2002 seçimlerinde AKP’nin
aldığı oy sayısına, Başbakanın bile inanamadığını söyleyerek, eski bir bilişim
profesyoneli olarak seçim sonuçlarında ki, şüphe duyduğum bilgisayar manipülasyonuna
dikkat çekip, kuşkularımı dile getirdiğim makalemin üstüne 11 yıl geçmiş. İlişikte
mutlaka okumanız umuduyla yolladığım, bir evladımızın konuyu nihayet bir
doktora tezi haline getirmiş olduğu araştırma yazısı, bana kıvançtan öte, ülkem
adına umut da verdi. Buradan kendisine teşekkürlerimi yolluyorum. Ne var ki aslında
ödüllendirilmesi gereken bu ciddi çalışmayı, bizlerden ziyade, şayet ilgisiz
kalırlarsa yine taşın altında kalacak olan, belki de ülkenin bölünmesine de
neden olacak muhalefet okuyup yorumlamalıdır bence.
Muhalefet, yüce Atatürk'ün ve Türk
Ulusunun, laik 90 yılın mabedine, türbanı sokmaktan, kendisini aslında iktidar
yapmayacak bir kaç oy fazlası ummak yerine, ilişikteki seçim şaibelerinden korunma
kriterlerini okuyup önlemini alırsa, kendi geleceğini de belki kurtarmış olur.
Yoksa sonuç yine hüsran olacaktır ve bu defa gelecek seçimleri görebilecekleri veya
bir daha seçim olup olmayacağı bile tartışılır hale gelecektir bu ülkede. Biz
bir kere daha altını çizerek hatırlatalım
da.
11 yılda hükümetin yaptığı bütün
seçim uyarlamalarına, ilişikte ki yazıda dikkat edilirse, AKP seçimlerde belden
aşağı çalışacağının sanki önceden sinyalini vermişken, muhalefetin de derin bir
uyku içinde olduğu kendiliğinden anlaşılır. Bu nedenle de hezimetin durumu ve
nedeni açıkça ortadadır. Hadi bu defa da almasınlar bakalım seçim önlemlerini. Daha
ilk Tandoğan’da ki gelincik mitinginde, avazımız çıktığı kadar “birleşin başka
şansınız yok” diye haykırdığımızın üstüne de bir 10 sene geçti. Ne var ki bizim
beyler daha yeni uyandılar. Artık bundan sonrasını da paşa gönülleri bilir
muhteremlerin, başka da ne diyelim ki, sözün bittiği noktaya gelmişken.
İlişikte ki tez çalışmasını okuyup
üzerinde biraz beyin fırtınası yapacak olursanız, YSK'nın acınacak durumunun
yanında, Amerikan güdümlü Mernis projesinin, 11 yıldır çakma seçim galibi AKP
ile bize nasıl kan kusturduğu hakkında; belki benim 11 yıldır adım gibi emin
olduğum sinsi olgunun, siz de farkına varırsınız. Daha o gün bunların, gerçek
oylarının aslında %20 – 23 den yukarıda asla olamayacağını söylemiştim. Sakın ola
diğer %50 maskaralığına inanmayın. Öyle ya
akıl var, yakın var. Hesap yapmanın yanında, bilgisayarla da neler
yapılabileceğini, mesleğimden ötürü hem de çok iyi bilen bir insanım. Hem de
bilgi hırsızı Amerikan gerçeği karşımda apaçık sırıtıyorken. Nitekim ilişikte
ki kapsamlı araştırmada da göreceğiniz gibi, 11 yıl sonra bile o zaman tespit
ettiğim aynı rakamlar telaffuz ediliyor.
Siz de okuduktan sonra
anlayacaksınız. 40 sayfa da olsa lütfen hepsini okuyun. 11 yıl kaybınız olduysa da ne yapalım, zararın
neresinden dönseniz o da kârdır. Nihayet öğrenip, anlamış olmak da bir şeydir. Zira
bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunamaz. Doğru eğitimin özü de, doğru
bilgidir. Yani emperyalistin, işbirlikçi AKP’nin, satın alınmış medyanın,
yargının ve cemaatlerin dezenformasyonu değil. Seçim sonrası kuşkularımı NSA,
CIA vs. gibi Amerikan milli güvenlik birimlerinin, konu hele bilgi
manipülasyonu, olunca neler yapabileceklerini ve mutlaka bağımsız, ülke
genelinde milli bir sistem - ki Atatürk bugün
yaşasaydı, ilk isteyeceği de bu olurdu -
kullanılmasını kısaca açıklamaya çalıştığım makalemi, seçim sonuçlarını
aldığımız gün Sayın Çölaşan’a da yollamıştım.
Ve aynı bağlamda Microsoft gibi
yazılım firmalarının, Amerika’da milli güvenlik ajanlarına lüzum gördükleri her
noktaya, şayet PP (noktadan noktaya gizli erişim) bağlantı olanakları
sağlamazlarsa, ruhsat bile alamayacaklarını yazmıştım. Kendisi o zaman
Hürriyette yazıyordu. Aslında yazımı da cevap beklediğim için değil, sadece toplumu
uyarmak için yollamıştım. Herhangi bir cevap alamamış olsam da, kendisinin ve
diğerlerinin bugün gecikmeli de olsa, benimle aynı noktada buluşmuş olmaları, yine
de memnuniyet vericidir. Demek ki öğrenmenin yaşı yoktur ki ne kadar doğru.
Serendip
Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder