15 Ocak 2015 Perşembe

TERÖRMÜ TERÖRİSTMİ..

            Zamanlar içinde oluşmuş 16 Türk devleti tarihseli; coşkulu, vardığı yerlerde İmparatorluklar kurarak tarihe yerleşen, nizamını kurarak, uygarlığını yayarak, egemenliğini dosta düşmana kabul ettirdikten sonra da, hemen yeni arayışlara giren, çağlayanlar gibi taşan ve bulunduğu yerlere sığamayan bir milletin tarihi, yani evrakı metruke sidir. Zaman geçtikçe ve teknoloji geliştikçe de çok daha eskilere uzanan, geçmişinde bile yerinde duramayan ve devamlı derinleşen, eskidikçe de şarap gibi değer kazanan, muhteşem bir tarih. Ne kadar görkemli, ihtişamlı ve iftihar edilecek evrensel bir varoluş bu Tanrım. NE MUTLU TÜRK’ÜM diyene.

            Pekiyi eniştemiz bizi neden öptü acaba. Türk'ü ağzına almayan, kendine kondurmayan enişte, herhalde birisinin olumlu tavsiyesine uyarak, Türklerin ülkesinde belki de ilk defa, bu güne kadar yaptığı en anlamlı gösterisinde sahne almıştı oysa. Kendi adıma, köşk katında ilk defa yapılan ve Türk'ün şanlı tarihine yakışan bu anlamlı görseli, dekor yetersiz olduğu ve başoyuncu da Erdoğan olduğu halde tutmuştum aslında. Ne ki, 16 farklı dönemin Türk neferiyle saf tutması da boşa çıktı.

            Zira fazla antipatik olduğu ve ortaya çıktığından beri, sayısız olumsuza el attığı için, olumlusuyla bile yine kimselere yaranamadı. Yani ne yapsa yakışmıyor bizim biradere. Ne yapsın bu onun fıtratı oldu artık. Suçu kendi naturasında aramalı, başkasında değil. Her adımıyla nasıl gelgitleri oynadığını, her attığı adımın bir öncekinin farklı yönünde bir hamle olduğunu, diyelim ki kendisi idrak edemiyor; yoluna kendilerini bu kadar ucuza pazarlayan seçmeni ve yandaşı, akli melekelerini balık pazarında mı unuttular acaba...


            1- Özellikle alt kaynakları zengin ve bağımlı ülkelerde terörün yaşatılması ve düğmeye basıldığında ortaya çıkması tesadüf değildir elbette.

            2- Bu durum aynı zamanda, başını ABD'nin çektiği ve aslan payını aldığı emperyalist tasallutun, ulusal kaynakların soyulmasında, arka planda ki hempası olan Avrupalı sürüngenlerin, bu terörü nasıl ve neden beslediklerinin de yadsınamaz göstergesidir. 

            3- Uluslararası alanda besledikleri farklı terörist sürülerinden, özetle de İslam yaftası taktıklarını, zaman zaman yeraltına çekerken, ekonomi politik göstergeler işaret ettiğinde, bir anda Paris’te olduğu gibi, yeryüzünde de çiçek açtırabiliyorlar. Mesela El Kaide, Boko Haram, IŞİD vs. son dönemlerin bu bağlamda seçkin örnekleridir. Müslüman yaftalı olmayanları ise daha ziyade, salt hedefli tetikçilikte (toplu suikastlarda) kullanıyorlar. Bunun önceliğine de aralarında ki emir komuta zinciri karar veriyor. Ve Paris’teki olayın da, ön anlaşmalı olduğu apaçık sırıtıyor aslında.

            Çünkü harekât amiri komiserin ve sözde kovaladığı tetikçilerin ifade veremeden telef olmaları, bu durumun çok açık bir göstergesidir. Sömürgelerin dışında ilk defa bir AB ülkesinde İslam yaftasıyla, radikal bir provakosyon amaçlı yapılan bu tetikçilik, ekonomik dar boğazlara giren vahşi Batı'nın, 'hep benden beklemeyin, sizlerin de taşın altına elinizi sokmanız gerekiyor' bağlamında ABD ayağının, AB uzantısına verdiği direk bir mesaj olarak da okunabilir. Belki de muhtemel bir infialden endişe duyan Obama, bu yüzden Paris’te görüntü vermemiştir, kim bilir.  

            5- Besleme terör ile bunalıma sokulan ve çaresiz kalan yerel Hükümetler, eli mahkûm Batıdan yardım talep etmek zorunda bırakılıyorlar. Hemen işareti alan emperyal güçler, başlarında da muzaffer komutanları ABD olmak üzere, gayet meşru gerekçelerle, ellerini kollarını sallaya sallaya, daha önce terk etmek zorunda kaldıkları kurban ülkelere, bu defa kurtarıcı pozunda yeniden yerleşiyorlar.

            6- Beslenen terör, sadece vurucu, eli kanlı teröristlerden oluşmaz. Siyasi partiler, medya araçları, çeşitli kamu teşekkülleri, hukuksal profiller, ticari kurumlar, bankalar, üniversiteler, liseler hatta çocuk yuvalarına kadar değişen formatlarda da karşımıza çıkmaktadır. Çeşitli istihbaratların araştırma raporlarında, bu konuda çok çarpıcı bilgilere ulaşılmaktadır. Sadece ABD kendi milli istihbarat kurumlarına, hedef ülkelerde soft-hard terör organizasyonları uyarlamaları için yıllık bütçelerinden, bugünlere kadar dudak uçuklatan rakamlar ödemiş ve ödemektedir.


            Paris olayından kendimiz de bazı mesajlar alıp, sıradaki biz olabiliriz düşüncesiyle çok tedbirli olmalıyız. Düşünün, PKK terörünün üstüne, bir de bu ne idüğü belirsizleri koyarsanız faturamız kabarabilir. Hoş hani evelallah üstlerinden geliriz nasılsa ve askeri, sivil faydalı da bir şer olur bizim için aslında. Ne var ki, her riskin kabul edilebilir bir zararı da vardır kuşkusuz. Ama kâr zararı fazlasıyla karşılayacaksa ki hesap öyle gösteriyor. O zaman mesele yok varsın gelsinler. Başımızın üstünde yerleri var.

            Yalnız sonra bizi, emperyalist patronlarının diğer besleme kurumları olan çakma insan hakları komisyonlarına, "bize sürek avı yaptılar" diye, şikâyet etmeye de kalkmasınlar. İnceldiği yerden kopacaksa da kopar nasılsa. Malum, korkunun ecele faydası olmadığı nedeniyle de, korkmanın boşuna olduğunu da iyi bilir Türk milleti...
             
                                                                              Serendip Altındal

Video Kanalım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder