14 Haziran 2013 Cuma

EKŞİ AYRAN..

Erdoğan müphemiyle başlayan ve bugünleri tetikleyen olayların gelişmesinin, perde arkası aktörü emperyalist Batılı, olaylar ülkemizde beklediği gibi gelişmeyip, Türkler yine sağ gösterip solu çakınca, ne olur ne olmaz diyerek, tekrar çark etmek zorunda kaldı. Birdenbire de anti Tayyipçi kesiliverdi. Anlayacağınız, 'hani yersen endeksli' tipik Batılı emperyalist geleneği bunun adı. Yani tavşana kaç, tazıya tut hesabı. Ruhunu ezberledik bu heriflerin artık. Mesela, bugün bazı naif ulusalcılarımızın bile sitayişle bahsettiği CNN adlı yayın kurumunun Batı yakası profili ile Doğu yakası arasında bile gece, gündüz farkı vardır. Batı yakasında ki nasıl demokrat, insan hakçısı oluyorsa, doğudaki kardeşi o nispette, emperyalist doğası gereği, Tayyipçi veya her hangi kimseci, bir oligark kesilebilir bir anda.
Bir başka misal olarak da, Kılıçdaroğlu’nu, ‘sırf bizim Tayyip Sultana, Esad’a benziyor, dediği için’ küçük aklınca refüze ettiğini sanan Swoboda (bir de adı özgürlükmüş hazretin) gösterilebilir. Şimdi de asal geleneğine uyarak kalktı, belki yersiniz diye ateşli bir anti Tayyipçi(!) kesiliverdi. Nereden baksanız güvenilemez adamlardır bunlar, tıpkı yarattıkları megaloman ve demokratın D si bile olmayan, besleme Başbakanları gibi. Adamlar sütten çıkma ak kaşık. Sanki de midemizi kabartan bu sulu, ekşimiş ayranı kendileri yaratmamışlar gibi, kıvırıp duruyorlar işte. Onların azınlıkta kalan objektif ve tarafsız gerçek aydınları dışındakileri, ciddiye almaya değmez.
Sözün özü ise; Batı, Batıya söz geçiremiyor görüntüsünde bir ikili oyun. Kılıfı da hemen hazırda bekliyor. Yaftası da insan hakları, fikir özgürlüğü ve demokrasi aldatmacası. Şayet bizim durumumuza düştükleri veya düşeceklerini hissettikleri anda, bakın bakalım bu meşhur demokratik(!) hakların hangisi kalıyor ortada. Arayın ki bulasınız(!) Tarih ne için var.

Koruma ordusunun arkasına saklanarak, dayılık yapmak kolaydır Erdoğan. Kendi yerine o taburun arkasına, yeni bitme küçük bir zamaneyi bile koysan, bil ki sana bile yabancı bir dayılığın feriştahını ortaya koyar ve inan sana bile ders verirdi. Hiç kuşkun olmasın. Senin yerinde olsam, korumasız ve tek başıma, o has vatan evlatlarının arasına karışır, kürsülerden bindirilmiş kıtalarıma sallamak yerine, o gerçek Türk evlatlarının yüzüne karşı sallardım sallayacaklarımı. Ama bu sana hiç uymazdı herhalde, sahibi olduğun Potamya malı eşyanın tabiatı nedeniyle. Verilen çok açık mesajları bile anlayamadığına göre, çocukluğunda ciddi bir rahatsızlık geçirmiş olmalısın herhalde.
Hatta yerinde olsam, kankam Gül’ü de zorla yanıma katar, onun da, bu toprakların gerçek evlatlarından, kendin gibi hızlandırılmış, dinamik bir eğitim almasını sağlardım. Ki bizatihen silkelenmeye çok ihtiyacı var onun. Hatta Arınç bile ‘birileri bizi silkelemeli’ derken, belki de öncelikle Gül’ü kastediyordu muhtemelen. Çünkü acz ve çaresizliğinden, özgüven eksikliğinden, suyun başında oturduğu halde, kendi adına bile karar veremiyor zavallı. Bana sorarsan, aslında gerginliğin ana nedeni de odur. Çünkü kendisi değil cumhurun başı, üstünde oturduğu membaın musluğu bile olamaz.
Hani sunduğun bir matah olsa neyse. Mesela hiç olmazsa rakı olsa iki fırt alıp neşesini bulurdu insan. Akşamcı bile olmasa bedava rakı var diye herkes toplanırdı çevrene, seni dinlemese de. Sen ekşimiş ayranını et kime ikram edersen, hepsi senin olsun. Biz, arkamdaki Hacı dayım, babam sağ olsun diyebilenlerden değiliz. Bu milletin geri kalan ¾' üyüz. Akşamcı bile değiliz üstelik. Bayramdan bayrama iki fırt alıyorduk, hepsi bu. Sayende şimdi ona da dürbün kurduk. Tüm varımızı yok’a çevirdin. Sende tez elden yok olursun İnşallah. Arada sırada bir gıdım keyfi vardı garibin, onu bile çok gördün ulan tayıncı.

            Kaldıysan ırak aslan sütünden ahbap
            Oluyorsan ekşi ayranla mayhoş
            Etme kendini daha fazla harap
            Bil ki sırada bayramın da var
            Uyan artık be bayramlık sarhoş

            Sense otur oturduğun yerde
            Adamın kafasını daha fazla attırma
            Attırıp da özüne gamota
            Hayyama da ağıt yaktırma…
           
Ya da daha doğrusu bırak milleti germeyi, git Güney Doğuya, al arkana bölücü Kürt cemaatini, sen en iyisi onların Başbakanı ol. Düş bu milletin yakasından artık. İstenmiyorsun işte, bu kadar da ansız olunmaz ki. Ayrıca arkadaşlarının da başına sonunda büyük dertler açacaksın. Çünkü sen toz olunca, fatura onlara yazılacak. Gittiğin yerde, hiç olmazsa istediğin gibi bir cephe oluşturur, kinini de açıkça ortaya kusar, içini dökersin ve belki de seni bu kadar tahammül edilmez yapan, huzursuz eden çocukluk komplekslerinden de kurtulursun kimbilir. Nasıl olsa tramvayın da son istasyona geldi artık. Şimdi inme zamanıdır. Öyle ya kaybedecek neyin kaldı ki. Bir dene istersen bunu, bakarsın belki faydası da olur sana, ne dersin.

Bu arada hatırlatmak gerekirse; beğenmediğin Kılıçdaroğlu, sana ‘halkın içine korumasız gir de söyle söyleyeceklerini’ betimli tavsiyemi yapardı işte. Yiğidi öldür ama hakkını yeme. Gidemez dediğin, Güney Doğuda yaptığı gibi. Herhalde, Halkı’nın içinde nasıl tek tabanca dolaştığını, hepimiz gibi, sende mutlaka görmüş olmalısın. Ne var ki, bunu da bütün işine gelmeyenlerle birlikte, çabuk unuttuğun anlaşılıyor.


Serendip Altındal



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder