19 Aralık 2018 Çarşamba

ETKİYE TEPKİ..


            İslam mentalistleriyle AKP bayraklı yeni bir Osmanlı paradigması şişirilmekte olsun, lakin aciliyetimiz, öte de mecburiyetimiz olan antiemperyalist milli kalkınma, ufukta zor seçilen bir buluta dönüştü. Erdoğan Hükümetinin tuttuğu bu çıkmaz rota ise, bir bağımsız milli kalkınmaya değil; ama olsa olsa yeni bir Panislamist Osmanlı emperyalizmi ile sonunda pruvadan karaya vuran bir yok oluşa götürecektir şanlı Türkiye gemisini.

            Ve hazindir ki bu defa vaktiyle Osmanlı enkazını mucizevi bir Cumhuriyet idealiyle dimdik ayağa diken bir dahi Atatürk de yoktur artık başımızda. Dolayısıyla da sonramız iflah etmez bir son da olabilir ki Allah korusun. Ne var ki Allah’ın kafasız, bağnaz ve aymazları himaye ettiği şimdiye kadar hiç görülmemiştir. Bakın tarihte yok olan Devletlere, neden ve hangi gerekçeyle tarihten silinmişlerdi. Hepsinin de sonunu kalitenin bitip, kantitenin baş olması getirmişti.

            İşte beğensek de beğenmesek de gidiş bu yöne doğrudur. Rusya yanı başındaki Ortadoğu çıkmazında sonu belirsiz ve hayli endişe verici kargaşaya, sonu gelmez manipülasyonlarıyla neden olan mevcudiyetini, USA’ ya verdiği sert bir nota ile protesto ederken, şüphesiz Erdoğan’a da bir işaret fişeği yollamıştı.

            ‘Bak arkadaş, yürüdüğün yolda, güzelim Cumhuriyeti dışlayarak ne idüğü belirsiz (oysa belli) bir yöne doğru giderken, aslında bizim de milli güvenliğimize tasallut ettiğinin farkında mısın?’ Mealinde düşünmediğini bilmiyoruz kuşkusuz. Çünkü komşusunun, çevresine antiemperyalist bir hikâye anlatırken, çaktırmadan üniter Devlet yapısını terk ederek ve ufak ufak emperyalist korumalığına soyunmuş federe Derebeyi (ya da Mafya) Devletçikleri oluşturmasına, şüphesiz ki sıcak bakmayacaklardır Ne Rusya, Avrasya ne de Asya’nın tüm geri kalanı.

            Çünkü bu kargaşada ve üniter otorite boşluğunda, Anadolu veya Asya toprağına düşecek bir nükleer bomba sadece Asya’yı değil; ama bütün Dünyayı alev topuna dönüştürecektir. Bu nedenle de Ortadoğu’daki bu sonu belirsiz macera ve bu anlamsız itiş kakış derhal son bulmalı, üniter yapılar ve Devlet otoriteleri Birleşmiş Milletler çerçevesinde acilen yeniden sağlanmalıdır.

            Yani özetle, söylenen o ki; şayet bizimle aynı fikirde değilsen şimdiden unut ki bağımsızlık ve kendinize yeterlik doğrunuza, vaktiyle Atatürk’e yaptığımız gibi yine yardımcı olacağımız teminatımız, bir başka Bahara ve bizi tatmin edecek yeni şartlara sarkmasın. Ki birlikte ve rötarsız düzlüğe çıkalım. Ayrıca yol arkadaşların arasındaki süzme Amerikancılarla yolunu biran önce ayır ki bizi de davanın ciddiyetine ikna edebilesin. Yoksa istenmeyen sonuçlar senin iktidarını da bitirecektir.

            Mesela son faşist müdahaleler yargı ve bağımsız medyayı yerden yere vururken İktidar Hükümeti ne kazanmış veya kazanacaktır. Aslında kendi sonunu hızlandırmaktan başka. Tek adamlığın cazibesine aşırı kapılıp, hırsından itidalini de kaybederek, iktidarını aynı çizgiye getiren ve ibretlik bir gidişle siyasi ve biyolojik hayatını aynı nedenle sonlandıran Menderes, asla unutulmamalıdır. İşte Sözcü ile devam eden son çuvallama, sonun başlangıcını işaret eden yeni bir göstergedir muhtemelen.

            O halde tarihte aynı yolda yürüyen liderlerin hep benzer kaderleri olduğu gerçeği hiç tesadüf değildir ve bu gerçek asla yadsınmamalıdır. Esasen belki de aynı korkuyla ve beraberinde yoğunlaşan bir kinle, Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na ‘korkaksın’ demesi, herhalde kendi yüreğindeki korkunun da bir tepkimesi ve Cumhurbaşkanlığı makamını temsil ettiği için de siyaset dilinde yeri olmayan jargonuyla, büyük bir siyasi hatasıdır da.

                       
            Bizde işler böyle yürüyorken ve nispeten sakinleyen göçmen sorunu; ama yeni problemler doğurmaya hazırlanıyorken, Avrupalı zenginleri karabasanlar sarıyor. Sonu gelmez göç dalgalarının İspanya üzerinden Almanya başta olmak üzere Kuzey Avrupa’ya yönelmesi, hudutlarda çeşitli varyasyonlarda kedi fare oyunlarına sahne oluyor, diyor Almanlar. Ee gözü doymaz emperyalist biraderler, kim dedi ki size arı kovanına çomak sokun diye…
                                                          
                                                                                   Serendip Altındal






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder