Bugünlerde
herkesin kafası karışık. Tabii özgüven sahibi, onurlu, ahde vefalı, omurgalı ve
de çoğunluğu teşkil eden eski tüfekleri tenzih etmek kaydıyla kullanın bu
ifadeyi lütfen. Ne var ki, beni en fazla ilgilendiren, geleceğimiz olan
gençlerimizin kafalarının karışık olmaması. Bakıyorum da, Gezi gençliğimizin
bile saflarında, hala Atatürkçülükle, Kemalizm’i birbirine karıştıranlar,
hangisinin hangisi olduğunu hala anlayamayanlar var ne yazık ki...
Bu vasıtasız cehennemlik günahın tek
sorumlusu, 1950’lerden itibaren milli eğitim sistemimizin; kapatılan Köy
Enstitülerimizden başlamak üzere, giderek Amerikanlaşan bir yapıya oturtularak,
dumura uğratılmaya başlanması ve bugün de 4+4+4 kaotik çıkmazıyla bir de üstüne
tüy dikilmesidir. Burada çok büyük bir hassasiyetle üstünde durulması
gerekense, emperyalist beslemelerinin, milli eğitimin özellikle de MİLLİ yanından kurtulma gayretleridir.
Daha önce matematik bilimdir,
dolayısı ile de matematik yoksa bilimde olmaz demiştik. Yukarda Atatürkçülük
konusunda, milliyetsizleştirme oyununun devamı olan ve kasıtlı oluşturulan kafa karışıklığını çözümlemek
adına, bir sayfayı aşmadan neler söylenebilir diye düşündüğümde; imdadıma yine
matematik yetişti. Öyleyse hemen formülü kuralım o zaman.
ATATÜRKÇÜLÜK
= KEMALİZM = (MİLLİYETÇİLİK + CUMHURİYETÇİLİK
+ HALKÇILIK + DEVLETÇİLİK + LAİKLİK + DEVRİMCİLİK)
Formülde - kısaca altı ok olarak da
betimlenen eşitlikte-, bir element eksik olursa bütün balans bozulur. Yani
ortada eşitlik filan kalmaz arkadaşlar. Dolayısıyla bu formüldeki herhangi bir
elementin kaldırılmasını, size yeni bir reçete olarak yedirmeye kalkanları
çevrenizden temizleyin. Ve iyi bilin ki kafanızı karıştıranlar işte onlardır.
Ve asla unutmayın ki bir element dahi eksik olsa, Atatürkçülük (Kemalizm) de
ortadan kalkar…
Formülde Devrimciliğin
(İnkılâpçılık) son element olması, aslında önünde ki beş elementin sürekli
yaşamından sorumlu devinimi, ifade etmesindendir. Devinim diyalektiği de budur
zaten. Dolayısı ile Atatürkçülük (Kemalizm) aslında yaşayan ve ebediyen de
yaşamak zorunda olan bir canlı devrimdir. İşte yakın dostunuz(!) emperyalistin
sonunu evrensel olarak getirecek olan bu matematiksel olgu da, onun kâbusudur.
Atatürkçülüğe karşı taşıdığı nefretin de ana kaynağı, işte yine bu korkudur
esasen.
Bilinmesi
gereken bir gerçek daha varsa; Atatürkçülüğün (Kemalizm) aranızdaki, kendilerini
liberal olarak betimleyen epiküristlere göre olmadığıdır. Aslında hiç
karıştırmamanız gereken tek doğrunun; Atatürkçü olmayan
bir Kemalist’in veya Kemalist olmayan bir Atatürkçünün, eşyanın tabiatı
gereği asla mevcut olamayacağıdır. Ve şayet bunu teyit etmeyen varsa; hiç
unutmayın ki o sizden değildir…
Serendip
Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder