Bir yandaş medya
bülbülü, mahalli seçimleri tek başına kazandığı görüşünde olduğu Başbakanını,
başarının tek adresi yapıvermiş. Devrimci(!) kanatta ki medyatik de 70 yılın
devrim partisini, neredeyse bin bir suratlı AKP denen çok uluslu sömürgeci
çetesinin bile alt seviyesine indirgeyip, modeli bile olmayan bir yaratık
konumuna oturtuyor. Modelden neyi kastediyor, yoksa biz mi ilizyon yapıyoruz,
İnşallah öyledir.
Bu espritüel modelci kardeşler,
duvara çivisiz asılan mesnetsiz eleştirilerini, önemli fikirler pazarladığını sanan
ticaret erbabı edasıyla birbiri peşine sıralamak yerine, Cumhuriyetin
kuruluşundan itibaren hıyanet ve delalet nedir bilmeyen, altı oklu, siyaset
geleneği olan, her beşeri demokratik birliktelikte olduğu gibi bazen başarılı
bazen de başarısız olma hakkına sahip; ama asla vatan haini, hırsız ve onursuz
olmadan, AKP den sonra da onurlu yaşamını sürdürecek her dönemin devrim
partisinde, nasıl bir model görmek isterlerdi acaba. Onu da bir lütfetseydiler
de CHP ile birlikte biz de öğrenseydik hiç olmazsa. Hala, kullanım süresini
bitirmiş kapitalist sistemde model arayanlar içinse, görüşümü teneşir
tahtasıyla bir evvelki yazımda belirtmeye çalışmıştım.
Seçim öncesi baş çalan, seçim
sonrası da çamura yatarak rey çalan, böylece yeni bir seçim kazandığı sanrısıyla,
başarı(!) kademesini bir rütbe daha yükselten muhteremi, ciddi olarak kutlamak
gerekir, gerçekten kolay kolay bir daha aşılamayacak bir başarı(!) grafiği doğrusu bu. Yetmezmiş gibi başka bir zırva
da, başarısı tavan yapmış böyle bir lider ve şürekâsından
oluşan, borsanın mantar şirketleri gibi kısa ömürlü - ki emsalleri çoktur
Cumhuriyet tarihimizde - AKP adlı vurguncular partisinin, CHP gibi şaibesiz bir
tarihi abideyle aynı statüdeymiş gibi mukayese edilmesidir.
Oysa bu iki parti arasında gece ile
gündüz farkı vardır. Ayrıca CHP de hatalı olabilir, Peygamber de, neticede
beşer bu, arada şaşar da; ama hırsızlık, vurgunculuk, irtikâp, fesat, ihanet
apayrı hususlardır ve kendileri dışında hiçbir özneyle mukayese bile kabul
etmezler. Yani ya daha az, ya daha çok hırsızlık vs. vardır. Türkçeyi de
bilinçli kullanmak gerekir, en azından yazar olabilmek adına. Ne ki CHP’nin
artık bundan sonra daha dikkatli olup, göreli kısırlığını patolojik olana
dönüştürmemesi gerekiyor ki son şansını iyi kullanabilsin. Neticede iktidar
gaspını bir daha teşhir eden bu çakma seçimler her şeyin sonu değil, aslında
başlangıcıdır…
Aynı bağlamda, terörist kedilerinden,
sandık çalmalara, rey tahriflerine, bilgisayar manipülasyonlarından, ordu
kumpaslarına, adalet ve anayasa gasplarına vs. kadar çeşitli varyasyonlarıyla
12 yıldır izlediğimiz bu serüven dizisinde, sonuçta tek suçlu yine bizim
modelsiz gariban CHP çıkıyor. Anlaşılır gibi değil. Ne diyelim tüm ansızların
başına CHP kadar taş düşsün. Ayıptır arkadaşlar, topu topu tek bir
muhalefetiniz var, başka da yok, akıllı olun. Böleceğinize bağlayıcı olun. Haydi,
yandaşlar neyse, pekiyi size ne oluyor, yoksa bu asimetrik yansımada sizinde mi
beyinleriniz sulandı.
Zeytinyağı gibi hep suyun üstünde
kalıyor gözükseniz de, acaba sizleri de etki alanına hapsetmiş toplumsal
basiretsizliğin de, hiç mi günahı yok bu görüntüde. İlave olarak düşman dört
yandan kuşatmış. Ülkemiz bizden başka neredeyse herkesin malı olmuş bir sokak
kadını haline düşürülmüş. Sesimizi, direncimizi kendi evimizde kısmışlar.
Anadolu halımızı, beraberinde ki şehit mezarlarımızı ve tarihimizi, neredeyse
biz uyurken altımızdan çekip aşırmak üzereler. Yurdumda hal böyle iken, bizden
olduğunu sandığımız birileri, her şeyi bırakıp, sanki tek sorunları buymuş gibi
hala CHP ile uğraşmaya kalkıyor. Bünyedeki kısmi de olsa, malum eksiklikleri
hepimiz görüyoruz. En azından kendi adıma tiksinerek telin ettiğim, içinde ki Neo
Amerikancı ve açılım yandaşı kişilik bozukluğuna sahip bir yeni kuşak, beni
kıdem ve tecrübem dolayısıyla, çoğunuzdan fazla rahatsız diyor.
Yaşamakta olduğumuz balans
kaymasının ve ahlak erozyonunun esas ve tek sorumlusu topumuza dört koldan
saldırırken, hala tek sorumluluğu CHP ye yıkanlar, yandaş medyayı her fırsatta
aşağılayıp hafife alırken, aslında arada seviye farkı bırakmadan, salt eleştiri
dışında en ufak bir somut öneri ortaya koyamadan, iştiyaklı bir beyin jimnastiği
iyi niyetine bile sahip olmadan, üstüne bir de milliyetçi ambiyansla, bilgiç
doğrucular pozuna girenlerin hiç mi günahı yok...
Anlayacağınız, bir yanda topluma
saldırı halinde ki, her şeyi göze almış ve meclis çoğunluğunu elinde tutan
iktidarıyla bir kumpas çetesi, diğer yanda salt meclis aritmetiği mağduriyetine
günah keçisi gibi terk edilmiş; ama milli defanstan tek sorumlu bir CHP, az
ilerde de varlıkları, yokluklarıyla belirsiz DİĞERLERİ olarak çizebiliriz herhalde
bu görüntüyü. Bilmem haksızmıyım. Ayıptır günahtır beyler. Şapkalarınızı
önünüze koyun ve biraz itidalli olun. Hiç olmazsa belki vicdanınız sızlar.
Doğrunun kontrpiye kaldığı
ülkenizde, yoklukta mucizeler beklediğiniz CHP ye acaba sizler ne verebildiniz.
Lütfen bu konuda da biraz otokritiği kendinize çok görmeyin. Bir başka ifade
bozukluğuna da işaret edersek, her şeye rağmen aslında sıfırlamış Erdoğan'ı
başarılı gösteren ve matematik dili güzel Türkçemizi tersinden giydiren bir
mantık anlayışıyla karşılaştığımızı da belirtmemiz gerekir.
Ahlak erozyonuna düşmüş ve
beraberinde çocuklarını da sürükleyerek balkon sefası yapan bir zavallının,
gazetelere geçen resmini dikkatle izleyin. Zorla elini kaldırdığı oğlunun bile
yüzünde gizli bir utanç ifadesi seziliyorken, babasınınkinde esinti bile yok.
Akıl sağlığı tartışılır boş ve anlamsız, his yoksunu, ruhsuz, ölü bakışlar.
Diğerlerini geçiniz; ama durumu yorumlayabilecek seviyede olanlar, nasılsa bu
özelliği de teşhis etmişlerdir.
AKP icraatları külliyatının seçim
öncesi ve sonrasına bir göz atıldığında, sanki tam bir deliler tiyatrosu
izliyoruz. Sanki ağır vakaların çoğunlukta olduğu - halk diliyle zırdeliler -
bir akıl hastanesindeki hastalardan, bir oyun sahneye koymaları istenmiş gibi.
Hani niyetine de girse, normal akıllının böyle bir oyunun aynısını yapabilme
şansı yoktur. Ne ki, aman şakaya hiç gelmez, böyle oyunları izlemeye devam
etmek kendi akıl sağlığımız için de son derece zararlıdır, ona göre. Yoksa bahsi edilen başarı bu mudur acaba??? Seçim
sonuçlarına bakınca, acaba sahiden kafayı yedi mi bu millet diye de düşünüyor
normal bir zekâ hani...
Serendip
Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder