Sevgili Güler bacım her şeyden önce,
başkanının ‘Dikkatli konuşalım’ diyerek aklınca sana ve seninle bütünleşen bizlere
de atıfta bulunduğu bir ortamda, içine akıttığın ve kendine sakladığın
gözyaşlarının süslediği o çok anlamlı gözlerinden öpmek istiyorum. Sen yanlış
konuşmadın ki, bilhassa çoktan konuşulması gerekeni en açık üslupla ifade ettin.
Beklediğimiz ve kimliğine çok yakışan doğru olan da buydu esasen. Bunun dışında
kalansa sinsi politikacı eyyamı olurdu ve bir Kemalist’le zinhar uyuşamazdı. Bir
kere gerçek Kemalist politikacı değildir ya da şeffaf politika yapar. Açık,
doğru ve her daim güvenilirdir. Esasen siyasette de bu dokuya sahip olmayana
kesinkes Kemalist denemez.
Esasen seni de bu doğruyu açıkça ortaya koyduğun için daha çok sevdik
ya zaten. Sen çevrende ki, CHP’li olduğunu iddia eden anti materinin, hele de
‘seni sevmiyoruz, CHP yi seviyoruz’ diyebilme gafletinde bulunan ajan
provokatör ‘kakadulinin’ çatlak seslerine sakın ola kulak asma. Aslında
istenmeyen kendileridir. Biz seni ve şahsında bütünleşen CHP yi seviyor onu
istiyoruz. Çünkü gerçek Kemalist olduğumuzu iddia edebilirken, bütün
Kemalistler gibi, yüce Atatürk’ümüzün CHP sinin de böyle olması gerektiğini çok
iyi biliyoruz.
Ben kendi adıma senin bir kere söylediğini, her gün en az 30 defa
tekrarlıyorum. Başkanın bunu duysa ne derdi acaba? Çünkü sevgili Atatürk’ün
ivmesiyle, kurucu sahibi olan yüce TÜRK ULUSUNUN kanatları altında, bütün etnik
sorun ve problemlerden arınmış, başı yukarda saygın bir ULUS DEVLETİN, beni de saygın birey haline getiren vatandaşlık kimliğimle, acaba Allah’tan
belamızı mı arıyoruz diye soruyorum zaman zaman kendime.
Hiç çakma Kürt milliyetçiliği – ki bunun ne olduğunu, fikrin sahibi
Amerikalı da somutlaştıramıyor, bu çakma milliyeti(!) hangi dilde
konuşturacağını, kendisi de bilmiyor zira – bir olabilir mi? O zaman bunu
diyenlere, hangi CHP yi sevdiklerini de sormak gerekmez mi? Sevdikleri CHP’nin
açık olarak adını koysunlar da bizde açık adrese konuşalım o zaman. Biz,
rüzgarın suratımıza savurduğu, aslında tanımadığımız elmanın çekirdeğinden
elmayı öğrenmeye kalkmıyoruz. Böyle bir enayilik veya kara cehalet, bizi asla
saptamaz. Bizatihen sahibi olduğumuz, lezzet ve faydalarını çok iyi tanıdığımız
elmanın çekirdeğini analiz edelim ve elmamızı beşere daha faydalı hale
getirelim diyoruz.
Yani işin özü demek olan bilgi bütünlüğü, her zaman somuttan soyuta
doğrudur. Önce somutu eline almayan hangi bilgi var olabilirdi ki. Bu
bilinçsizliği, aynı zamanda da bağnaz ötesi gafleti, her biri yüce pirleri
gibi, kendi başına revizyonist olan akılcı Kemalistlerden beklemek ise, abesle
iştigaldir. O halde gelin, hep birlikte bir daha adını koyup özüne noktamızı
koyalım, sevgili CHP’liler. Aslında hepimizin partisini, bir an önce gerekli kalite
kontrolden geçirip, anti maddeyi tasfiye ederek işe başlayalım mesela. Hadi
gelin, çatlak zurnaların, devşirme kültürün yandaş elementlerinin, ajan provokatörlerin
tufasına getirmeyelim büyük kurucunun mukaddes partisini o zaman. Kemalizm
aynı zamanda evrensel akılcılık değil de nedir (nokta nokta nokta)
Serendip
Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder