet tarihimizin ilki olacak parti içi bir darbe, bizatihen de o Cumhuriyeti kuran CHP’nin kaderi olacaktır. Bunu yapabilecek olan yüce Atatürk kalbi o partinin özeğinde, bilinen ritmiyle gümbür gümbür atmaktadır ve ebediyen de atacaktır…

            Çünkü yeni bir seçime kadar titreyip kendi özüne dönmeyen bir CHP, bugünkü mevcudiyetine bile ulaşamayacaktır. AKP gibi müstevli bir partinin, kendini bilmez bir medya bülbülü bile, Ermeni Diasporasının düdüğünü çalan, PKK yandaşlarıyla bayrak açan bir CHP ile koalisyon yapılamaz, mugalatasının arkasına sığınabilmektedir bugün. Anlayın böyle adam müsveddelerine bile o şerefli, onurlu partiyi nasıl malzeme yaptığınızı artık. Ne diyelim ki başka. Bu at cambazlarına asla fırsat vermeyecektiniz beyler.

            İşte mevcut balans bozukluğunuz bu durumun kuşkusuz sebebidir bilesiniz. Bir yanda Ermeni Diasporasıyla, soykırım varsaymanı olarak bayrak kaldıracak, terörist sola sosyalist diyeceksin, diğer yanda PKK yandaşlığı yapıp, milletin anasını bile satan ABD’nin kucağına oturacaksın. Böyle bir CHP olamaz. Bu yapıyla ancak bir kaos partisi olabilirsin, ki o zaman da değil zirveyi yakalamak, köşe bayrağına bile ulaşamazsın birader. Elbette şimdi Kemalist bile olmaya gerek duymayan ve salt Atatürkçülüğün arkasına sığınan, yüz karası müstevli bile adamla böyle dalga geçer işte sonunda. Bilmem anlaşılır oldu mu???

            Sadece bu nedenler bile CHP’yi bir an önce Kemalist kimliğine dönerek, milli bir koalisyona liderlik yapmak mecburiyetinde bırakmaktadır. İncirlikte beslediğiniz ABD yılanı, interaktif uydu enformasyonları ve CIA bilgiçliği ile PKK’lı eşkıyaya nokta atışı yaptırarak askerlerimizi, kolluk kuvvetlerimizi birer birer avlattırmakta ve günahsız evlatlarımız pisipisine yok edilmektedir. Her Gün Şehit cenazeleri kalkıyor. Karşı tarafın kiralık katillerinden düzinelerle yok edilse ne yazar. Benim bir evladımın bile yerini doldurabilirler, analarının gözyaşlarını durdurabilirler mi. Şimdi kimse kalkıp da onlar da ana baba evladı demesinler sakın! Nerede o zaman onların anaları babaları. Çoğu sahiplenmek bile istemiyor kendi ölülerini…


            PKK açık cephede Türk ordusuna karşı asla savaşamaz, buna ABD, AB orduları da dâhildir. Bunu kendileri de bilir. O yüzden zaten taşeron kullanmaktadırlar. İşte bütün hadise de, bir taşeron olayıdır aslında. Amaçları da nokta atışlarıyla milletin tansiyonunu yükseltip, kardeşi kardeşin boğazını sıkar hale getirmektir. İşte böylesi acil bir durumda Kürtçe bile konuşamayan kripto Kürtleri besleyen ABD ve hempalarıyla aynı kulvarda kalmakla, onların cinayetlerine de yataklık edilmiş olunmaktadır. İşte CHP yönetimi bu nedenle, bilhassa da unutmamak zorundadır ki; o Şehit evlatların gözleri yaşlı ailelerinin reylerine, hangi yüzle talip olacaktır…

                                                                       Serendip Altındal



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder