5 Kasım 2013 Salı

SEÇİM ŞAİBELERİ..

            2002 seçimlerinde AKP’nin aldığı oy sayısına, Başbakanın bile inanamadığını söyleyerek, eski bir bilişim profesyoneli olarak seçim sonuçlarında ki, şüphe duyduğum bilgisayar manipülasyonuna dikkat çekip, kuşkularımı dile getirdiğim makalemin üstüne 11 yıl geçmiş. İlişikte mutlaka okumanız umuduyla yolladığım, bir evladımızın konuyu nihayet bir doktora tezi haline getirmiş olduğu araştırma yazısı, bana kıvançtan öte, ülkem adına umut da verdi. Buradan kendisine teşekkürlerimi yolluyorum. Ne var ki aslında ödüllendirilmesi gereken bu ciddi çalışmayı, bizlerden ziyade, şayet ilgisiz kalırlarsa yine taşın altında kalacak olan, belki de ülkenin bölünmesine de neden olacak muhalefet okuyup yorumlamalıdır bence.

            Muhalefet, yüce Atatürk'ün ve Türk Ulusunun, laik 90 yılın mabedine, türbanı sokmaktan, kendisini aslında iktidar yapmayacak bir kaç oy fazlası ummak yerine, ilişikteki seçim şaibelerinden korunma kriterlerini okuyup önlemini alırsa, kendi geleceğini de belki kurtarmış olur. Yoksa sonuç yine hüsran olacaktır ve bu defa gelecek seçimleri görebilecekleri veya bir daha seçim olup olmayacağı bile tartışılır hale gelecektir bu ülkede. Biz bir kere daha altını çizerek hatırlatalım da.

            11 yılda hükümetin yaptığı bütün seçim uyarlamalarına, ilişikte ki yazıda dikkat edilirse, AKP seçimlerde belden aşağı çalışacağının sanki önceden sinyalini vermişken, muhalefetin de derin bir uyku içinde olduğu kendiliğinden anlaşılır. Bu nedenle de hezimetin durumu ve nedeni açıkça ortadadır. Hadi bu defa da almasınlar bakalım seçim önlemlerini. Daha ilk Tandoğan’da ki gelincik mitinginde, avazımız çıktığı kadar “birleşin başka şansınız yok” diye haykırdığımızın üstüne de bir 10 sene geçti. Ne var ki bizim beyler daha yeni uyandılar. Artık bundan sonrasını da paşa gönülleri bilir muhteremlerin, başka da ne diyelim ki, sözün bittiği noktaya gelmişken.

            İlişikte ki tez çalışmasını okuyup üzerinde biraz beyin fırtınası yapacak olursanız, YSK'nın acınacak durumunun yanında, Amerikan güdümlü Mernis projesinin, 11 yıldır çakma seçim galibi AKP ile bize nasıl kan kusturduğu hakkında; belki benim 11 yıldır adım gibi emin olduğum sinsi olgunun, siz de farkına varırsınız. Daha o gün bunların, gerçek oylarının aslında %20 – 23 den yukarıda asla olamayacağını söylemiştim. Sakın ola diğer %50 maskaralığına inanmayın. Öyle ya akıl var, yakın var. Hesap yapmanın yanında, bilgisayarla da neler yapılabileceğini, mesleğimden ötürü hem de çok iyi bilen bir insanım. Hem de bilgi hırsızı Amerikan gerçeği karşımda apaçık sırıtıyorken. Nitekim ilişikte ki kapsamlı araştırmada da göreceğiniz gibi, 11 yıl sonra bile o zaman tespit ettiğim aynı rakamlar telaffuz ediliyor.

            Siz de okuduktan sonra anlayacaksınız. 40 sayfa da olsa lütfen hepsini okuyun.  11 yıl kaybınız olduysa da ne yapalım, zararın neresinden dönseniz o da kârdır. Nihayet öğrenip, anlamış olmak da bir şeydir. Zira bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunamaz. Doğru eğitimin özü de, doğru bilgidir. Yani emperyalistin, işbirlikçi AKP’nin, satın alınmış medyanın, yargının ve cemaatlerin dezenformasyonu değil. Seçim sonrası kuşkularımı NSA, CIA vs. gibi Amerikan milli güvenlik birimlerinin, konu hele bilgi manipülasyonu, olunca neler yapabileceklerini ve mutlaka bağımsız, ülke genelinde milli bir sistem - ki Atatürk bugün yaşasaydı, ilk isteyeceği de bu olurdu -  kullanılmasını kısaca açıklamaya çalıştığım makalemi, seçim sonuçlarını aldığımız gün Sayın Çölaşan’a da yollamıştım.

            Ve aynı bağlamda Microsoft gibi yazılım firmalarının, Amerika’da milli güvenlik ajanlarına lüzum gördükleri her noktaya, şayet PP (noktadan noktaya gizli erişim) bağlantı olanakları sağlamazlarsa, ruhsat bile alamayacaklarını yazmıştım. Kendisi o zaman Hürriyette yazıyordu. Aslında yazımı da cevap beklediğim için değil, sadece toplumu uyarmak için yollamıştım. Herhangi bir cevap alamamış olsam da, kendisinin ve diğerlerinin bugün gecikmeli de olsa, benimle aynı noktada buluşmuş olmaları, yine de memnuniyet vericidir. Demek ki öğrenmenin yaşı yoktur ki ne kadar doğru.

                                                                                                          Serendip Altındal





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder