3 Nisan 2014 Perşembe

MODELE GEBE KISIRLIK..

            Bir yandaş medya bülbülü, mahalli seçimleri tek başına kazandığı görüşünde olduğu Başbakanını, başarının tek adresi yapıvermiş. Devrimci(!) kanatta ki medyatik de 70 yılın devrim partisini, neredeyse bin bir suratlı AKP denen çok uluslu sömürgeci çetesinin bile alt seviyesine indirgeyip, modeli bile olmayan bir yaratık konumuna oturtuyor. Modelden neyi kastediyor, yoksa biz mi ilizyon yapıyoruz, İnşallah öyledir.
            Bu espritüel modelci kardeşler, duvara çivisiz asılan mesnetsiz eleştirilerini, önemli fikirler pazarladığını sanan ticaret erbabı edasıyla birbiri peşine sıralamak yerine, Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren hıyanet ve delalet nedir bilmeyen, altı oklu, siyaset geleneği olan, her beşeri demokratik birliktelikte olduğu gibi bazen başarılı bazen de başarısız olma hakkına sahip; ama asla vatan haini, hırsız ve onursuz olmadan, AKP den sonra da onurlu yaşamını sürdürecek her dönemin devrim partisinde, nasıl bir model görmek isterlerdi acaba. Onu da bir lütfetseydiler de CHP ile birlikte biz de öğrenseydik hiç olmazsa. Hala, kullanım süresini bitirmiş kapitalist sistemde model arayanlar içinse, görüşümü teneşir tahtasıyla bir evvelki yazımda belirtmeye çalışmıştım.

            Seçim öncesi baş çalan, seçim sonrası da çamura yatarak rey çalan, böylece yeni bir seçim kazandığı sanrısıyla, başarı(!) kademesini bir rütbe daha yükselten muhteremi, ciddi olarak kutlamak gerekir, gerçekten kolay kolay bir daha aşılamayacak bir başarı(!) grafiği doğrusu bu. Yetmezmiş gibi başka bir zırva da, başarısı tavan yapmış böyle bir lider ve şürekâsından oluşan, borsanın mantar şirketleri gibi kısa ömürlü - ki emsalleri çoktur Cumhuriyet tarihimizde - AKP adlı vurguncular partisinin, CHP gibi şaibesiz bir tarihi abideyle aynı statüdeymiş gibi mukayese edilmesidir.
            Oysa bu iki parti arasında gece ile gündüz farkı vardır. Ayrıca CHP de hatalı olabilir, Peygamber de, neticede beşer bu, arada şaşar da; ama hırsızlık, vurgunculuk, irtikâp, fesat, ihanet apayrı hususlardır ve kendileri dışında hiçbir özneyle mukayese bile kabul etmezler. Yani ya daha az, ya daha çok hırsızlık vs. vardır. Türkçeyi de bilinçli kullanmak gerekir, en azından yazar olabilmek adına. Ne ki CHP’nin artık bundan sonra daha dikkatli olup, göreli kısırlığını patolojik olana dönüştürmemesi gerekiyor ki son şansını iyi kullanabilsin. Neticede iktidar gaspını bir daha teşhir eden bu çakma seçimler her şeyin sonu değil, aslında başlangıcıdır…

            Aynı bağlamda, terörist kedilerinden, sandık çalmalara, rey tahriflerine, bilgisayar manipülasyonlarından, ordu kumpaslarına, adalet ve anayasa gasplarına vs. kadar çeşitli varyasyonlarıyla 12 yıldır izlediğimiz bu serüven dizisinde, sonuçta tek suçlu yine bizim modelsiz gariban CHP çıkıyor. Anlaşılır gibi değil. Ne diyelim tüm ansızların başına CHP kadar taş düşsün. Ayıptır arkadaşlar, topu topu tek bir muhalefetiniz var, başka da yok, akıllı olun. Böleceğinize bağlayıcı olun. Haydi, yandaşlar neyse, pekiyi size ne oluyor, yoksa bu asimetrik yansımada sizinde mi beyinleriniz sulandı.
            Zeytinyağı gibi hep suyun üstünde kalıyor gözükseniz de, acaba sizleri de etki alanına hapsetmiş toplumsal basiretsizliğin de, hiç mi günahı yok bu görüntüde. İlave olarak düşman dört yandan kuşatmış. Ülkemiz bizden başka neredeyse herkesin malı olmuş bir sokak kadını haline düşürülmüş. Sesimizi, direncimizi kendi evimizde kısmışlar. Anadolu halımızı, beraberinde ki şehit mezarlarımızı ve tarihimizi, neredeyse biz uyurken altımızdan çekip aşırmak üzereler. Yurdumda hal böyle iken, bizden olduğunu sandığımız birileri, her şeyi bırakıp, sanki tek sorunları buymuş gibi hala CHP ile uğraşmaya kalkıyor. Bünyedeki kısmi de olsa, malum eksiklikleri hepimiz görüyoruz. En azından kendi adıma tiksinerek telin ettiğim, içinde ki Neo Amerikancı ve açılım yandaşı kişilik bozukluğuna sahip bir yeni kuşak, beni kıdem ve tecrübem dolayısıyla, çoğunuzdan fazla rahatsız diyor.

            Yaşamakta olduğumuz balans kaymasının ve ahlak erozyonunun esas ve tek sorumlusu topumuza dört koldan saldırırken, hala tek sorumluluğu CHP ye yıkanlar, yandaş medyayı her fırsatta aşağılayıp hafife alırken, aslında arada seviye farkı bırakmadan, salt eleştiri dışında en ufak bir somut öneri ortaya koyamadan, iştiyaklı bir beyin jimnastiği iyi niyetine bile sahip olmadan, üstüne bir de milliyetçi ambiyansla, bilgiç doğrucular pozuna girenlerin hiç mi günahı yok...

            Anlayacağınız, bir yanda topluma saldırı halinde ki, her şeyi göze almış ve meclis çoğunluğunu elinde tutan iktidarıyla bir kumpas çetesi, diğer yanda salt meclis aritmetiği mağduriyetine günah keçisi gibi terk edilmiş; ama milli defanstan tek sorumlu bir CHP, az ilerde de varlıkları, yokluklarıyla belirsiz DİĞERLERİ olarak çizebiliriz herhalde bu görüntüyü. Bilmem haksızmıyım. Ayıptır günahtır beyler. Şapkalarınızı önünüze koyun ve biraz itidalli olun. Hiç olmazsa belki vicdanınız sızlar.
            Doğrunun kontrpiye kaldığı ülkenizde, yoklukta mucizeler beklediğiniz CHP ye acaba sizler ne verebildiniz. Lütfen bu konuda da biraz otokritiği kendinize çok görmeyin. Bir başka ifade bozukluğuna da işaret edersek, her şeye rağmen aslında sıfırlamış Erdoğan'ı başarılı gösteren ve matematik dili güzel Türkçemizi tersinden giydiren bir mantık anlayışıyla karşılaştığımızı da belirtmemiz gerekir.

            Ahlak erozyonuna düşmüş ve beraberinde çocuklarını da sürükleyerek balkon sefası yapan bir zavallının, gazetelere geçen resmini dikkatle izleyin. Zorla elini kaldırdığı oğlunun bile yüzünde gizli bir utanç ifadesi seziliyorken, babasınınkinde esinti bile yok. Akıl sağlığı tartışılır boş ve anlamsız, his yoksunu, ruhsuz, ölü bakışlar. Diğerlerini geçiniz; ama durumu yorumlayabilecek seviyede olanlar, nasılsa bu özelliği de teşhis etmişlerdir.

            AKP icraatları külliyatının seçim öncesi ve sonrasına bir göz atıldığında, sanki tam bir deliler tiyatrosu izliyoruz. Sanki ağır vakaların çoğunlukta olduğu - halk diliyle zırdeliler - bir akıl hastanesindeki hastalardan, bir oyun sahneye koymaları istenmiş gibi. Hani niyetine de girse, normal akıllının böyle bir oyunun aynısını yapabilme şansı yoktur. Ne ki, aman şakaya hiç gelmez, böyle oyunları izlemeye devam etmek kendi akıl sağlığımız için de son derece zararlıdır, ona göre. Yoksa bahsi edilen başarı bu mudur acaba??? Seçim sonuçlarına bakınca, acaba sahiden kafayı yedi mi bu millet diye de düşünüyor normal bir zekâ hani...

                                                                                              Serendip Altındal



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder