6 Şubat 2020 Perşembe

TUZAK..


             İngiliz yetiştirmeli Bakanlar, Vekiller ve bilumum kademeli siyasa pozisyonlarındaki siyasiler, İngiliz güdümlü GENKUR Başkanı, Atatürkçülüğünden arıtılma gayreti içinde milli ordu hüviyetinden çıkarılıp, nerdeyse paralı asker resmine dönüşerek, çocukluğunda kurşun askeri bile olmamışların sivil komutası altına giren milli ordu gücümüz, ekonomik güvencemiz olan hazine altınlarımızın İngiliz’e emanet edilmesi ve aynı bileşkede Brexit paradoksuyla İngiltere’nin AB topluluğundan ayrılması gibi indisler bir araya toplandığında; akıl ister istemez Türkiye, İngiltere, Yunanistan, İsrail bileşkesinde Akdeniz hakimiyetini ve sonuçta eski Roma benzeri yeni Ortadoğu İmparatorluğunu çağrıştıran bir ittifak projesine uzanıyor.

Ve USA’nın, arka plandaki sinsi taşeron olarak elbette ki emeğinin karşılığını da fazlasıyla alacağı ve bu arada diğer AB ülkelerinin de İngiltere’yi takiben sırayla kendi Ulusal kabuklarına çekilecekleri öngörülebiliyor.

            Şartlı bağış alırsın; ama yaratmış olduğun vergi kaçırmaya yaptığın aracılığa, ‘vergiden kaçınma’ makyajı yaparsın. Bununla da çerçevene çok uyanık ve faziletli bir adam olduğunu yazarsın. Milli bir fazilet derneğinin Başkanı olduğunu da keyfince yok sayarsın. İşte bu akıllı(!) zatın, liyakat ve erdem özürlü Kızılay Başkanı olduğunu herhalde derhal anlamışsınızdır. Ve bu muhterem, aslında sabuna basıp hamamda kafa üstü ters köşeye düşen adamın durumundan daha beter vaziyette olduğunun farkında olmadığına göre, bu badirede kafasının kırılmadığına da şükretmemiştir herhalde.

            Büyük Biradere gelirsek: Sen Rusya’nın yumuşak ve Batı emperyalist parmaklarının sürekli kaşıdığı karnı olan Ukrayna’ya, tam da bu günlerde kendisiyle bir uzlaşı antlaşması yapmak yerine, dostum dediğin Putin’in gözünün içine baka baka, elini sıka sıka çıkıp gidiyorsan, dostluk mesajların kimseyi ikna etmez artık bundan böyle. Hoş çevren de bu ani dönüşlerine alışkındır esasen.

Bu durumda Mehmetlerimiz de güven içinde olamayacaklar demektir. İstem dışı bulunduruldukları mekânlarda – ki oraları istemesen de Suriye topraklarıdır-. Sonuç Rusya ile, USA’nın bıyık altından gülüşleriyle tam da istedikleri gibi bir silahlı çatışmaya dökülünce, zanneder misin ki USA seni silahlı bir ihtilafa sinsice teşvik ederken sana sonuna kadar da destek verecektir.

            Bu çatışmada ülkemiz altından kalkamayacağı zararlar alıp binlerce Şehit verirse, kendi kıçı da sıkışan Amerikalı, bu Türkiye ile Rusya’nın ortak meselesidir deyip işin içinden sıyrılacak mıdır her zamanki gibi yine. Şimdi buna da ‘öyle olmaz’ diyebilir misin? Ayrıca unutmamalısın ki Rusya müttefikini sonuna kadar destekler ve USA’ya da asla benzemez. Ki biz buna İstiklal Harbimizde de bizatihen şahit olmuştuk. Ne ki şu anda Rusya Suriye’nin tam müttefikidir. Türkiye güvenilmez siyaseti nedeniyle ne yazık ki bu destekten tam istifade edememektedir.

Ayrıca aynı bileşkede USA’nın, seni gazlayıp birlikte ordumuzu da Rusya’ya karşı kullanacağı bir tuzağa soktuğunu, acaba anlamış mı olursun? Pekiyi İstanbul’un en az yarısı, özellikle de Trakya bölgesi Rus füzeleriyle berhava olunca, o zaman nereye Kanal yapmayı düşüneceksin acaba? Her şeye rağmen yine de bilmelisin ki hem de çakma İslamcı terör örgütlerini destekleyen, bir neo Osmanlı projesine hiçbir aklı başında ne bir komşun ne de AB ülkesinden -ki bunlara yeni ulusalcı İngiltere de dahildir- onay alırsın.

Corona virüsümü demiştiniz: O halde bekleyelim, inanıyorum ki savunmada ki Çinli kardeşler 3 günde tam teçhizatlı prefabrik hastaneler kurdukları gibi kendilerine bulaştırılan Corona virüsünün afet haline dönüşmeden aşısını da bularak aşıyı, emperyalist sahtekârlara ders olması bağlamında, kendilerinden önce piyasaya çıkartıp ihtiyaç sahiplerine de ücretsiz dağıtacaklardır sanırım. Ki bu sayede Batılı çakalların çok paralar kazanacaklarını umarak beklettikleri serumları, ellerinde patlayacaktır.
           
                                                                                   Serendip Altındal



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder